Komisyonda yargı tartışması: Toplumsal destek yüzde 70, güven yüzde 20’lerde
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
TBMM’de işçi ve memur sendikalarının temsilcilerinin dinlenmesinin ardından söz alan Komisyon üyesi Mehmet Emin Ekmen, sahada yaptıkları çalışmalar sonucu edindikleri izlenimleri paylaştı.
Ekmen, sürecin iki temel ihtiyacı olduğunu belirterek, “Birincisi eve dönüş yasasının Meclis’ten mutabakatla çıkarılması, ikincisi ise toplumsal desteğin artırılmasıdır” dedi. Ancak toplumsal desteğin yüksek olmasına rağmen güvenin düşük seviyede olduğunu vurgulayan Ekmen, şu ifadeleri kullandı:
"Bu süreç, yüzyılın projesiyse ki öyledir, bu süreç mutlaka başarıyla tamamlanması gerekiyorsa ki öyledir, burada herkesin üzerine düşen birtakım sorumluluklar vardır. Yargının adeta layüsel bir puta dönüştürülerek kutsanmasını da ne kadar yanlış bulduğumuzu bazen ifade ediyoruz ama bir vesileyle hatırlatmak isterim, yargı maalesef Türkiye'de hiçbir zaman hukukun bir aracı, hukuku uygulayan bir kurum olmamıştır.
Kabul edelim ki Cumhuriyet’in ilk dönemi yargılamaları da bu örneklerle doludur ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk vefat etmeden önce İstiklal Mahkemesi kararlarını bütün sonuçlarıyla birlikte oradan kaldırmıştır. Bu aynı zamanda o dönemdeki yargı uygulamalarının içeriğine dair kuvvetli bir işarettir. Darbe dönemi yargılamaları, olağanüstü dönem yargılamaları hepimizin hafızasında tazedir ve bunların hepsi dönemin bütün yargı mekanizmalarınca meşru, kanuni yargılamalardır. Hukuki değildir, toplum vicdanında karşılığını bulamamıştır ama kanunidir. Yakın döneme baktığımızda, başörtüsü yasağı AİHM tarafından denetlenmiş ve kabul görmüş bir yasaktır. Şimdi, biz buna hukuki mi diyeceğiz? AK Parti hakkındaki kapatma davası, Sayın Cumhurbaşkanının yasaklılığı, 367 krizi, iktidardan ayrıldıktan hemen sonra Refah Partisi’nin yaşadığı kapatma davası, hepsi döneminin kanuni uygulamalarıdır, kanuna uygundur ama hukuka uygun değildir.

Dolayısıyla, bizim sizden ve AK Parti'li dostlarımızdan istirhamımız şudur: Yargı faaliyetlerini salt bir yargı faaliyeti gibi kabul eden değerlendirmeler, bulabileceğim en nazik kelimeyi seçmeye çalışıyorum, bizim aklımıza hitap etmiyor. Yani en nazik kelime bu olsun. Bizim aklımıza hitap etmeyen bu uygulamaları lütfen değerlendirin ve bunun Türkiye üzerindeki ekonomik maliyetini hadi ondan da vazgeçtik, tarihin en büyük bu dönüşüm, değişim faaliyetinin üzerinde yarattığı güvensizliği tespit edelim: Toplumsal destek yüzde 70'lerde, güven yüzde 20'lerde. Bir şey daha söylüyorum; herkes "Siyasi istikbalimizi buraya yatırdık" diyor. Doğru, yatırıldı. Yarın eve dönüş yasasını topluma izah edemeyiz, toplumdan gerekli desteği alamayız. Neden? Bu devam eden yargısal uygulamalar nedeniyle. Dolayısıyla, bu konuların sizin de hassasiyetinizi biliyor ve tahmin ediyoruz ama iktidar nezdindeki, buradaki dostlarımız aracılığıyla bir kere daha başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere yürütmenin gündemine taşınmasını rica ediyoruz."


