Küresel Sumud Filosu: Denizlerin özgür halklara ait olduğunu kanıtlıyor Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Filistin ile dayanışma ve İsrail’in ablukasını kırmak için 44’ten fazla ülkenin desteğiyle Küresel Sumud Filosu (Global Sumud Flotilla) adıyla oluşturulan uluslararası sivil yardım filosuna bağlı tekneler, geçtiğimiz pazar günü, 31 Ağustos’ta İspanya’nın Barselona kentinden Gazze’ye doğru yola çıkmıştı. Geçen bir haftalık sürede tüm dünyanın gözü ve kalbi filolardaydı. Tüm dünyadan aktivistlerin bir araya gelerek İsrail ablukasını kırma girişimlerinin bu yıl dördüncüsü olan Küresel Sumud Filosu, ablukayı denizden kırmaya yönelik bugüne kadarki en büyük girişim. Barselona Limanı’nın kalkan filo önce İtalya ardından Yunanistan ve Tunus’tan katılan gemilerle Akdeniz’e yelken açacak. Yolculuğun son etabında yaklaşık 70 teknenin daha katılması bekleniyor. Filonun 14–15 Eylül’de Gazze’ye ulaşması planlanıyor. Küresel Sumud Filosu, soykırımın kabul edilemez olduğunu, sivilleri açlığa mahkum etmenin bir politika değil bir suç olduğunu ve denizlerin hâlâ özgür halklara ait olduğunu bütün dünyaya hatırlatıyor.
44 farklı millet bir arada
Barselona Limanı’ndan Gazze’ye doğru yola çıkan 20 gemide, 300’den fazla mürettebat yer alıyor. Filoda öyle isimler var ki yalnızca orada olmaları bile hem kameraların hem de hükümetlerin dikkatini çekmeye yetiyor. Aralarında İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve “Game of Thrones” dizisindeki rolüyle tanınan İrlandalı aktör Liam Cunningham da bulunuyor. Türkiye’den ise yaklaşık 100 kişi Gazze için filoda yerini aldı. Sicilya’dan filoya katılan 9 Türk arasında Mavi Marmara’da da bulunan Avukat Gülden Sönmez ve Doktor Halil Çanakçı’nın yanı sıra Semanur Sönmez Yaman, Yaşar Yavuz, Abdulhamit Yağmurcu, Abdulsamed Turan, Ergün Akpınar, Haşmet Yazıcı ve Yeni Şafak yazarı Ersin Çelik yer alıyor. Yine filoya Tunus’tan katılacak pek çok Türk isim var. Gönüllüler arasında çok sayıda doktor, sağlıkçı ve avukat bulunuyor. Bununla birlikte yolculuğun belgeselini çekecek yönetmenler, hikâyesini yazacak yazarlar ve olayları dünya kamuoyuna duyuracak gazeteciler de mevcut. Gemilerdeki gönüllülerin millet dağılımı da belirlenirken çeşitlilik gözetiliyor. Böylece 44 farklı ülkenin yalnızca Gazze için birlik olduğu mesajı veriliyor.
İlk değil son olmayacak
2007’den bu yana Gazze’ye uygulanan kuşatmayı delmeye yönelik pekçok girişimde bulunuldu. İlki Ağustos 2008’de, “Free Gaza” ve “Liberty” adlı iki küçük teknenin ablukayı aşarak Gazze’ye ulaşmasıyla gerçekleşti. Yıllar sonra ilk kez bir sivil gemi Gazze’ye yanaşıyordu. 2008 ile 2016 arasında aktivistler otuzdan fazla deneme yaptı ve sadece birkaçı Gazze’ye ulaşabildi, çoğu yolda engellendi. En çok yankı uyandıran müdahale, Mayıs 2010’da gerçekleşen hepimizin yakından takip ettiği Mavi Marmara’ydı. Siyonist rejimin saldırgan deniz kuvvetleri, Gazze Şeridi’nin 73 mil açığında, uluslararası sularda baskın düzenledi. On Türk vatandaşının şehit edildiği katliam, insani yardım malzemeleri ve sivil taşıyan yardım gemilerinin uluslararası sularda bile olsalar hukuku hiçe sayan ölümcül güçlerle karşılaşabileceği gerçeğini sarsıcı bir şekille akıllarına kazıdı. 2016’da Gazze’ye giden Zaytouna-Oliva’ya el konuldu. 2018’de el-Awda engellendi. 2025 yazında ise İsrail güçleri Gazze rotasındaki Madleen ve Handala gemilerine bir kez daha baskın düzenleyerek Gazze’ye insani yardım girmesine izin vermedi. Şimdi ise son yılların en büyük filosu bir kez daha Gazze’ye ulaşmaya çalışıyor. Tüm dünya Gazze’de yaşanan yıkıcı bir soykırım ve kasıtlı bir yoksun bırakma politikasına tanıklık ederken ortaya çıkan insani felaket artık geniş kesimler tarafından kabul ediliyor. 2010’da dünya, baskını ancak her şey olup bittikten sonra öğrenebilmişken 2025’te ise canlı yayınlar ve tanınmış isimler, uluslararası mürettebat sayesinde tüm dünya filoları canlı bir şekilde takip edebiliyor. Sivil filolar “yüzen basın odalarına” dönüştüğünde, müdahalenin bedeli de artıyor. Bu nedenle insanlar bu kez koşulların bambaşka olabileceği ümidini taşıyor.

Karada da destek devam ediyor
Küresel Sumud Filosu, dünya tarihinde onlarca ülkede 1000’e yakın aktivistin bir araya gelip denizde bir filo kurduğu ilk eylem olarak tarihe geçiyor. Yalnızca İtalya’nın Cenova kentinden toplamda 300 ton yardım malzemesi taşıyan filoya destekler sadece gıda ve tıbbi yardım malzemesinden ibaret değil. Filoya yeni teknelerin katıldığı her limanda coşkulu bir kalabalık da eşlik ediyor. Milyonlarca insan filoya destek vererek kitlesel katliamların son bulmasını, ablukaların kaldırılmasını, insani yardım koridorlarının açılmasını ve açlığın bir silah olarak kullanılmasının yasaklanmasını talep ediyor.
“Sumud” insan onurunu sahiplenmeyi savunuyor
Arapça “kararlılık” veya “sarsılmaz azim” anlamlarına gelen “Sumud”, 1967’deki Altı Gün Savaşı’nın ardından Filistin halkı arasında baskı ve direnişi anlatan bir kavrama dönüştü. Sumud; Filistin kimliğinin ve kültürünün canlı tutulması ile şiddet içermeyen sivil itaatsizlik gibi yollarla işgale direnip alternatif kurumlar inşa etmenin yollarının aranmasını da ifade ediyor. Günümüzde ise “Sumud” bir filoya dönüşen insan iradesini ifade ediyor. Bu kararlılık, sadece hayatta kalmayı değil, yaşamı ve insan onurunu sahiplenmeyi de savunuyor.


