Lafı dolandırmayalım; ‘İsrail’le barışın’ diyorlar… Nedret Ersanel
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
‘Anglosfer’in kanadı!
Böyle yazınca mistik bir yaratıktan bahsediyoruz gibi oluyor ama.. ‘Angl’dan ‘Angel’e yürüyüp, ‘sfer’den de Lucifer’e uçup teraziyi kırmayalım. Söylediğimiz, Batı’nın ‘ABD-İngiltere’ kanadıdır ve eski kıtayı, Avrupa’yı siyaseten hem dışlar hem dişler…
Bizim açımızdan da durum ‘kanatla’ ilgilidir. Türkiye, NATO bağlamında bir kanat ülkesidir, diğeri de ‘majestelerinin Büyük Britanyası’dır…
24-25 Haziran’da gerçekleşen
NATO Liderler Zirvesi’nin sıcağına
Türkiye’ye gelen İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy hem Dışişleri Bakanı Fidan’la hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü. İngiltere dışişleri bakanları her zaman dikkat çeken konuklardır. Bu yüzden iki ülkenin stratejik ve jeopolitik gündemlerinin nerelerde kesiştiği, zamanlaması ve devamının nasıl geleceği önemlidir…
Londra-Ankara ilişkilerinin dokusu bir süredir sıkı örülüyor. Suriye’de iktidar değişimi sırasında da ismi çok geçmişti. Keza Irak’ta da. Hele Ukrayna’da onsuz cümle kurulamadı. Bunun dışında iki ülke ticari ilişkilerini imzaya bağlayan adımları, Savunma Bakanlıkları ile asker ziyaretlerini de anımsıyoruz yakın zamanlarda…
Trump’ın Beyaz Saray’a yeniden oturması ile Ortadoğu dinamiklerinde Türkiye ve Suudi Arabistan’ın sürükleyici roller üstleneceği anlaşılan planların Riyad ayağında etkisi zaten yüksektir. Türkiye’yi de ihmal etmiyorlar…
Bir evvel paylaşmıştık, İngiltere’nin yaklaşık iki hafta önce yayınladığı, ‘Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi-2025’ de Türkiye’ye şöyle bir coğrafyadan bakılıyordu; “Karadeniz, Kafkaslar, Ortadoğu ve Afrika’nın kesişim noktasında bulunan Türkiye, Birleşik Krallık’ın Avrupa ve NATO’nun kanatlarındaki güvenlik çıkarları için elzemdir. Güçlü askeri entegrasyon ile savunma sanayi işbirliğinde İngiltere için kilit bir ortaktır”…
Bakan Lammy, gelmeden önce Türk gazetelerine verdiği röportajda da aynı paragrafı birebir tekrarladı. Kuşkusuz, Türkiye’ye verdikleri öneme dair de atıflardır bunlar ama neyi kastettiklerini tam biliyor muyuz?
***
Araya girip, anglosferin diğer ortağına dönelim…
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın açıklamaları belli ki hep ilginç olacak. Anadolu Ajansı’na verdiği söyleşi de öyleydi ve içerisinde özellikli bir bölüm ‘hımm’ dedirtiyor…
“İsrail’in yeniden tanımlanması gerekiyor
. Şu an yeniden tanımlanma sürecinde. İsrail-İran arasında yaşananlar, hepimiz için, ‘süre doldu, yeni bir yol açalım’ deme fırsatı.
Bu yolun anahtarı Türkiye
”… (29/06.)
Ceplerimizi yoklayalım; Türkiye’nin Ortadoğu’da elinde tuttuğu çok anahtar var ama o yolun anahtarı hangisi? İsrail’in yeniden tanımlanması ne demek? Yeni yol ne? Hangi kapıyı, kilidi açacak? İngiltere için sorduğumuz sorular burada da caridir…
***
İnceltelim…
Trump’lı ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik ana planı, ‘İbrahim Anlaşmaları’nın hayata geçmesidir.
Değişen konjonktüre uygun rötuşlar atılsa da, bölge ülkelerinin bunu imzalamasıdır…
Bir ayağı Suriye’dir. İki sorunun aşılması gerekiyor. İlki İsrail’dir. Şam-Tel Aviv ilişkilerinin iyileşmesi ABD-İngiltere tarafından destekleniyor ve teşvik ediliyor. Yeni Şafak, 29’unda, “
Suriye-İsrail anlaşması belirginleşiyor
” başlığı attı ve “Suriye’de Esad rejiminin 8 Aralık’ta devrilmesiyle birlikte Golan Tepeleri’nin Suriye tarafında kalan tampon bölgeyi işgal eden İsrail ile Şam yönetimi arasındaki
müzakereler sona yaklaşıyor
” diye duyurdu…
30’unda ajanslar, “Trump, Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırdı” haberini servis ettiler. Alenen söylemeseler de
hem Washington hem Londra, Türkiye-İsrail ilişkilerinin de tatlıya bağlanmasını arzu ediyor.
Hatta Suriye bunun ön adımlarından, kolaylaştırıcılarından sayılıyor. PKK/YPG meselesi de öyle…
İkinci konu İran. Yine her iki ülke ateşkesin devam etmesine, bir anlaşma imzalanmasına bastırıyorlar. Bu da Ortadoğu’ya ilişkin master planın aynı ayağıdır…
***
Büyükelçi Barrack’ın açıklamaları genellikle F-35’ler, David Lammy’nin açıklamaları genellikle Eurofighter’lar başlıkları üzerinden kamuoyuna sunuldu ama başkaca söyledikleri daha kritiktir…
Barrack; “
Türkiye ve İsrail eskiden harika bir ilişkiye sahipti. Bu tekrar olabilir
. Bu dini bir anlaşmazlık değil. Toprak taleplerine dair bir yanlış anlaşılma. Bence Ortadoğu yeni bir diyaloğa hazır. Herkes İbrahim Anlaşmaları’na dönecek. Yakın gelecekte Gazze’de de ateşkes öngörüyorum”…
ABD, bu sorunların çözümü için yıl sonunu takvimliyor. Yani önümüzdeki birkaç ayda irili-ufaklı seri adımlar izleyeceğiz…
***
İngiltere de Ortadoğu’daki bu gelişmelere dahil ama önceliği
Rusya
. Aslında iki konuyu/bölgeyi bağlantılı görüyorlar fakat yoğunlukları Rusya ve etrafı ile ilgili. Son NATO bildirisinde Rusya-Ukrayna’dan başka ülkenin ismen zikredilmemesi (öncekilerin aksine Çin bile yoktu), Avrupa cephesinin durumunu zaten gösteriyor. Ancak
Türkiye, Karadeniz ve Hazar havzası da aynı çizginin uzantısı onlara göre
…
Çünkü bu coğrafya
hem Rusya’ya hem İran’a
basıyor. Türkiye’nin alacağı tavrın Azerbaycan’ı, Gürcistan ve Ermenistan’ı da sürükleyeceğini düşünüyorlar. Bakü-Moskova arasında son on günde yaşanan kimi gerilimler işaret sayılır mı bilinmez ama; Yekaterinburg’da iki Azerbaycan vatandaşının öldürülmesi, Sputnik’in Bakü ofisinin basılması, çalışanların karşılıklı gözaltına alınması, büyükelçilerin dış işlerine çağrılması, resmi ziyaretlerin iptal edilmesi türünden gariplikler yaşanıyor.
Sonuç olarak, Ankara’nın bu gelişmelerin bazılarından hoşlanmadığı bazılarında ise önemli çıkarlar gördüğü tahmin edilebilir. Yol ve anahtar konusunda ne yapılacağını takip edeceğiz ama ‘Anglosfer’, Türkiye’yle birlikte “atağa geçen ortaklar” olmak istiyor.


