Kalıcı bir barış için
SonTurkHaber.com, Haber7 kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Terör örgütleri genellikle ekonomik eşitsizlik, siyasi belirsizlik, toplumsal kutuplaşma, temel hak ve özgürlüklerin olmaması ve dış güçlerin çıkar oyunları gibi faktörlerden beslenirler
Bu örgütlerinin tamamen yok olması ve kalıcı barışın sağlanması için terörü doğuran, besleyen ve körükleyen sebepler ve kaynakların ortadan kaldırılması ve yerine adil bir sistem ve düzenin inşa edilmesi gerekir. Bunun da başında halkın dini, milli ve yerli kotlarına ters düşmeyen bir anayasa gelir.
Bölgesel ekonomik fırsatların artırılması, işsizlik ve yoksulluğun azaltılması, adil yönetim ve kapsayıcı politikalar, halkın yönetime güven duymasını sağlar.
Eğitim ve Bilinçlenme ise her gelişmenin temel dinamiğini oluşturur. Emperyalist propaganda ve radikalleşmeyi önlemek için geniş çaplı eğitim programları uygulanması barışın kalıcılığı açısından önemlidir.
Ancak, küresel aktörlerin çıkar savaşlarını terk edilir, gerçek anlamda bir barış sağlanırsa, terörün beslendiği kaynağın kuruması ve barış sürecinin kalıcı hale gelmesi mümkün olur. Adil yönetim ve kapsayıcı politikalar, halkın yönetime güven duymasını sağlar ve barış için de etken rol oynar.
Adil kapsayıcı bir yönetim ve politikalar, bir toplumun istikrarının temel taşlarındandır. Halkın yönetime güven duyması, toplumsal huzurun sağlanmasında en önemli ve kritik rol oynar. Eğer insanlar devletin adil ve eşitlikçi davrandığını, çıkar gruplarının değil toplumun genel yararına hareket ettiğini görürse, radikal oluşumlar ve terör grupları güç kaybeder, eli kolu bağlanır. İddia ve bahaneleri ortadan kalkar.
Ayrıca yönetimde şeffaflık ve hesap verebilirlik önemlidir. Kararlar açık bir şekilde alınmalı ve halka karşı sorumluluk bilinci taşımalıdır. Tüm kesimlerin yönetime dâhil olabildiği ve haklarının korunduğu Cumhurbaşkanlığı sistemi daha da geliştirilmeli ve güçlendirilmelidir.
Eğer yönetim adil olmazsa, halk kendini dışlanmış hisseder ve güvensizlik ortamı, toplumsal huzuru zedeler. Güçlü hukuk mekanizmaları oluşturulmalı, Hukukun üstünlüğü sağlanmalı, keyfi uygulamalardan kaçınılmalıdır. Halkın yönetime güven duymasını sağlayacak en güçlü mekanizma; Adalet ve hukukun üstünlüğü kuralıdır.
Adalet ve hukukun üstünlüğü, toplumun yönetime güven duymasını sağlar. Eğer bir ülkede hukuk tarafsız, adil ve şeffaf bir şekilde işlerse, halk kendini güvende hisseder ve devlete olan bağlılığı ve güveni artar.
Hukukun üstünlüğü sağlandığında: Hak ve özgürlükler korunur, bireyler kendilerini güvende hisseder, Yolsuzluk ve keyfi yönetim önlenir, devlet mekanizması hesap verebilir hale gelir. Böylece toplumsal huzur ve istikrar artar, güven ortamı güçlenir. Terör, ayrımcılık ve adaletsizlikler azalır, çünkü herkes eşit muamele görünce birçok sorun ve bahane de oradan kalkar.
Eğer yöneticiler hukukun üstünlüğünü zayıflatmaya çalışırsa veya hukuk taraflı bir hale gelirse, halkın güveni azalır, toplumsal huzursuzluklar artar. Hak ve özgürlüklerin korunması eksenli hukuk, yönetim ve denetim sisteminin kurulması barışın garantisine giden yoldur.
Hak ve özgürlüklerin merkezde olduğu bir hukuk, yönetim ve denetim sistemi, toplumsal adaletin sağlanması için olmazsa olmazdır. Eğer bir sistem bu prensiplere dayanıyorsa: Vatandaşlar eşit ve güvence altında olur, hiçbir kesim ayrımcılığa uğramaz.
Yönetim şeffaf ve hesap verebilir olursa; keyfi uygulamalar önlenir. Denetim mekanizmaları güçlü çalışır, yanlış uygulamalar hızlıca düzeltilir. Hukuk üstünlüğü sağlanır, yasalar herkes için adil bir şekilde uygulanır.
Adil bir hukuk sistemini, yazılı yasalarla değil, aynı zamanda pratikte işlerliği olan mekanizmalarla kurulur ve korunur. Bu yasalar bir gurup insanın parmak kaldırmasıyla değil, toplumun dini, ahlakı ve vicdanı belirler. Milletin benimsemediği yasalar adil değildir. Her adil olmayan da yasa değildir.
Arif Altunbaş, Haber 7


