MELİH ALTINOK Trump sürükleniyor
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.

Trump, Kasım 2024 seçimlerinden birkaç ay önce, "Yaklaşık 15 yıl önce İsrail en güçlü lobiye sahipti. Eğer bir siyasetçiyseniz İsrail hakkında kötü bir şey söyleyemezdiniz, bu siyasi kariyerinizin sonu olurdu. Bugün ise neredeyse tam tersi" diyordu.
Ortadoğu başta olmak üzere ABD'nin siperde olduğu bütün cepheleri kapatacağı, savaşları sonlandıracağı vaadiyle seçilmeyi başardı.
Ne var ki görevde 5 ayı dolmadan zikzaklar çizmeye başladı.
Suriye'de müstakil bir pozisyon alsa İngiltere, Almanya ve Fransa'nın başını çektiği Batı ittifakının Rusya- Ukrayna barışını sabote etmesine engel olamadı.
İsrail-İran savaşının başında saldırılarla alakasını olmadığının altını defalarca çiziyordu. Şimdi ise "Tahran'a 60 gün süre vermiştim, 61. gün sonunda başlarına neler geldi" diye kolpa çekiyor.
Bir yandan İsrail'in arkasında saf tutan G7'nin bildirisine imza atmadan zirveyi terk ediyor, diğer yandan Tahran'a parmak sallıyor.
Demokratların önde gelen isimlerinden Bernie Sanders bile İsrail'i, İran'ı vurarak Washington ile Tahran arasındaki nükleer müzakereleri sabote ettiği için eleştirirken o çözümsüzlüğe güzellemeler yapıyor.
Son olarak, ABD'deki müesses nizama, politik doğruculuk kalıplarına cesurca savaş açan gazeteci Tucker Carlson'a şu yerinde uyarısından ötürü deli dedi:
"ABD'nin İran savaşına katılması 'Amerikan İmparatorluğu'nun çöküşüne yol açar ve Trump'ın başkanlığını fiilen sona erdirir. Bush'un aynısını Irak'ta yaşadığını gördük."
Trump belli ki, önce Elon Musk aracılığıyla sonra da "Tel Aviv'den sonra sıra New York'ta, İran Trump'ı öldürmek istiyor" diyerek doğrudan devreye giren Netanyahu'nun tehdit mesajlarını almış.
Geçtiğimiz gün bu köşede "Kır zincirlerini, insan kaç kere ölür" diye seslendiğimiz Trump'ın çırpınışları, ülkesindeki İsrail lobisinin söylediği kadar zayıflamadığını kanıtlıyor.
Direnirse bir şansı var; direnmezse bütün özgünlüğünü, Amerikan halkına alternatif olma özelliğini kaybedeceği kesin.
***

ANKARA'NIN İŞİ Mİ YOK HOCAM
Reuters Enstitü'nün son araştırmasına göre sosyal medya artık ana haber kaynağı.
Evet, yalan haber, cinsiyetçilik, ırkçılık ve hamaset yapmadan; özetle düzeyi düşürmeden tık almanın neredeyse imkânsız olduğu bir mecradan bahsediyoruz.
Başı sonu belli, bir önermesi olan, argümanlarla desteklenmiş paylaşımlarla etkileşim almak hayal.
İran-İsrail savaşında sosyal medyadaki dezenformasyonu da görüyorsunuz.
Dün de kim olduğu bile belli olmayan bir kadının, "Türk jetleri İran'ın İsrail'e gönderdiği drone'ları avlamak için havalandı" şeklindeki akla ziyan sözleri elden ele yayılıyordu.
Yılların gazetecisi Abdurrahman Dilipak da bu videoyu paylaşıp altına şu notu düştü:
"Ankara bu konuda açıklama yapmalı."
İlahi Abdurrahman Hocam, Ankara'nın işi mi yok?
***

ÜSTÜNE KAÇ PARA VERSELER...
Marmaris, Bodrum, Antalya gibi turizm merkezlerinden iğrenç görüntüler paylaşılıyor.
Adına beach denen gündüz pavyonlarında turistleri, kadınları taciz eden streç pantolonlu üstü çıplak genç magandaların görüntüleri paylaşılıyor. Çoğu da müessese çalışanları.
Yetkililer devreye girmiş, cezalar kesilmiş vs.
Sağ olsunlar da bu rezil mekânlar tıklım tıklım. Giriş ücretleri de el yakıyor.
Üzerine kaç para verseler bu rezil ortamlarda birkaç saat geçirirdiniz?
***

SON JAMES BOND BİR GÜRCÜ
Kraliçe döneminde atanan Richard Moore'un MI6'teki görev süresi doldu.
Kralın İngiliz casusluk örgütünün başı için tercih ettiği isim 47 yaşında bir kadın. 1999'dan beri istihbarat servisinde çalışan Blaise Metreweli.
Teşkilatta "C" olarak anılan Metrewelli, Cambridge mezunu ve Gürcü kökenli.
Ortadoğu uzmanı olması da üzerinde güneş batmayan imparatorluğun önümüzdeki dönem nereye fokuslandığının göstergesi.

