Köprüden önceki son çıkış! Susuzluk tarımı bitirir mi?
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
İklim değişikliğinin etkisi Türkiye'nin kaynaklarını tüketirken, tarımsal sulama ve ekolojik yaşamı yıkım tehdidi altında bulunuyor. Yapılan son bilimsel araştırmalara göre 2030'a kadar özellikle İç Anadolu, Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sıcaklıkların 2.5 ila 5 derece arasında artacağına kesin gözüyle bakılırken, tarım üretiminde ise çok ciddi kayıplar yaşanacağı vurgulanıyor. Türkiye'deki tarım sektörü, ülkenin toplam su tüketiminin yüzde 75’ini kullanırken, yağışların azalması, yeraltı su seviyelerinin düşmesi ve eski sulama yöntemleri suyun hızla tükenmesine neden oluyor. Modern sulama tekniklerinin yaygınlaşmaması ise krizi derinleştiriyor.

Son rakamlar ise endişe verici. 20 yılda ortalama yağışlarda yaşanan yüzde 15’lik azalma, özellikle tarımın bel kemiği olan sulama alanlarında büyük sıkıntılara yol açıyor. Temmuz ve Ağustos aylarında ise önemli barajların doluluk oranları kritik seviyelere gerilemiş durumda. Atatürk Barajı yüzde 18, Keban Barajı yüzde 22, Oymapınar Barajı yüzde 19, Akdeniz Bölgesi’ndeki Alakır Barajı ise sadece yüzde 14 doluluk oranıyle dikkat çekiyor.
TOPRAK ÇATLIYORKuraklığın en önemli yansıması ise tarımsal üretimde yaşanan verim kaybı. Özellikle İç Anadolu, Akdeniz ve Doğu-Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 2030 yılına kadar beklenen 2,5 ila 5 derece arasında değişen sıcaklık artışları, bitkisel üretimde yüzde 10 ila yüzde 20 arasında verim düşüşlerine neden olacağının altı çiziliyor. Tarım sektörü, Türkiye’nin toplam karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 10’unu oluştururken, toprak erozyonu ise yıllık 1,5 milyar ton gibi ciddi bir seviyeye ulaştı.
YÜZDE 15 AZALDI“Su tarımın can damarı" diyen Antalya Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Uzmanlarından Doç. Dr. Köksal Aydınşakir'in; "İklim Değişikliğinin Tarımsal Sulama Üzerine Etkisi" başlıklı raporundan yansıyan veriler ise şöyle: "Türkiye’nin yıllık su tüketimi 54 milyar metreküp ve bunun yüzde 75’i tarımda kullanılıyor. Yeraltı suyu kullanımı son 20 yılda yüzde 40 arttı; Konya Ovası’nda obruklar oluşuyor. Türkiye topraklarının yüzde 60’ı yarı kurak veya kurak bölgede yer alıyor. 8,5 milyon hektar sulanabilir arazi var, ancak sadece 6,6 milyon hektar sulanabiliyor. Son 20 yılda yağışlarda yüzde 15’e varan azalma yaşandı. Ağustos 2025 itibarıyla bazı barajların doluluk oranı 20’nin altına düştü."
Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hüseyin Basım ve Prof. Dr. Esin Basım’ın hazırladığı bilimsel çalışmada ise sadece 1.5 derecelik sıcaklık artışının bile bitkisel üretimde hem verim hem de kalite açısından ciddi riskler barındırdığına değinildi. İki uzmanın hazırladıkları raporda, özellikle fungal, bakteriyel ve viral hastalıkların bazı türlerinde artış beklendiği belirtilirken, "Sıcaklık ve nemdeki yükseliş, bitkilerin fotosentez sürecini ve stomal yapılarını etkileyerek bitkilerin hastalıklara karşı doğal direncini zayıflatıyor. Bu da, hem bitkilerin gelişimini olumsuz etkiliyor hem de hastalıkların yayılmasını kolaylaştırıyor" deniliyor.

"Bu tehlikelere karşı mevcut kimyasal pestisit ve inorganik gübre kullanımının sürdürülemez olduğu da belirtilen araştırmada, "Kimyasal girdilerin azaltılması hem çevrenin korunması hem de karbon salınımının düşürülmesi için kritik öneme sahip. 2030 yılına kadar sürdürülebilir tarım sistemlerine geçişin hızlandırılması gerekir. Çünkü hastalanan bir bitki sadece ürün kaybına değil, aynı zamanda toprağın, suyun ve biyo-çeşitliliğin geleceğine de zarar veriyor" görüşleri sıralanıyor.
Kaynak: Web Özel

