Kırık bardak, çatlak bardak… Nedret Ersanel
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Mâlum, İsrail’in İran’a saldırısı, Körfez’de gerçekleşecek İran-ABD görüşmelerine saatler kala gelmişti. Başka manidar zamanlamalar da vardı; Trump yönetimi, Moskova’dan yardım istemişti. Hatta Putin bizzat Tahran’a gidecekti. İsrail’le de görüşüyorlardı. “Arabuluculuk” teklifi yapmışlardı…
Trump fikir değiştirdi.
Camp David’de kurmay heyetiyle toplantı yapmış, çıktığında başka bir Trump olmuştu.
“Etkilendim” demişti. O kadar ki, Hamaney’i öldürmekten bile bahsetti! Tekrar etmeyelim ama Musk olayı, Los Angeles krizi, Epstein davası, Ukrayna’nın Rusya’ya saldırısıyla ortak gündemdir.
Geçtiğimiz hafta Putin’in “daha pasif” bir duruş sergilediğini gözlemledik. Rusya’nın İran ve Ortadoğu’daki rolünü küçülten ve Ukrayna’da savaşın devamını isteyen dinamiklerin etkisi akla geldiği gibi,
Moskova-Tahran ilişkilerinde de gri alanlar hissediliyor…
Yılbaşında iki ülke arasında stratejik ortaklık anlaşması imzalandı. Metindeki bir madde, “düşmanlara yardım etmemeyi” taahhüt ediyor ama “birbirlerine yardım etmeyi” dışarıda bırakıyor. Ruslara göre bunu istemeyen İran…
KATIR GİBİ İNATÇI…
Kimileri başarılı bulabilir. Ancak İran’la herhangi bir konuda müzakere masasına oturmak başlıbaşına dert. Yorucu bir ülke. Sonunda dediğinize yakın noktayı imzalasa dahi, sevinecek derman bırakmıyor…
Herkes başta nükleer konular olmak üzere aslında pekala anlaşılabileceğini düşünüyor. Türkiye dahil makul öneriler getirenler de çok. Gelgelelim sorun sadece İran’dan asla kaynaklanmıyor. İngiltere-Almanya-Fransa artı Washington’da işte kendisini son olarak Camp David’de gösteren mahfiller ve İsrail ilerlemeyi çok zorlaştırıyor…
Bu satırlar yazılırken, İran Dışişleri Bakanı Arakci, ABD’den müzakere talebi geldiğini ama reddettiklerini açıkladı. Bugün-yarın da Tahran, Avrupa ülkeleriyle buluşacak. Ne çıktığına bakacağız. Trump, İran’a müdahale etme kararını
iki hafta
içinde vereceklerini söyledi ama bu da kamuflaj olabilir. Mesela Ruslar-şu an için-Amerika’nın saldırıya katılacağını düşünüyor ve bu bir saat sonra da olabilir…
REJİMİ DEĞİŞTİRMEK: NEYLE VE NASIL?
Tahran’ın siyasi mekanikleri ile oynamak adına bir çok Batı ülkesinin yıllardır vaziyet ettiği, hazırlandığı varsayılabilir. Başta ABD, İngiltere, Almanya ve İsrail, İran’ın ne olup-olmadığı, “İranlı kim” üzerine herhalde etüt yapmışlardır…
Mevcut durum, İran’da bir rejim değişikliğine girişildiğinde, hele bu “millet/devlet inşası” gibi yapısal yıkım ve yapım gerektirdiğinde, içeriden nasıl karşılık bulunacağı, bunların nüfuzu üzerine
herhangi ipucu vermiyor…
İran üzerine çalışan yerli, yabancı ilim insanları, içerideki bir çok etnik, dini, politik unsuru sayıyorlar ama bunların “yıkım” sırasında da “yapım” sırasında da nasıl rol oynayabilecekleri, güçleri üzerine sağlıklı tarif getiremiyorlar. Bu haliyle İran’ın içinden, cari
iktidarın “yıkılması” durumunda, idareyi ele alabilecek başat bir unsur görünmüyor.
