Mehmet Altan yazdı Basın Tarihi: 13 yıl önce stratejistlerin göremediği en büyük iki değişiklik Rusya ve Amerika’da yaşananlar
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Yarın arefe, sonrası bayram.
Basın Tarihi bu hafta hemen bayram öncesine denk geldi.
Ben 13 yıl önceki bayrama geri döndüm.
25 Ekim 2012 Perşembe’ye denk gelen medya ile haşır neşir olurken, Financial Times gazetesinde Amerika Birleşik Devletleri’nin eski güvenlik danışmanı Zbigniew Brzezinski’nin Amerika’nın dış politikasına dair kaleme aldığı bir yoruma denk geldim.
***Dünyanın en önemli stratejistleri arasında ismi sayılan Brzezinski ABD‘de 1977-1981 yılları arasında Jimmy Carter‘ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığını yaptı.
ABD ile Sovyetler Birliği arasında SALT II nükleer silah anlaşmasının müzakerelerinde ve ABD’nin İran Şahı Muhammed Rızâ Pehlevî‘nin iktidarını sürdürme çabalarında önemli roller üstlenmişti.
Ağustos 2007’de Barack Obama’nın başkan adaylığını destekledi.
Aynı yıl Eylül ayında ise Obama, Brzezinski’yi “en seçkin düşünürlerimizden biri” olarak tanımladı.
Brzezinski, uluslararası düzen, ülkelerin siyasi düzenleri ve bunların arasındaki ilişkiler üzerine düşünce ve önerileriyle Uluslararası İlişkiler Teorisi‘nde Realist ekolün bir temsilcisi olarak kabul edildi.
Madeleine Albright, Condolezza Rice gibi ABD siyasetinin önemli isimleri de yetiştirdiği öğrencileri arasında yer aldı.
26 Mayıs 2017’de öldü.
***Brzezinski, yazısına, o dönemde Beyaz Saray mücadelesindeki başkan adaylarının dış politika söylemlerini eleştirip, “akılcı ve gerçekçilikten” uzak olduklarını belirterek başlıyordu.
Cumhuriyetçi başkan adayı Mitt Romney’nin gündemini siyasi çıkarlardan uzak olarak nitelerken, kısa vadeli taahhütlerinin uluslararası kaosa yol açacağı vurgulamaktaydı.
***“ABD’nin İsrail’in geleceğini teminat alma amacıyla, Suriye ve İran’a demokrasi ‘ihraç ederek’ Orta Doğu’da yeni bir düzen kurma düşüncesinin tehlikeli olacağı” görüşü göz ardı edilmemesi gereken bir saptamaydı.
Brzezinski, “Orta Doğu’da Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu’nun da dağılmasıyla çizilen sınırların zayıfladığı belirttiği” makalesinde “Türkiye ve İran’ın da ülke içi etnik ve dini gerilimler yaşadığını” hatırlatmaktaydı.
***Yazıda Orta Doğu da özel olarak büyüteç altına alınmıştı:
“Suriye’ye yönelik bir Amerikan müdahalesi veya İsrail ya da Amerika tarafından İran’a askeri bir saldırı bölge çapında bir patlamaya neden olabilir” diyordu.
Brzezinski, Amerika’nın alması gereken dış politika kararlarını dört maddeyle sıralıyordu:
1-Suriye’de uluslararası manda altında uygulanacak bir ateşkes ve ardından yine uluslararası denetimle düzenlenecek seçimler öncesi Rusya ve Çin’in sürece dâhil olmasını sağlamak.
2-Nükleer programı üzerinde uzlaşı sağlanamayan İran’a yaptırımların sıkılaştırılması.
3-Ortak Atlantik Bildirisi aracılığıyla daha çok siyasi olarak bütünleşen Avrupa’ya güçlü ve açıkça destek olmak.
4-Avrupa’nın 20. asırda yaşadığı savaşların tekrarını engellemek için Çin’le üst düzey stratejik diyalog kurmak.
Brzezinski’nin 13 yıl önce yaptığı öneriler bunlar.
***Bugüne, Trump’ın Amerika’sına ve dünyaya baktığımızda farklı gerçekler görüyoruz.
Rusya, Ukrayna’yı almaya çalışırken Orta Doğu’dan neredeyse tamamen silindi. Suriye’de söz hakkı kalmadı. Çin’in de henüz istediği oranda görünür bir varlığı yok bu bölgede.
Amerika, Türkiye, İsrail, Suudi Arabistan dört önemli oyuncu gibi gözüküyor Suriye’de.
Nükleer program konusunda Amerika ve İran bugün de görüşüyorlar.
Brzezinski ’nin önerileriyle Amerika’nın bugünkü dış politikası arasındaki en büyük fark Avrupa’da ortaya çıkıyor. Brzezinski Avrupa’ya güçlü bir destek önerirken bugün Trump Avrupa’ya yüksek gümrük vergileri getiriyor ve çok mesafeli duruyor.
Amerika’nın NATO’dan çekilebileceği bile konuşuluyor. Ukrayna savaşında Avrupalılar Amerika’dan bağımsız yeni bir askeri güç oluşturmaya çalışıyorlar.
***Galiba 13 yıl önce stratejistlerin göremediği ve bugün yaşanan en büyük iki değişiklik Rusya ve Amerika’da yaşananlar.
Rusya, Ukrayna savaşında ortaya koyduğu askeri performans ile büyük bir imaj ve güç kaybına uğradı. Ukrayna sınırından 4 bin kilometre uzaklıktaki askeri üslerini bile koruyamaz durumda.
Amerika ise içe kapanmacı bir politikayı tercih ederek Avrupa’dan uzaklaşıyor. Bu durum “Batı” kavramının yeniden tarif edilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
***Basın tarihine baktığımızda değişimleri çok berrak görebiliyoruz.
Bakalım 13 yıl sonra bayramda dünya neler yaşayacak.
Herkese iyi bayramlar.
'ten alınmıştır.


