Katlanarak artıyor, bu borçlar nasıl ödenecek?
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin Haziran 2025 verilerine göre, bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe alınan kişi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artarak bir milyon 39 bin kişiye ulaştı. 2024’ün ilk beş ayında bireysel kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşen kişi sayısı 610 bin olarak kayda geçerken, bu rakam 2025’in aynı döneminde 863 bine çıktı. Bu kişilerden 615 bini sadece kredi kartı borçlusu, 278 bini ise hem kredi hem kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerden oluşuyor. Aynı dönemde sadece bireysel kredi borcunu ödeyemeyen kişi sayısı da 174 binden 287 bine yükseldi.

Öte yandan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, 2025 Haziran itibarıyla bireysel kredilerde takipteki alacaklar toplamı 41,2 milyar TL’yi geçti. Bu tutarın 18,7 milyar TL’si ihtiyaç kredilerinden, 12,3 milyar TL’si ise kredi kartlarından kaynaklanıyor. 2024 yılına göre toplam borçlanmada yüzde 31’lik bir artış söz konusu. Enflasyonist baskılar, yüksek faiz oranları ve reel gelirdeki ciddi erozyon borçluluk oranını artırıyor.
KREDİ FAİZLERİ İNMELİTBB Risk Merkezi’ne göre, borçluların yüzde 68’i en az bir kez yapılandırma talebinde bulunurken, yüzde 40’ı yeniden takibe düşmüş durumda. Mevcut tabloyu sorduğumuz Ekonomist Cem Başlevent ise borçların artmasının piyasada işlerin yolunda gitmediğini göstergesi olduğunu belirterek, "Resmi işsizlik oranı tek basamaklara inmiş olsa da, insanlar yaşam maliyetlerini karşılayacak kadar gelire sahip değiller ve borçlanmak zorunda kalıyorlar. Geçtiğimiz günlerde açıklanan borç yapılandırma imkanı mutlaka biraz kolaylık sağlayacaktır. Ancak kayda değer bir rahatlama olması için kredi faizlerinin makul düzeylere inmesi gerekir. Bununla birlikte kredi imkanlarının bilinçli kullanılması önemli" dedi.
Ekonomist Filiz Eryılmaz ise, borçlanma tablosunun enflasyonla alakalı olduğunu belirterek, “Enflasyon düşse bile halen oldukça yüksek seviyelerde seyrediyor. Ücret artışları ise enflasyon oranının gerisinde kaldığı için, reel satın alma gücü giderek azalıyor. Bu durumda, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar çareyi kredi kullanmakta buluyor. Ancak alınan krediler de geri ödenemediğinde hem borç yükü artıyor hem de buna bağlı olarak stres ve psikolojik sorunlar baş gösteriyor. Yani enflasyonun yüksek seyretmesi ve ücretlerin enflasyon karşısında yeterince artırılmaması, özellikle dar gelirli kesimde borçların çevrilememesi ve borcun yönetilememesi gibi ciddi sorunlara yol açıyor" diye konuştu.

Öte yandan 2025 yılı itibarıyla takipteki konut kredisi oranı yüzde 3,4’e çıktı. Oysa pandemi öncesi 2020 yılında bu oran sadece yüzde 0,9 seviyesindeydi. Krediye erişim zorluğu ve tahsilat sıkıntısı, ise küçük esnafı da ağır biçimde etkilemiş durumda. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre, esnafın yüzde 76’sı son bir yıl içinde en az bir kez müşterisinden tahsilat yapamadı. Küçük esnafın yüzde 53’ü ise kredi kartı komisyon oranlarının yüksekliği nedeniyle POS cihazlarını kullanmaktan vazgeçti.
Kaynak: Web Özel


