Karadeniz kıyılarının deniz çöpü haritası çıkarıldı
Trthaber sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Nehirler vasıtasıyla veya fırtına, dalga ve rüzgarlarla denize ya da kıyıya ulaşan, insan eliyle üretilmiş her türlü katı materyal, deniz çöpü olarak tanımlanıyor. BM Çevre Programı’na (UNEP) göre camlar, metaller ve denizcilik malzemeleri gibi atıkların yaklaşık yüzde 70’i okyanusun dibine çökerken batmayıp su yüzeyinde asılı kalan çoğu plastik malzeme de deniz çöpleri arasında yer alıyor.
Terzi ve ekibi, Türkiye’nin Karadeniz kıyılarındaki deniz çöpü miktarını ve türlerini belirlemek için bir araştırma gerçekleştirdi.
Metrekarede 0,24 adet deniz çöpü tespit edilen İstanbul Sarıyer'deki Kısırkaya Plajı en temiz bölge olarak belirlenirken, burayı 0,246 adetle deniz çöpüyle Trabzon Laila Plajı, 0,318 adetle Kızılırmak Ağzı Doğusu, 0,378 adetle Bartın İnkumu Plajı ve 0,378 adetle Kastamonu Cide Sahili takip etti.
En fazla deniz çöpü metrekarede 2,124 adetle Artvin Kopmuş Plajı'nda bulunurken, Bartın Kapısuyu Plajı'nda metrekarede 1,602, Artvin Üç Kardeş Plajı'nda 1,464, Samsun Terme Plajı'nda 1,326, İstanbul Şile'deki Uzunkum Plajı'nda ise 1,206 adet deniz çöpüne rastlandı.
Araştırmanın ayrıntılarını paylaşan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yahya Terzi, yarı kapalı bir deniz olan Karadeniz'de su sirkülasyonunun sınırlı, insan etkisinin ise yoğun olduğunu belirtti.
Bu faktörlerin Karadeniz'i deniz çöpü kirliliğine karşı hassas hale getirdiğini ifade eden Terzi, kıyılardaki durumu tespit edebilmek adına söz konusu araştırmayı hayata geçirdiklerini bildirdi.
"Bazı istasyonlarda her adımda bir çöp görülebiliyordu"Bulgaristan sınırından Gürcistan sınırına kadar, yaklaşık 1400 kilometre boyunca uzanan kıyı şeridinde 37 istasyon belirlediklerini kaydeden Terzi, araştırmayı, Avrupa Birliği Denizlerinde Deniz Çöplerinin İzlenmesi (The Monitoring of Marine Litter in European Seas) kılavuzuna göre yürüttüklerini anlattı.
Terzi, şöyle devam etti:
"Araştırma yaptığımız istasyonları belirlerken bunların yerleşim yerleri ve derelere olan uzaklığı, kentsel ve turistik amaçla kullanılıp kullanılmadığı gibi kriterleri göz önünde bulundurduk. Çalışmamızı 2,5 santimetrenin üzerindeki katı atıklara yönelik olarak yürüttük ve toplamda 29 bin 610 adet katı atık toplayarak materyallerine ve kullanım alanlarına göre bu atıkları sınıflandırdık."
Çöp yoğunluğu yüksek istasyonların genellikle dere ağızlarına yakın istasyonlar olduğuna ve taşınımdan daha fazla etkilendiklerine işaret eden Terzi, "Plajların yüzde 90'ının kirli ve çok kirli düzeyde olduğunu saptadık. Bazı istasyonlarda her adımda bir çöp görülebiliyordu." dedi.
Topladıkları atıkların yüzde 88'inin plastik, yaklaşık yüzde 3,5'inin kağıt ve yine bu civardaki bir kısmının da metallerden oluştuğunu aktaran Terzi, en çok rastladıkları atık türünün sigara izmariti olduğu bilgisini verdi.
Terzi, tek kullanımlık plastiklerden kaynaklanan kırılmış plastik parçaları, gıda ambalajları ve içme suyu şişeleri ile kapaklarının da sık rastladıkları atıklar arasında olduğunu vurguladı.
İnsan sağlığına zarar verebilecek bazı atık tiplerine rastladıklarına da dikkati çeken Terzi, "Bunlar cam kırıkları, medikal atıklar, şırıngalar veya kesici metal parçalardı. Çalışmamızda bunları da değerlendirdik. Örneğin bir plaja gittiniz, ayağınıza orada bir cam batma ihtimali var. Yine aynı şekilde birçok kıyıda bu riskin de yüksek ve çok yüksek olduğunu belirledik." diye konuştu.
"Sınır tanımayan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor"Karadeniz'deki deniz çöpü sorununun sadece Türkiye'yi ilgilendirmediğinden bahseden Terzi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karadeniz havzasını düşündüğümüzde bu aslında uluslararası bir problem. Karadeniz'de bir akıntı sistemi var. Bizden giden çöpler başka ülkelere veya onlardan gelen çöpler bizim kıyılarımıza ulaşabiliyor. Yani bu aslında sınır tanımayan bir sorun olarak karşımıza çıkıyor."
Terzi, AB'nin 2050 hedefinin, deniz çöpü miktarını metrekarede 1 adedin altına indirmek olduğunu fakat özellikle Karadeniz ve Baltık Denizi'ndeki kirliliğin bu hedefe ulaşmayı zorlaştırdığını dile getirdi.
İklim değişikliğiyle artan aşırı hava olaylarının denizlerdeki akıntı sistemlerini ve dalgaları etkilediğine değinen Terzi, bu durumun çöplerin taşınımını ve birikim yerlerini değiştirebileceği ve kirlilikte yeni sıcak noktalar oluşturabileceği uyarısında bulundu.
Terzi, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Düşünün, bir teknedesiniz, tekneniz su alıyor, siz kova ile o suyu boşaltmaya çalışıyorsunuz fakat teknenize giren su sizin attığınızdan daha fazla. Sizin burada yapmış olduğunuz çaba çok fazla etki oluşturamayabiliyor. O yüzden ilk yapılması gereken deniz çöplerini kaynakta önlemek, ikinci olarak da tabii ki temizlik çalışmaları yapmaktır."


