Kırgızistan’ın borcu ve bir tadımlık çikolata! Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Yazıya yaşanmış “bir tadımlık çikolata” hikayesi de girdi, başlık uzadı. Biliyorsunuz ben Kırgızistan’a Türk halkının birikimlerinden toplanıp aktarılan 113 milyon 300 bin dolarlık borcun “bir gecede sessiz sedasız” silinmesine taktım.
Sabrınıza sığınıyorum.
Sürekli yazıyorum.
Cumhurbaşkanlığı, Maliye Bakanlığı, Meclis Başkanlığı ise tek cümle açıklama yapmıyorlar. Halkı saf, cahil, alık, bön, budala yerine koydular, bilgi vermiyorlar.
Niçin?
★★★
“En korkunç sağır duymak istemeyendir” ata sözümüzden yola çıkarak kulaklara tıkanmış pamuğu deler umuduyla yazmaya bugün de devam edeceğim. Geçen yazıda maliye müfettişleri ve hesap uzmanlarının görüşünü bu köşeye taşımış ve “bizim devletin Kırgızistan devletine verdiği borcu silmesi; yasalar önünde ‘kamu zararı’ kabul edilir” dediklerini aktarmıştım. Kamu yani halk zarara sokulmuşsa mutlaka bilgi verilmelidir. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununa göre borcu silen kimse, bu para, ondan alınmalı, Hazine’ye yatırılmalıdır.
★★★
Kırgızistan devletine, ‘Sen bizim özel Türk şirketinden o malı pazarlık yapamadan yüksek fiyattan satın al. Biz senin Türk devletine olan borcunu sileriz. Sonuçta malı ucuza getirmiş olursun’ dediler.
Kim dedi?
Türk halkının 113 milyon 300 bin doları (bugünün kuru ile yaklaşık 4.5 milyar TL), Kırgızistan devleti aracı yapılarak, Türkiye’de iktidar yakını özel şirkete (adı neyse, ne üretip satıyorsa) aktarılmış oldu.
★★★
Ben; “Ya borcu neden sildiğinizi açıklayın Ya da KAP’ı kapatın” diye yazıp sıralıyorum. Çünkü halka hisse senedi satan özel şirketler; bu yolla “halkın parasını kullandıkları” için her türlü bilgiyi KAP (Kamuoyu Aydınlatma Platformu) gereği halka açıklıyorlar. Maliye Bakanlığı Bankalar Yeminli Murakıplığı, iki büyük özel bankanın genel müdür yardımcılığı, SPK Başkanlığı yapmış ve KAP’ın kurulmasında birinci derecede emeği geçmiş Ali İhsan Karacan da önceki gün, bir yazı yazdı.
★★★
T24’de yayımlandı.
Süper bir yazı.
Bulun.
Mutlaka okuyun.
Ali İhsan Karacan; “KAP’ı asla kapatmayalım tersine KAP’ın gerisinde yatan şeffaflık felsefesini ve uygulama modelini ülkenin diğer kesimlerine özellikle de kamu kesimine ve kamu (devlet) kurumlarına doğru yaygınlaştırmayı, kamunun diğer kesimlerinin şeffaflığın önemi ve yararını anlamalarını ve içselleştirmelerini mutlaka sağlayalım” diyor.
★★★
Evet sağlayalım.
Hesap sorma bilincini
En tepeye yükseltelim.
Niçin silindi Kırgızistan borcu? Kimin sözüyle o özel şirkete halkın 4.5 milyar lirası aktarılmış oldu diye sormaya devam edelim ve gelelim “Kırgızistan borcunu silme ile bir tadımlık çikolatası davası” arasındaki bağlantıya.
★★★
İsveç Sosyal Demokrat Partisi lideri Mona Sahlin, marketten alışveriş yapıp çıktıktan sonra çikolata almayı unuttuğunu hatırladı. Yol üstündeki başka bir marketten “6 dolara Tobleron çikolatası” aldı. Kredi kartı ile ödedi. 3 gün sonra İsveç maliye bakanlığından 2 müfettiş Mona Salih’in evine geldi. Çikolatayı devletin kendisine verdiği kredi kartıyla satın aldığını, buna yasal hakkı olmadığı için “İsveç halkını zarara soktuğunu” bildirdiler. Mona Salih, “farkında değilim” dese de soruşturma başlatıldı. Aylarca süren soruşturmada kendisinin ve yakınlarının mal varlığı, bütün banka hesapları, yaptığı tüm harcamalar incelendi. Dava açıldı. 4 kez mahkemeye çıktı. Devletin verdiği kredi kartıyla yaptığı 6 dolarlık harcama faiziyle birlikte ondan geri alındı.
★★★
İsveç’e bak!
Otur ağla.
Türk halkı saf, cahil, alık, bön, budala yerine konuldu. Susuyorlar.

Hukuk Fakültesi profesörü, hukuk alanında 16 kitabın yazarı, Devlet, Milli Savunma ve Adalet Bakanlığı da yapmış olan Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, “İmamoğlu’nun elinde sadece İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden aldığı lisans diploması değil, bir de aynı fakülteden aldığı yüksek lisans diploması da var. İmamoğlu’nun hukuka aykırı olarak lisans diplomasını iptal edilse bile elindeki yüksek lisans diploması Cumhurbaşkanlığı’na aday olabilmesi için Anayasa’nın 101. Maddesi’nde aranan “yüksek öğrenim yapmış olma” koşulunu fazlasıyla karşılayacak niteliktedir” dedi. Yani yüksek lisans diploması, İmamoğlu’na yapılan siyasi darbeyi deler, geçer boşa çıkartır demek istedi. Anlayana!