Tersine, İran’ın kriz anlarında konsolide olduğuna dair yaklaşım daha sık tekrarlanıyor.
İhmal edilen bir açı da, İran içindeki Kürt ve Türk unsurların durumu ile ilgili. Hep akıldalar ama bu kesimlerin kulak verdiği, saygı duyduğu güçler hesaba katılıyor mu? Mesela Türkler, “yıkım ve ertesinde ortaya çıkacak kaos bize ne söylüyor, Türkiye bize ne söylüyor, Irak, Suriye, Azerbaycan, Pakistan bize ne söylüyor” demiyorlar mı?
Rusya ve/veya Çin
gibi ülkelerin de askerî destek vermeseler bile, iş o noktaya geldiğinde düzenin korunması adına içeriye yardım edecekleri kestirilebilir. Kim bilir, belki Türkiye’nin de…
Örnekler çoğaltılabilir.
Ama her çoğalttığınızda göreceksiniz ki muğlaklık daha daha artacak
! İsrail bu konuda, “içeriye bir şeyler söylenmeli” çizgisinde. Belli bir unsuru mu kastediyor yoksa genel bir ifade mi belli değil ama tercümesi şudur; sınırsız vaadler, iktidar, para. Bunlar da yine muğlak ve tehlikelidir!
O İŞLERİ MOSSAD BİLMEZ, CIA/MI6 BİLİR…
Tersini düşünenlerin de gözardı edilmeyecek tezleri var; İsrail’in İran içindeki kapasitesi ve eylemleri düşünüldüğünde, Tahran’ın zayıf noktaları ile ülkedeki güç odakları tahlilinin kimsenin bilmediği pimleri çekebileceğidir. “İran’ın komuta kademesinin bir kaç saat içinde yok edilebileceğini kimse öngörmüş veya ihtimal vermiş miydi” diyorlar…
Bilinmez. Ama bölge ve dünya ülkelerinde bu türden iktidar/rejim değişikliklerinden evvel “işaretler” geldiğine ilişkin tecrübemiz daha çoktur. Kısaca,
rejim yıkma başka, değiştirmek başka.
Hangisi olursa olsun bölgeyi rahatsız edecek kaos ihtimali daha baskın…
Eh, ABD, İsrail, İngiltere veya geniş bir koalisyonun dahi İran topraklarına postal basarak işgal veya sınırlı harekâtta bulunmay
ı gözleri yemeyeceğine göre
tek ihtimal
; mevcut iktidarın içinden “ılımlı” ama “bodur” kolların serpilmesini sulamak
. Ona da ne Trump’ın ne Netanyahu’nın politik ömrü yetmez. Kaldı ki suikastı, istihbari operasyonları MOSSAD bilir ama “nation building”den anlamazlar. Onu CIA ile MI6 bilir.
TRUMP’IN ASIL AÇMAZI…
Beyaz Saray’ın bir numaralı önceliği ara seçimlerden sağ-salim çıkmak. Trump için hayati bir konu bu; her şeyi mahvedebilir, siyasi mirasını ve planlarını berhava edebilir!
Bir
, Başkan’ın çuvalladığını söylemek için erken. Fakat savrulduğu doğru. İktidarına yönelik kuşatıcı tehdit gelişiyor.
İki
, aslında
hem İsrail hem İran zarar görüyor.
Kırılmış bardak ile çatlamış bardak arasında fark yoktur!
Üç
, Türkiye’nin işine yarayabilir fikri de ister-istemez akla geliyor!
Dört
, Avrupa, Filistin savaşının bitmesini istiyor ama İran savaşının devam etmesini istiyor gibi davranıyor!
Beş
, bu maddeler ele alınırken, “küreselci” etki başat faktör olduğu asla unutulmalı!


