Kemikleriniz ne kadar sağlam? Sözcü Gazetesi
Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Kemik erimesi olarak bilinen ‘osteoporoz’ kemik kütlesinin kaybına yol açan ve sık görülen bir kemik hastalığıdır. Kemiklerinizi olması gerekenden daha ince ve zayıf hale getirir. Kemik kırığı riskini artırdığı için de tehlikelidir. Örneğin ileri yaşta kalça kırıkları ölümcül olabilir.
Peki, kemiklerinizin ne kadar sağlıklı olduğu konusunda kendinizi test etmeye hazır mısınız? İşte İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk’ten bunu anlamanızı sağlayacak ipuçları ve kemik sağlığınız için dikkat etmeniz gereken noktalar:

35 yaş sonrasına dikkat!Prof. Dr. Osman Erk
Kemikleriniz, vücudunuzun diğer tüm organları gibi canlı bir dokudur. Öyle görünmese de, hayatınız boyunca sürekli olarak kendi hücre ve dokularını yenilerler. 30 yaşına kadar vücudunuz doğal olarak kaybettiğinizden daha fazla kemik üretir.
35 yaşından sonra ise kemik yıkımı, vücudunuzun yenileyebileceğinden daha hızlı gerçekleşir ve bu da kemik kütlesinde kademeli bir kayba neden olur. Osteoporozunuz varsa, kemik kütlenizi daha hızlı kaybedersiniz.
Yaşam süresi uzadıkça görülme sıklığı artarOsteoporoz kemik kütlesinin kaybı olarak tarif edilebilir. Bu kayıpla beraber kemiklerin kırılganlığı artar. Osteoporoz sıklığı ilerleyen yaşla birlikte sıklaşır. Obezite, diyabet ve metabolik sendrom gibi kronik metabolik bir hastalık tablosudur.
Kadında ve erkekte beklenen yaşam süresinin uzamasıyla birlikte osteoporoz, halk sağlığı açısından en önemli hastalıklar arasına girmiştir. Tıpkı şeker hastalığında olduğu gibi osteoporoz yaşam tarzıyla yakından ilişkili olan bir hastalıktır.
Vücutta en çok 3 bölgede ortaya çıkarKadınlarda osteoporoza bağlı kırıklar daha çok 45 yaşından, erkeklerde ise 75 yaşından sonra oluşur. Bu süreçte, tüm iskelet sisteminde kırık oluşabildiği gibi özellikle omurga, kalça ve el bileğinde bu problem yaşanır.
Kendinizi test edinŞu noktalara dikkat edin:
- GENETİK: Ailenizden birinde osteoporoz varsa % 60-80 ihtimalle sizin de riskiniz yüksektir. Kalça kırıkları kemik zayıflığının belirtisidir. Eğer annenizde kalça kırığı varsa sizde de olma riski ikiye katlanır.
- HAREKETSİZLİK: Genetik kadar hareketsiz yaşam da kemik kütlesini azaltarak osteoporoz sürecini hızlandırabilir.
- HORMON EKSİKLİĞİ: Hormon eksikliği (kadınlarda menopoz dönemi, erkekte ise 70’li yaşlar) osteoporozun en önemli nedenleri arasında yer alır.
- SAĞLIKSIZ BESLENMEK: Yetersiz kalsiyum emilimi, D vitamini eksikliği, süt ürünlerindeki aşırı fosfor, tahıl ve baklagillerdeki fitatlar, düşük yağlı diyet, idrarda fazla kalsiyum kaybı (asidik beslenme ve fazla hayvansal protein, tahıl tüketmek), rafine şeker, fazla kafein, tuz, fazla A vitamini de kemik kaybını hızlandırır.
- İLAÇ KULLANMAK: Kortizon, heparin, tiroid ve epilepsi ilaçları kemik erimesini hızlandırır.
- KRONİK HASTALIKLAR: Romatoid artrit, tiroid bezinin fazla çalışması, paratiroid bezlerinin aşırı faaliyeti, diyabet, karaciğer hastalığı gibi sorunlarınız varsa osteoporoz riskiniz daha da artar.
- SİGARA İÇMEK: Sigara kullanıyorsanız, osteoporoz riskiniz içmeyen birine göre iki kat fazladır. Çünkü kalsiyum emilimini azaltır ve yeni kemiklerin oluşumunu engeller.
- ALKOL TÜKETMEK: Aşırı alkol kullanımı da kemik kaybına sebep olur.
- AŞIRI ZAYIFLIK: Aşırı zayıf olmak kemiklerinizin düşük kütleye sahip olmasının işareti olabilir ve bu sizin osteoporoz riskinizi artırır.
- SIK DİYET YAPMAK: Diyetlerdeki aşırı değişiklikler ve kilonuzdaki sürekli dalgalanmalar yağ kütlenize eklenerek kas ve kemik yoğunluğu kaybına sebep olabilir.
KEMİK SAĞLIĞI Farkındalık önemliBirçok kişi, kemik kırığına neden olana kadar osteoporozun farkına bile varmaz… Dolayısıyla kemik kırıklarını önlemenin en iyi yolu, osteoporozu size zarar vermeden önce fark etmektir. Bunun için doktora danışın. Kemik yoğunluğu testlerine ne zaman ihtiyacınız olacağını ve kemik sağlığınızı izlemek için ne sıklıkla takip testleri yaptırmanız gerektiğini öğrenin.
Vücutta kalsiyum dengesi nasıl sağlanır?Bunun için ince bağırsaklar, kemik dokusu ve böbrekler arasında koordineli bir uyum olması gerekir. Kalsiyum ilk olarak ince bağırsaklarda emilir. Bu emilimde D vitamininin özel bir önemi vardır. D vitamini bağırsaklardan kalsiyumun yanı sıra fosfor ve magnezyum emiliminde de hayati rol oynar. Vücuda alınan kalsiyumun büyük bir kısmı böbrekler yoluyla atılarak kalsiyum dengesi sağlanır. Alınan kalsiyum ile vücuttan atılan kalsiyum arasında belirli bir denge olmalıdır.
Alınan kalsiyum miktarı, idrarla atılan kalsiyum miktarından az olursa negatif kalsiyum bilançosu ortaya çıkar ve vücut dengeyi sağlamak için kemik dokusundaki kalsiyumu kullanmak zorunda kalır. Bu durumda da osteoporozun ortaya çıkması kaçınılmaz olur.
Protein almayı da ihmal etmeyinProtein, kemiklerin yapı taşlarından biridir. Çoğu insan beslenmesinde bol protein alırken, kimileri alamaz.
Günlük beslenmenizde yumurta, mercimek, beyaz et, kümes hayvanları, yağsız kırmız et ve süt ürünleri gibi protein kaynakları bulunduğundan emin olun.
D vitamini olmazsa olmazKemik dokusunu güçlü tutmak ve osteoporoz riskini azaltmak için D vitamini alınması gerekir. En önemli D vitamini kaynağı ise güneş ışınlarıdır. Bitkisel besinlerde D vitamini yoktur, hayvansal besinlerde ise sınırlı miktarda D vitamini mevcuttur. Süt ve süt ürünleri, balık ve yumurta sarısı sınırlı miktarda D vitamini sağlayabilir. Yaz aylarında ve güneş ışınlarının var olduğu zamanlarda, güneş ışınlarının dik olarak dünyaya ulaştığı saatler dışında güneş kremleri kullanmadan güneşlenmek D vitamini üretmek ve stoklamak için son derece önemlidir.
Kış aylarında gerekirse doktor kontrolünde D vitamini takviyesi almak büyük yarar sağlar.


