Katar a saldırının ardından Arap ülkelerinin İsrail e karşı çok büyük bir kozu var: Bakalım kullanacaklar mı!
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
On yıllar boyunca Körfez’in zengin Arap devletleri, çatışmalarla sarsılan bir bölgede istikrarın vahaları olarak kendilerini sundular; milyonlarca yabancı işçinin cazip ekonomik fırsatlar ve vergisiz yaşam tarzı için çekildiği, hızla büyüyen ekonomilere sahip pırıl pırıl başkentler inşa ettiler.
Ancak bu yıl, iki bölgesel gücün ilk kez bir Körfez ülkesine doğrudan saldırı düzenlemesiyle bu güven duygusu parçalandı. Önce İran, ABD’nin nükleer tesislerini vurmasının ardından haziranda Katar’daki bir Amerikan hava üssünü bombaladı. Ardından bu hafta İsrail, Hamas’ın siyasi liderlerini hedef alan birkaç füzeyi Doha’ya gönderdi.
Körfez ülkeleri şoke olmuş durumda; yaklaşık iki yıl önce Gazze’de başlayan savaş, sınırlarından binlerce kilometre uzakta başlamış olsa da giderek evlerinin kapısına kadar dayanıyor.
Askeri açıdan uygulanabilir seçeneklerin azlığı karşısında, Katar İsrail saldırılarına karşı bölgesel bir ortak yanıt sözü verdi. Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman Al Thani, CNN’den Becky Anderson’a yaptığı açıklamada, olası karşı tedbirlerin hâlihazırda diğer bölgesel ortaklarla görüşülmekte olduğunu söyledi. Kararın bu hafta sonu Doha’da yapılacak Arap-İslam zirvesinde açıklanması bekleniyor.
BAE’den en hızlı tepkiEn görünür ve hızlı tepki, İsrail ile en yakın bağlara sahip Körfez devleti olan Birleşik Arap Emirlikleri’nden geldi. BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed Al Nahyan, saldırıdan 24 saatten kısa süre sonra geniş bir heyetle Doha’ya ulaştı. Katar, bombardımana karşı koordineli bir yanıt arayışında çıktığı Körfez turunun ilk durağıydı; ardından Bahreyn ve Umman’a geçti.
Cuma günü BAE, İsrailli bir diplomatı çağırarak saldırıyı “açık ve korkakça bir saldırganlık” olarak kınadı.
Diplomatik seçeneklerAnalistlere göre Körfez devletleri, bölgesel birliği gösterecek ve gelecekteki İsrail saldırılarını caydıracak adımlar atmayı değerlendirecekler; ancak ellerindeki seçenekler sınırlı olabilir. Bunlardan biri, BAE’nin İsrail ile diplomatik ilişkileri azaltması veya İbrahim Anlaşmaları’ndaki rolünü düşürmesi olabilir.
Katar Başbakanı, Doha’nın yanıtının uluslararası hukuk zemininde de olacağını belirtti. Perşembe günü, BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail saldırısını kınayan oybirliğiyle bir karar çıkması için bastırdı. Bu da Körfez ülkelerinin uluslararası mahkemelerde İsrail aleyhine davalara daha fazla destek verebileceğinin işareti.
Güvenlik ve askeri ittifaklarKörfez ülkeleri, aralarında anlaşmazlıklar olsa da, onlarca yıl önce imzalanan karşılıklı savunma anlaşmalarıyla bağlı. Analistlere göre, 1980’lerde kurulan “Peninsula Shield Force” (Körfez Kalkan Gücü) artık aktif hale getirilebilir; ortak komuta, entegre hava ve füze savunma sistemi ve daha bağımsız askeri kapasite inşası gündeme gelebilir.
Çoğu Körfez ülkesi Amerikan silahlarına bağımlı ve Pentagon üslerine ev sahipliği yapıyor; ancak Washington’un son dönemde yetersiz kalan desteği, Körfez’in kendi güvenliğini daha bağımsız inşa etmeye yönelmesine yol açabilir.
ABD'deki yatırımların durdurulması: Ekonomik tepki işe yarayabilirKörfez devletleri, petrol ve gaz gelirlerinden elde ettikleri trilyonlarca doları küresel yatırımlara aktarıyor. Analistlere göre bu fonlar, İsrail’in ekonomisinde güçlü payı olan şirketleri boykot etmek için kullanılabilir.
Ayrıca Körfez ülkeleri, ABD ekonomisine yaptıkları dev yatırımları gözden geçirebilir. Kuveyt Üniversitesi’nden Bader Al-Saif’in sözleriyle: “Eğer kendimizi güvensiz hissedersek —ve bu da ABD’nin en büyük müttefiki İsrail yüzünden olursa—, o zaman bu para Körfez’i daha iyi korumak ya da başka yatırımlardan daha iyi getiri elde etmek için başka yerlere gidebilir.”


