Meriç Demir Kahraman canlı yayında anlattı! Hastalık için değil adil yargılama için tahliye istiyoruz Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Gezi parkı davasında tutuklanarak cezaevine gönderilen Şehir Plancısı Tayfun Kahraman'ın MS rahatsızlığı gündeme geldi. Tayfun Kahraman'ın eşi Meriç Kahraman, MS randevusunun 3 ay sonrasına verildiğini açıklamıştı.
Meriç Demir Kahraman, SÖZCÜ TV canlı yayınında Senem Toluay Ilgaz'ın sunduğu Öncesi Sonrası Gece programında Tayfun Kahraman'ın yaşadığı sürecin detaylarını açıkladı.

Meriç Demir Kahraman şu ifadeleri kullandı:
"- Tayfun 2005 yılından beri MS hastası ben Tayfun'un üç tane atağına şahit oldum. O tarihten beri her gün iğne yapılıyordu. Daha sonra bu iğnenin etkinliğini yitirdiğini fark ettik. Merkezi sinir sistemine bağlı bir hastalık. Sinir sisteminin beyinde lezyonlar oluşturması ve dolayısıyla vücutta bazı uzuvların çalışamaması şeklinde seyreden bir hastalık. Şu anda her gün kullandığı ağır bir ilaç var. Bugüne kadar bu ilacın temini ile ilgili bir sorun yaşamadı Tayfun."
'HASTANE SEVKLERİNDEN HABERDAR EDİLMİYORUZ'"- Cezaevi koşullarının Tayfun'un hastalığına nasıl etki edeceği bilinmediğinden 3 ayda bir rutin olarak kontrole gidiyor. İÜ Cerrahpaşa Hastanesi nöroloji polikliniğine. Bu son sevk konusu ad rutin kontrol amaçlı sevklerden bir tanesi. Fakat biz bu sevklerden haberdar olmuyoruz. Bu sevkler Jandarma eşliğinde yapılıyor. Burada Jandarma cezaevi ve hastane takvimine göre belirleniyor. Dolayısıyla biz ancak sevkten sonra haberdar olabiliyoruz. Bu bazen aksıyor."
'MR NEDEN 3 AY SONRAYA VERİLDİ BİLMİYORUZ'"- Orada fiziksel muayene kan idrar tahlili yapılıyor belirli aralıklarla MR çekimi yapılıyor. MR çekiminin 3 ay sonraya verilmesi neden bilemiyoruz. Bunlar yaşanabiliyor ama Tayfun şu anda muayenesinde fiziksel olarak bir atak geçirdiği düşünülmüyor. Kan ve idrar tahlilleri diğer tahlillerin sonuçları hastaneden cezaevine gelince görebiliyoruz. Şunu aktarmak istiyorum. Şöyle oluyor MS atakları. Bir gün Tayfun dedi ki 'Meriç ben dilimde bir tuhaflık hissediyorum.' Ben de 'dişinle ilgilidir herhalde' dedim. Diş doktoruna gitti, dişlerde herhangi bir şey yok. Daha sonra bir yılbaşı öncesinde bana dedi ki 'Meriç ben bazı harfleri söyleyemiyorum' Hakikaten baktım ki bazı harfleri söyleyemiyor. Bir süre sonra yüzünde bir sarkma oldu. Sonra hemen hastaneye gittik. Baktık ki Tayfun'un beyninde yeni lezyonlar var. Bir başka atak da o zamanlar halı saha maçları yapardı. Sol bacağında hafif burkma hissediyor. Acaba burktum mu diye düşünüyor. Biz de bekledik sonra bir baktık ki yürüyemiyor. Gittik baktık ki beyninde ve omur iliğinde yeni lezyolar vardı. Tedaviye başladık.

"- Bugün Tayfun'un her gün kullandığı ilaç atak geçirmemesi için kullandığı ilaç. Biz son muayenelerinde şunu biliyoruz. Derin duyu denen şeyde kayıp var. Tandem GK dedikleri gözü kapalı yürüyebiliyor olması lazım. bunda gerileme var. Tayfun'un dışarıdan D vitamini takviye edilmesine rağmen seviyesi istenen miktarda değil. Çünkü açık havaya teması yok. Bu hastalığın bu koşullarda tedavi ve takibi zor."
'HASTALIK İÇİN DEĞİL ADİL YARGILAMA İÇİN TAHLİYE İSTİYORUZ'"- Burada daha evvel söylediğimiz başka bir şey var. Tayfun Kahraman'ın adil yargılanmadığını söylüyoruz. Yargılama ile ilgili süreçlerden bahsediyoruz. Biz biliyoruz ki burada ciddi bir hata var. Tayfun'un lehindeki deliller delillendirilmedi. Sunay Akın geçen gün dedi ki, 'ben 13 Haziran 2013 tarihinde dönemin Başbakanı Erdoğan'la yapılan toplantıdaydım. Mahkeme beni dinlesin istedim dinlemediler.' Biz iki defa dilekçeler verdik. Dikkate alınmadı. Hükümetin davet ettiği ve Şehir Plancıları Odası Başkanı olarak süreci takip etmiş bir insanın aleyhine verilen kararda tek somut belge yok. Hangi eylemde hükümeti cebirle devirmeye teşebbüs etmiş."


