Mehmet Ocaktan: Bizim dindarların tek hedefi var, kazanmak… Ahlaklı olmayı neredeyse tümden gündemlerinden çıkarmış bulunuyorlar
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Eski AKP Milletvekili, Karar yazarı Mehmet Ocaktan, dindarlar eleştirdiği "Doğruluktan yana olmamak içimizi acıtmaz mı?" başlıklı yazısında, "Günümüzün dindarları Muhammedü'l-emin çizgisinin neresinde duruyor dersiniz… Ne yazık ki bu konuda olumlu şeyler söylemek pek mümkün değil. Çünkü bugün dindarlarımızın, ekonomik ve siyasi rant elde etmek gibi çok daha önemli hedefleri var!" dedi. "Dindar mahallelerin" tek bir hedefinin bulunduğunu, bunun da kazanmak olduğunu ifade eden Ocaktan, "Bu yolda doğru ve dürüst olmayı, başkalarının hakkına-hukukuna riayet etmeyi, ahlaklı olmayı neredeyse tümden gündemlerinden çıkarmış bulunuyorlar," diye yazdı.
Dindar kesimin, AKP döneminde yaşananlara dair tutumunu eleştiren Ocaktan, şöyle yazdı:
"Zira onlar kendilerini hem memleketin tek sahibi hem de bütün günahlardan azade olarak görüyorlar.
Onlara göre, Allah sadece dindarların Allah'ıdır. Dolayısıyla dünyaya Allah adına nizamat verme ve insanları doğru yola ulaştırma da onların yetkisi dahilindedir. Dini vecibeleri hakkıyla yerine getirmeyenler, doğru yoldan saptıkları için dindarlarla aynı eşit haklara sahip değildirler!
'Müslümanım' deyip ibadetlerini yerine getirmeyen, Hayrettin Hoca'nın ifadesiyle 'fasık' olanların devlet kurumlarında görev almalarına, belediye başkanı olmalarına, dahası devleti yönetmelerine izin verilmemelidir!
İşte ben tam da böyle bir dindarlık anlayışına karşıyım. Çünkü Kur'an'ın ve Hz. Peygamber'in tarif ettiği İslam'ın böyle bir dindarlık önerisi yok.
Biliyoruz ki Hz. Peygamber'in en önemli vasfı Muhammedü'l-emin olmasıdır. O'nun hayatında hiç yalanı olmadı. Ali Bardakoğlu Hoca'nın 'Hiç ikinci bir meşruiyet ölçüsü olmadı' ifadesi, Hz. Peygamber'in hayatını özetleyen muhteşem bir tespit bence.
Evet O hep dosdoğru oldu, ikinci yollar bularak, arka kapılardan dolaşarak insanları aldatma yolunu seçmedi.
Peki günümüzün dindarları Muhammedü'l-emin çizgisinin neresinde duruyor dersiniz… Ne yazık ki bu konuda olumlu şeyler söylemek pek mümkün değil. Çünkü bugün dindarlarımızın, ekonomik ve siyasi rant elde etmek gibi çok daha önemli hedefleri var!
Bu yüzden başkasının hakkının, hukukunun zayi olması onların dindarlıklarına halel getirmiyor.
Bu yüzden dindar mahalledeki yolsuzlukları, usulsüzlükleri görmezden gelmeyi, bir bakıma mahalleye sadakat olarak görüyorlar.
Bu yüzden günde beş vakit Gazze sloganları attıkları halde, Türkiye'den İsrail'e çelik götüren gemiler, yüreklerini hiç sızlatmıyor. Muhtemelen İsrail dostluğu, dindarlıkları için de bir mani oluşturmuyor olabilir.
Bu yüzden gerek ekonomik gerekse siyasi konulardaki 'hak gaspı' bizim dindar mahallelerin kapsama alanında bulunmuyor.
Ve en acı olanı da galiba doğrudan yana olmamak içlerini hiç acıtmıyor. Bir tek hedefleri var kazanmak… Bu yolda doğru ve dürüst olmayı, başkalarının hakkına-hukukuna riayet etmeyi, ahlaklı olmayı neredeyse tümden gündemlerinden çıkarmış bulunuyorlar."
Yazının tamamı için .


