SonTurkHaber.com
close
up
Konya Ereğli’den İstanbul’a: Yayamın Hikayesi Agos

Konya Ereğli’den İstanbul’a: Yayamın Hikayesi Agos

SonTurkHaber.com, Agos kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.

1940’lı yıllarda Ereğli’de bir Ermeni kilisesi bulunmadığı için, yayamın babası Artin, vaftiz için Kayseri’den bir papaz getirmiş. O dönem vaftiz edilmemiş ne kadar çocuk varsa, bir günlüğüne yayamların evinde toplanmış, kepenkler kapatılmış, sessizlik içinde, kimse duymadan hep birlikte vaftiz edilmişler. Yayam da bu şekilde, 7 yaşında vaftiz olmuş. Konya Ereğli’de Cumhuriyet döneminde ne bir Ermeni kilisesi ne de bir Ermeni okulu varmış. Bu nedenle Ermenice öğrenememiş. Her sohbetimizde, bu eksikliğin onda bıraktığı hüznü derinden hissederdim.

DENÇA DEĞİRMENCİ

Parrhesia Kolektif olarak gerçekleştirdiğimiz “Kov Kovi” buluşmalarımızda bir süredir iki kuşak öncesinin kadınlarını konuşuyoruz. Her buluşmada, her sohbette, birbirinden farklı ama bir o kadar da benzer hikâyeler dinliyoruz birbirimizden. Kimi zaman tatlı bir öğüde, kimi zaman savaşla ya da göçle kesişmiş bir hayata uzanıyor bu anlatılar. Ben büyürken çok şanslıydım; iki yayamla da (anneanne, babaanne) bol bol vakit geçirme fırsatım oldu. Bu nedenle “Kov Kovi” (Yan yana) buluşmaları, onların bana anlattığı hikâyeleri yeniden düşünmemi, daha derinlemesine anlamamı sağladı.

Bugün ise sizlerle, yayam Pakra’nın bana kimi zaman yemek yedirirken, kimi zaman uyuturken, kimi zaman da sadece beni oyalamak için bir masal gibi anlattığı, Konya Ereğli’den İstanbul’a uzanan hayat hikâyesini paylaşmak istiyorum.

Yayam, 1940’lı yıllarda Konya Ereğli’de, beş çocuklu Ermeni bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Ermeni nüfusunun diğer birçok Anadolu şehrine kıyasla daha az olduğu bir bölge olan Ereğli’de yaşamanın onlar için ne kadar huzurlu olduğundan bahsederdi hep. Tüm Ermeni geleneklerini yaşattıklarını, bayramları coşkuyla kutladıklarını söylerdi. Paskalya bayramlarında soğan kabuklarıyla yumurta boyadıklarını, Htum (arife) gecelerinde ise denize kıyısı olmayan bir şehirde yaşamalarına rağmen mutlaka balık yediklerini anlatırdı.

Ancak beni en çok etkileyen anılarından biri vaftizle ilgili olandı. 1940’lı yıllarda Ereğli’de bir Ermeni kilisesi bulunmadığı için, yayamın babası Artin, vaftiz için Kayseri’den bir papaz getirmiş. O dönem vaftiz edilmemiş ne kadar çocuk varsa, bir günlüğüne yayamların evinde toplanmış, kepenkler kapatılmış, sessizlik içinde, kimse duymadan hep birlikte vaftiz edilmişler. Yayam da bu şekilde, 7 yaşında vaftiz olmuş.

Konya Ereğli’de Cumhuriyet döneminde ne bir Ermeni kilisesi ne de bir Ermeni okulu varmış. Bu nedenle Ermenice öğrenememiş. Her sohbetimizde, bu eksikliğin onda bıraktığı hüznü derinden hissederdim.

Ancak babasının zamanında durum daha farklıymış. Civar mahallelerde iki Ermeni okulu ve bir kilise bulunuyormuş. Babası bu okullardan birinde bir dönem eğitim görmüş; yayamın bana gösterdiği eski fotoğrafların arkasında, babasının Ermeni harfleriyle yazdığı Türkçe notlar olurdu.Yayam, kendi anadilini öğrenememiş olmanın burukluğunu hep içinde taşırdı. Bu yüzden benim bir Ermeni okuluna gitmemi, Ermenice konuşmamı her zaman sevgi ve gururla izlerdi.

Yayam daha çok küçük yaşlardan itibaren okumayı çok istermiş. “Ben İstanbul’da doğsaydım, cerrah olurdum” derdi hep. Onu yakından tanıyan biri olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, gerçekten de olurdu. Ne yazık ki tüm isteğine rağmen yalnızca ilkokulu bitirebilmişti. O dönemde İstanbul dışında yaşayanlar için hem Ermeni hem de kız çocuğu olmak, ortaokula devam etmeyi neredeyse imkânsız hâle getiriyormuş. Ailenin tek erkek çocuğu olan abisi bile ortaokula başladığında zorluklar yaşamış, sonunda okulu yarıda bırakmak zorunda kalmış.

