KKM bitti yüksek faiz kaldı Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Ekonomide yapılan hataları gizlemek için uygulanma başlayan Kur Korumalı Mevduat (KKM), rekor maliyet getiren yüksek faiz politikasıyla sona erdirildi. Ekonomi yönetimi, hedefleriyle uyumlu bir şekilde KKM’nin bitirildiğini açıkladı. KKM’de kalan yaklaşık 11 milyar dolarlık tasarruf, yıl sonuna kadar yapılacak ödemelerle tasfiye olacak.
Merkez Bankası’nın paylaştığı verilere göre eylül ve kasım aylarında yaklaşık 3 milyar dolarlık, ekimde ise yaklaşık 4 milyar dolarlık KKM hesabı kapatılacak. Böylece 2023’te büyüklüğü 3.4 trilyon lirayı aşan, maliyeti ‘hesaplanamaz’ boyutlarda olan KKM, 2025 sonunda tarihin tozlu sayfalarına karışacak. KKM ile döviz getirisine alışan yatırımcıları yeniden TL’ye döndürmek ise ancak yüksek faizle mümkün oldu. Merkez Bankası’nın yüzde 43 seviyesinde bulunan politika faizi, Venezuela’dan sonra dünyadaki en yüksek borçlanma maliyetini gösteriyor.
FAİZİN PAYI İKİYE KATLANDI
Artan borçlanma maliyetiyle bütçeden bu yılın ocak-temmuz döneminde 1 trilyon 246 milyar liralık rekor faiz ödemesi yapıldı. Geçen sene vergi geliri içindeki payı yüzde 17.4 olan faizin, bu
yıl vatandaşın ve şirketlerin ödediği vergideki payı yüzde 21.8’e ulaştı.
Cumhurbaşkanlığı sistemi için referandurumun yapıldığı 2017’den bu yana ise faizin bütçedeki payı 2’ye katlandı. Bu dönemde faizin vergi geliri içindeki payı yüzde 10.5’ten yüzde 21.8’e ulaşırken, faiz ödemeleri 56 milyar liradan 1.2 trilyona çıktı. KKM’nin sona erdirilmesiyle ilgili yazı hazırlayan Ekonomist Uğur Gürses, “KKM de yüksek faiz de yanlış politikaların sonucudur” vurgusunu yaptı.
‘KKM’de bütün suç eskiye atılamaz’“KKM ile tarihimizde görülmeyen servet transferi yapıldı” diyen İktisatçı Ali Çufadar, “KKM’nin bedeli kısmen eskinin, kısmen ortodoks politikaların sonucudur. Her şey eskiye bağlanamaz. Makul politikalarla daha az maliyet mümkündü” ifadesini kullandı. Çufadar, KKM’nin kazananları olarak Hazine ile krediye ulaşabilen reel kesim ve vatandaşı gösterdi; kaybedenlerin ise emekli, emekçi ve tasarruflarını TL’de değerlendirenler olduğunu belirtti.


