Kadın kuaförüne sopalı saldırıda şüpheliler serbest kaldı: Bizi dışarıda görseler öldürecekler
SonTurkHaber.com, Dha kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Olay, 27 Eylül’de Bağlar ilçesi Fatih Mahallesi’nde meydana geldi. Dükkan sahibinin 6 yakını, iş yerini boşaltmaları için sopalarla kadın kuaförüne geldi. Şüpheliler, önce camları kırdı ardından iş yeri sahibi Meryem Güneş ve kızı Ayşegül Üçücü’yü darbetti. Saldırganlar, Güneş’in boynundaki kolyeyi ve kızının bileğindeki altın bileziği de alarak kaçtı. İhbar üzerine adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı anne-kız, ilk müdahalenin ardından kontrol amaçlı hastaneye kaldırıldı.

SALDIRI KAMERADA
Olay anı, çevredeki güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde 6 kişinin sopalarla iş yerine geldiği, camlara vurduğu, içeri doğru sopayla hamle yaptığı ve Meryem Güneş’i iterek düşürdüğü anlar yer aldı. Darp raporu alan anne ve kızın şikayeti üzerine gözaltına alınan şüpheliler, işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.

‘KIZIMA SİLAH DOĞRULTULMUŞLARDI, ÖNLERİNE ATLADIM’
Meryem Güneş yaşadıklarını anlatarak, “Dışarıda çok gürültülü ses geldi ve dışarı çıktım. ‘Ne yapıyorsunuz’ dedim ve adamın biri göğsüme tekme attı. Kafam merdivenlere denk geldi. Kızımın yanına gitmek için sopalardan fırsat bulamadım. Kızıma silah doğrultulmuşlardı. Onların önüne atladım. ‘Kızımı öldürmeyin, yapmayın’ dedim. Boğazımı sıkmaya başladılar ve altın kolyeyi aldılar.

Kafama da sopalarla vurdular. Eşim yok ve tek başıma ayakta durmaya çalışıyorum. Ekmek teknemiz allak bullak durumdadır. Suçlular etrafımızda dolaşıyor. Artık dışarıda dolaşmasınlar. Bizi dışarıda görseler öldürecekler. Sorgusuz sualsiz penceremizi yıktılar. Beni o kadar darbettiler ki kafamda ve kaburgalarımda kırıklar var. İlgili kişiler sesimizi duysun” diye konuştu.

‘YARIN BENİM ÖLDÜRÜLMEYECEĞİM NE MALUM’
Meryem Güneş’in kızı Ayşegül Üçücü ise can güvenliklerinin olmadığını belirterek, “Biz 2 yıldır burada çalışıyoruz ve kiracıyız. Biz çalışırken dükkan sahibinin akrabaları bize ellerinde silah ve sopalarla saldırdı. Bize saldırırken ziynet eşyalarımızı aldılar.

Sözleşmemiz var ve hukuki açıdan da bizi buradan çıkaramazlar. Dükkanımızın camını kırdılar. Bana da şiddet uyguladılar ve annemin kaburgalarını kırdılar. Biz burada ekmeğimizi kazanıyoruz. Kimseye zararımız da yok. Bizi buradan çıkarmak için bu olayı gerçekleştirdiler. Öğle saatlerinde ben ve annem müşteriyle uğraşıyorduk. Müşterilerimiz de çok korktu. Korkup kaçtılar. Çünkü direkt sopalar ve ellerinde silahlarla saldırdılar.

Bize, ‘Sizi buradan çıkartacağız’ dediler. 6 kişi camlarımızı kırdılar. Daha sonra içeri girdiler ve eşyalarımızı yağmaladılar. Ellerindeki silahı bana doğru tuttular. Kargaşada elimdeki bileziği aldılar. Annemi dışarıda düşürdüler ve tekme attılar. Sonra boğazına yapışarak altın kolyesini çaldılar. ‘Bize yardım edin’ diye bağırdık ama hiçbir esnaf bize yardım etmedi. O zaman insanlığımızın öldüğünü anladım.

Biz dükkanımıza gelirken bile çok korkuyoruz. Biz buradan çıkamayız. Onlar dışarıdalar ve ben korku içerisindeyim. Benim için yarın veya ertesi gün ‘sokakta öldü’ densin istemiyorum. Şikayetçi olduk. Biz ölmeden bir müdahale olmasını istiyoruz. Yarın benim öldürülmeyeceğim ne malum. Devlet tarafından korunmak istiyorum” ifadelerini kullandı.