Yayam, bu imkânsızlıkları birebir yaşamış biri olarak, benim eğitimime her zaman büyük önem verdi. Eğitime verdiği değer ve azmi, bana aktardığı en kıymetli miraslardan biri oldu. Hayatı boyunca bana hiçbir ev işi öğretmedi; tek istediği derslerime odaklanmamdı. Bugün, ders çalışırken ne zaman bunalsam yayamı hatırlar, bana verdiği öğütleri anımsar ve sahip olduğum imkânlara derin bir minnet duyarım.

Yayamın Ereğli’deki hikâyesi, 17 yaşında dedemle evlenip İstanbul’a gelmesiyle son bulmuş. O zamanlar, Ermeni aileler kız çocuklarını korumak için onları genç yaşta Ermeni biriyle evlendirirlermiş. Yayam da bu şekilde evlenmiş ve ilk kez İstanbul’a, kendi düğünü için gelmiş.

Hayatında ilk kez bir kiliseyi gelinliğiyle görmüş. O ihtişam karşısında öylesine büyülenmiş ki, yıllar sonra bile her anlattığında gözlerinde aynı hayranlık parıldardı. Ancak ne kadar etkilenmiş olsa da, "Anadolu’dan gelmiş, görmemiş gibi bakıyor" demesinler diye düğün boyunca başını yerden kaldırmamış. Yayamın bana anlattığı sayısız hikâye arasında belki de beni en çok etkileyen, işte bu anısıdır.

Evlendikten sonra yayamın en büyük hayallerinden biri, kendi yaşayamadığı şeyleri yaşatabileceği bir kız çocuğuna sahip olmakmış. Fakat önce iki erkek çocuğu olmuş, sonra iki erkek torunu… En sonunda ise ben doğmuşum. Belki de bu yüzden, benim her başarım, her adımım onun için bambaşka bir anlam taşırdı. Birlikte geçirdiğimiz 17 yıl boyunca o benim büyümemi izleyerek mutlu oldu; ben ise onun hikâyelerini dinleyerek güç buldum. Onu mutlu ettikçe kendim de mutlu oldum. Bugün, ölümünün dördüncü yıl dönümüne yaklaşırken, onun hikâyesini sizlerle paylaşabilmiş olmak kalbimde tarifsiz bir sevinç ve derin bir huzur bırakıyor.

En son güncellemeleri ve haberleri takip etmek için SonTurkHaber.com'ı izlemeye devam edin, biz durumu takip ediyor ve en güncel bilgileri sunuyoruz.
seeGörüntülenme:101
embedKaynak:https://www.agos.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 23 Mayıs 2025 10:05 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Los Angeles olayları, ABD nin Meksika dan aldığı bölgenin geçmişi ve etnik yapısını gündeme getirdi

11 Haziran 2025 15:41see147

Selin Yağcıoğlu nun Instagram da paylaştığı fotoğraf kriz çıkardı Sözcü Gazetesi

12 Haziran 2025 09:47see144

Körükten düşen kadın havalimanı çalışanı ağır yaralandı

11 Haziran 2025 14:23see117

İstanbul Photo Awards 2025 in ilk sergisi Ankara da Kültür Sanat Haberleri

11 Haziran 2025 10:57see116

İBB soruşturmasında çarpıcı itiraf! KİPTAŞ ta vurgun ağı!

11 Haziran 2025 15:43see114

Hatice cinayetten 6 ay önce katilinden şikayetçi olmuş!

11 Haziran 2025 10:17see114

Ümit Özdağ 9 sayfalık iddianameyi satır satır çürüttü ama... Silivri’ye atılan çıkamıyor Sözcü Gazetesi

12 Haziran 2025 05:37see114

Dünya durdu! Türkiye büyümede gaza bastı

11 Haziran 2025 17:45see114

Ekipleri engellemeye çalıştılar: 1.8 ton yoğurt ve peynir imhaya gitti!

11 Haziran 2025 15:24see114

Köpek otelinden kaçan Tarçın, çevre yolunda ölü bulundu

11 Haziran 2025 13:08see114

İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

12 Haziran 2025 00:01see113

Dünyada tek; tatlı su ile deniz suyunun karıştığı yerde yetişiyor

11 Haziran 2025 10:52see113

Deprem bölgesinde yerinde dönüşüm projeleri için başvuru süresi uzatılsın talebi Malatya Haberleri

11 Haziran 2025 19:55see112

Avrupa da karınca istilası: Tüneller kazıp elektriği kesiyorlar Avrupa Haberleri

11 Haziran 2025 14:00see112

Almanya ya göç edenlerin yüzde 26 sı ülkeden ayrılmayı düşünüyor

11 Haziran 2025 18:23see111

Hindistan daki uçak kazasından yeni görüntüler! Saniyeler içinde çakılmış

12 Haziran 2025 18:00see111

KIZILELMA bir testi daha geçti!

12 Haziran 2025 11:59see111

Son dakika: İsrail yardım bekleyenleri vurdu! Çok sayıda şehit var...

11 Haziran 2025 09:43see110

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nden uluslararası buğday festivali

12 Haziran 2025 02:02see110

Gece yarısı olay tepki! Talisca taraftara yorum yaparak yanıt verdi

11 Haziran 2025 09:14see109
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları