Linet’in gözyaşları: Saklanmak fayda vermeyecek Ersin Çelik
Yenisafak sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
İsrail asıllı şarkıcı Linet Mor Menashe’nin çektiği video, size ne hissettirdi?
X’te yazılanlara bakamadım ama Instagram’da kendisine inanılmaz bir öfke vardı. Ağlaması, yalvarması kendisine olan tepkiyi katlamıştı anlaşılan.
Linet’in ve Yahudilerin çok büyük bir kısmının görmek istemediği ya da
dünyaya üstün ırk gözlüğünden baktıkları için
göremedikleri bir iklim var. Kaçırdıkları da tam olarak bu. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada insanlık İsrail’i kusuyor!
‘Holokost Endüstrisi’nin Batı’ya dayattığı Yahudilere karşı her an mahcubiyet duyma ve duygusal teslimiyet birkaç nesil geride kaldı. Siyonizmin ördüğü korku duvarları yıkıldı.
İsrail ordusunda askerlik de yapan şarkıcı Linet konser vermemeye değil,
dindaşlarının düştüğü aciz duruma,
üzerlerine yapışan soykırımın kanının bıraktığı ize ağlamalı. Bundan sonrası sadece onun için değil yeryüzündeki tüm Yahudiler için utanç içinde geçecek.
Neymiş Türkiye’de konser veremiyormuş. “Beni yalnız bırakmayın” diye de çağrı yapmış. Oysa çok değil iki yıl önce Hamas’a öfke kusuyordu. 7 Ekim’den 10 gün sonra Instagram hesabını halkına vakfetmişti. Ölen İsraillilerin fotoğraflarını yayınlayıp ''Hamas katildir'' diyordu.
Linet ve benzerleri değişen iklimden şikayetçi, tedirgin ve korku içinde olan dindaşları; böylesine ağır, vahşet kokan, her anından, her zerresinden beşiklerinde katledilen
Gazzeli bebeklerin kanlarının aktığı soykırım enkazının altında kalacaklarını
görmediler henüz. Şu günlerde çatırdamaları duyuyorlar. İnsanlık için, masumlar için İsrail’in karşısında duramamanın ezikliğiyle yüzleşecekler önce.
Tekrar ediyorum, dünya ve tüm insanlık İsrail’i kusmuk gibi bünyeden söküp atmanın inancına büründü, o cesareti kuşandı artık. Siyonistlerin tüm yalvarmalara rağmen dönmediği vahşet yolu, Yahudileri nefret uçurumuna sürüklüyor.
Birileri yazdıklarımı antisemit bir tavır olarak değerlendirmek isteyecektir. Alakası yok. Bu düzeni İsrail elleriyle, Gazzelilerin kanlarıyla inşa etti.
Bu duyguyu, düşünceyi, tepkiyi uydurmuyordum da…
Sondan başlayarak
dünyadan yükselen esaslı tepkilere
hızlıca bakalım:
Hollanda'nın idari başkenti Lahey'de toplanan yaklaşık 100 bin kişi, hükümetin İsrail yanlısı politikasını protesto etti.
Eurovision şarkı yarışmasında sahneye 4'üncü sırada çıkan İsrail temsilcisi Yuval Raphael, şarkısını seslendirdiği sırada seyircilerden yuhalama sesleri yükseldi ve Filistin bayrakları açıldı.
Öncesinde İspanya Başbakanı Petro Sanchez, Gazze’deki katliamlardan dolayı İsrail’in Eurovision’dan menedilmesini istedi.
İskandinav ülkelerinden binlerce sanatçı, İsrail'in, İsviçre'nin Basel kentinde süren 69. Eurovision Şarkı Yarışması'ndan ihraç edilmesi için yayımlanan bildiriyi imzalayarak, İsrail'in Gazze'deki soykırımını kınadı.
Japonya'nın Kyoto kentinde bir otel, rezervasyon yapmak isteyen İsrailli müşterilerden
savaş suçu işlemediklerine dair
taahhütname imzalamalarını istedi.
İspanya'da Hükümet Sözcüsü Pilar Alegria, hükümetin İsrail'in uluslararası spor yarışmalarından menedilmesini istediğini ve Avrupa Birliği'ndeki (AB) diğer ülkelerle bunu görüşmeye hazır olduğunu duyurdu.
Maldivler hükümeti, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki olarak İsrail pasaportu taşıyan kişilerin ülkeye girişini yasakladı.
İrlandalı kadın sporcu, İsrailli sporcu ile selamlaşmak için yaklaştığında kendi ayakkabısıyla tokalaştı.
Kanadalı gazeteci David Mastarachi, kurduğu internet sitesinde
İsrail ordusunda görev yapmış çifte vatandaşları
ifşa etti ve Kanada hükümetini vatandaşlarının İsrail ordusuna katılımını engellemeye çağırdı.
Aralarında Pedro Almodovar, Javier Bardem, Gianni Amelio, Ralph Fiennes, Mark Ruffalo, Yorgos Lanthimos ve Khalid Abdalla gibi dünya çapında tanınmış 350'den fazla yönetmen, oyuncu ve yapımcının imzasının bulunduğu mektupta, İsrail'in Gazze'ye saldırıları kınanarak, "Böylesine bir kayıtsızlıktan dolayı utanıyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Bu listeyi uzatabileceğim kadar uzatabilirim. Sadece son iki aya baktım. 7 Ekim’den sonra soluğu Tel Aviv’de alan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Mısır’daki hastanelerde tedavi gören Filistinlileri ziyaret etmesi, soykırımın enformasyon ortaklarından
BBC’nin dil değiştirerek İsrail’in savaş suçlarını belgeleyen görüntüleri yayımlaması
, en yeni gelişme olarak İngiltere’nin Gazze ablukası nedeniyle İsrail'le ticaret görüşmelerini askıya alması… Instagram’ın Siyonizm eleştirisi yapan hesapları askıya almaktan vazgeçmesi… Bunların her biri önemli, her biri İsrail’i biraz daha yalnızlaştırıyor. Amerika Başkanı Trump’ın tavrı bu korkuyu hissetmelerini sağladı zaten. Bir sabah uyandıklarında yalnız olduklarını, terk edildiklerini ve tüm gözlerin öfkeyle kendilerine baktığını görecekler.
İslam inancında da Yahudi inancında da “Gargad” ağacına atıflar yapılır. Yahudilerin buldukları her yere bu ağacı diktikleri söylenir.
Hem Buhârî hem Müslim’de yer alan Hadis-i Şerif’te İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in şöyle söylediği rivayet edilir: “Müslümanlar, Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudi taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, ‘Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi! Gel, onu öldür!’ der. Yalnızca Gargad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”
Gargad, Kudüs bölgesinde yetişen ve “Yahudi Ağacı” olarak bilinen bir bitkidir. Bu kadar bilginin üzerine popülizm yapmak istemem ancak İsrail için, halkı için, Siyonistler için Gargad ağacının arkasına saklanmanın fayda getiremeyeceğini göreceğiz. Dünya geri dönülmez bir yola girdi ve bunu en çok da İsrail istedi…


