Kırılma noktası Süveyda, Dürzi Bedevi gerilimi artıyor
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Avrupa’nın saygın stratejik düşünce kuruluşlarından İtalya merkezli SpecialEurasia’nın son raporu Suriye’deki parçalanma ve dış müdahaleye açıklık riskini gözler önüne serdi. Ülkenin güneyinde yer alan Süveyda’da İsrail'in desteklediği Dürziler ve karşıt grup olan Bedeviler arasında yeniden başlayan çatışmalar, Suriye’nin güneyinde kitlesel göçlere, altyapının çöküşüne ve dış müdahalelerin artmasına yol açtı. İsrail’in hava saldırıları ve Şam yönetiminin otorite boşluğu, ülkenin yeniden iç savaşa yüz tutan bir sürece doğru sürüklenmesi tehdidini yaratmış durumda. İşte rapordan yansıyan çarpıcı bulgular:

Suriye'de 19 Temmuz 2025’te açıklanan geçici ateşkese rağmen Süveyda vilayetindeki çatışmalar durulmadı. ABD ve Ürdün destekli diplomatik girişimlerle sağlanan anlaşma, bölgedeki silahlı milisler ve halk nezdinde karşılık bulmadı. Dürzî ve Bedevi milis grupları arasındaki silahlı çatışmalarda, Suriye Sağlık Bakanlığı 260 kişinin hayatını kaybettiğini iddia ederken, bağımsız kaynaklara göre bu rakam 900'ün üzerinde. Çatışmalarda 87 binden fazla kişi de yerinden edildi, 2 bin aile kilise ve okullara sığınırken, bölgenin tüm elektrik ve su altyapısı çöktü. İsrail'e yakınlığıyla bilinen Hikmet el-Hicri gibi Dürzi liderlerin ateşkese karşı çıkması ve dış yardım talep etmesi, topluluk içinde de bölünmeye yol açtı. Rapora göre yerel otoritelerin çözümsüzlüğü, Suriye hükümetinin güvenlik gücü dağılımındaki yetersizliğiyle birleşince devletin etkisi tamamen ortadan kalktı.
ŞAM ETKİ EDEMİYORCumhurbaşkanı Ahmed eş Şara, geçmişteki bağlantıları dolayısıyla özellikle azınlık gruplar nezdinde yeterli meşruiyeti sağlayamıyor. Süveyda’daki Dürziler, hükümet güçlerinin müdahalelerini taraflı bulurken, devlet destekli milislerin hak ihlallerinde bulunduğunu iddia ediyorlar. Merkezi idarenin milis liderleriyle olan karmaşık ilişkileri, ateşkesin sürdürülebilirliğini zayıflatıyor. Bölgedeki çatışmaların sadece etnik ya da mezhepsel değil, aynı zamanda sınır ötesi kaçakçılık ve silah trafiği üzerindeki kontrol mücadelesiyle şekillendiği de belirtiliyor.
Rapordaki değerlendirmelere göre önümüzdeki haftalarda Süveyda merkezli gelişmelerin dört temel eksende izlenmesi gerekiyor: Birincisi, ateşkesin sahada uygulanabilirliği ve yeni silahlı çatışmaların önlenip önlenemeyeceği. İkincisi, yerinden edilen insanların geri dönme eğilimi ya da başka illere göç hareketleri. Üçüncüsü, İsrail’in hava operasyonlarının devam edip etmeyeceği. Dördüncüsü ise altyapı sistemlerinin yeniden hızla işletilip işletilmeyeceği. Süveyda'daki tüm istikrar unsurlarının bu gelişmelere bağlı olduğunu dile getiren rapora göre ayrıca Dürzi liderlerin devletle temasları, silahlı milislerin pozisyonu ve radikal dini örgütlerin mesajları da bölgenin kaderini belirleyecek. Rapordaki iddiaya göre mevcut göstergeler Suriye'nin güneyinin sadece bir yerel çatışma değil, aynı zamanda bölgesel istikrarsızlık ve dış müdahalelere açık bir alan haline geldiğini net biçimde gözler önüne seriyor.

Raporda İsrail'in rolüne de değinilirken; "İsrasil, Süveyda ve Şam çevresine yönelik hava saldırılarını 'güvenlik tehdidi' gerekçesiyle açıklasa da, bu saldırıların sahada Tel Aviv'e yakın aktörlerle birlikte tampon bölge yaratma stratejisiyle örtüştüğü biliniyor. İsrail’in Dürzi toplumuyla tarihsel ilişkileri de bu stratejik yaklaşımı kolaylaştırıyor. Ancak hava saldırıları sivil can kayıplarını artırıyor ve yerel öfkeyi besliyor" ifadelerine yer veriliyor.
Kaynak: Web Özel


