MEVLÜT TEZEL Bir çay içti diye müşteri masadan kaldırılır mı?
Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Muğla'da bir vatandaş gündüz saatlerinde bir mekânda otururken tek içecek sipariş ettiği gerekçesiyle işletmeci tarafından masadan kaldırıldı.
O anları telefonuyla kayda alan vatandaş, "İnsan kaldırılır mı masadan? Bir tane de içse, 10 tane de içse..." dedi.
İşletme sahibi de "Özür dilesek bizi affeder misiniz?" dedi.
İşletme sahibinin hatasını anlayıp özür dilemesi doğru bir yaklaşımdı.
Ancak bu video sosyal medyada yayılınca işletmeciyi savunan da müşteriyi haklı bulan da oldu.
İşte o yorumlardan bazıları:

"İşletme de haklı 100 liralık şey içiyor 2 saat kalkmıyorlar."
"Kayseri'de Osmanlı Sokağı denilen bir yere kahve, çay içelim diye gittik. 'Ortaya karışık kuruyemiş almadan oturamıyorsunuz dediler' O ne kadar dedik? 1500 TL dediler. Yani bu aptallık kokuşmuşluk her yerde var."
"Orası söğüt gölgesi değil, adamın ekmek teknesi. İşletmeci arkadaşın muhtemelen dört ay sezonu var. O masayı işgal etmeye hakkın yok kardeşim."
"Galata Kulesi'nin yanındaki kafede zar zor masa bulmuştuk. Çocuklar için iki tatlı, biz yetişkinler için de dört çay sipariş verdik. Sonra garson geldi 'İki tatlı daha söylemeniz gerekiyor ya da masadan kalkmalısınız' dedi. Sipariş vermedik biz de kalktık..."
"Esnaf haklı müşteri boş yapmış."
"Ben işletmeci olsam. Uzun süredir bir şey sipariş etmeden oturuyorsunuz; buyurun bu içecek müessesemizin ikramıdır der masasına koyarım. Siz işletmeci olarak kibar bir uyarıda bulunmuş olursunuz."
Ben de bir arkadaşımdan örnek vereyim; Üç yetişkin, üç çocuk, Emirgan'da meşhur bir muhallebiciye gitmişler.
Tatlılar, dondurmalar, çaylar vs. söylenmiş. Hava güzelmiş, biraz daha oturalım deyip, birer çay daha söylemişler.
Çok geçmeden garson daha bitmemiş çayları toplamaya başlamış, yediniz içtiniz hadi kalkın der gibi.
Arkadaşım vale ücreti, yiyecekler içecekler vs. o masaya 3-4 bin TL bırakıldı ama bu bile yeterli olmadı işletmeci için diyor!
Ne yazık ki, bazı esnaf açgözlü! Mekân para basıyor ama 30 dakikada müşteri yiyip, içsin kalksın istiyorlar.
Oysa bazı popüler kahve zincirlerinde bir kahveyle günü bitiren, hatta hiç kahve almadan mekândaki internete takılan, ders çalışan gençler var.
O ünlü kahve zincirlerinde kimse gelip de "Bir şey içmedin hadi kalk" demiyor!
Müşteriye böyle saygılı yaklaştıkları için de Türkiye'nin her yerinde şubeler açıyorlar.
Bazı işletme sahipleri ürün ve hizmet geliştirmek yerine, mekânın konumuna ve işlekliğine göre fahiş fiyat politikası uyguluyorlar.
Oysa başarı formülü basit: Müşteriye saygılı olursanız. Sadece lezzet değil, mekânınızda rahat bir şekilde vakit geçirme deneyimi sunarsanız daha çok kazanırsınız.
***
1948'DE YAPTIK
ABD'nin İran'ı bombalayan, radarlara yakalanmayan B-2 hayalet uçakları dünyada gündem olmuşken, Türkiye'nin 1940'larda üretmeye çalıştığı THK-13 isimli yerli 'uçan kanat' projesi bizim sosyal medyada öne çıktı.
İki uçak arasında tasarım açısından bir benzerlik var değil mi?
Elbette ABD B-2'yi yaparken THK-13'den ilham almadı. Sonuçta THK-13 planör tipi bir uçaktı. 20 metre kanat açıklığına sahip uçak, ahşap ve kumaştan üretildi.

Ama geleneksel uçak yapısının aksine, sadece kanattan oluşan THK-13 o dönem için sıra dışı, müthiş yenilikçi bir tasarıma sahipti.
1948 ortalarında gerçekleştirilen ilk uçuş 30 dakika sürdü. Ancak uçakta denge ve kontrol zorlukları gibi sorunlar çıktı.
İkinci test uçuşunda yaşanan kaza sonrası uçak hasar gördü.
İkinci kaza sonrasında yeni bir THK-13 üretimi başlamış, hataları giderilmiş ve tamamlanmış olsa da gerekli çekici uçağın bulunmaması nedeniyle ikinci planör uçurulamadı.
Proje kaynak yetersizliğinden dolayı 1949 yılında iptal edildi.
Oysa mühendisler bu projenin ileri, teknolojik bir uçağa evrilebileceğini düşünüyordu.
Muhtemelen bu ileri görüşlü tasarım "Biz yapamayız, edemeyiz" önyargılarına kurban gitti.
Devrim Arabası'na benzer bir hikâye değil mi?
Neyse ki artık bu önyargılar kırıldı. HÜRKUŞ, KAAN gibi yerli savaş uçaklarımızı üretmeye başladık artık.
***
YAPAY ZEKA, LGS'Yİ GEÇEMEDİ
ChatGPT'yi LGS 2025 sınavına sokmuşlar. GPT-40 modeli, MEB'in LGS 2025 kitapçıklarındaki 90 soruyu tamamen internet erişimi olmadan yanıtladı.

Yapay zeka, Türkçe'den: 5, İnkılap Tarihi'nden: 5, Din Kültürü'nden: 8, İngilizce'den: 10, Matematik'ten: 8, Fen Bilimleri'nden 11 soruya toplamda 47 doğru yanıt vermiş. Ama yapay zekanın 43 de yanlışı var. Bu sonuçla GPT-4o, bir liseye giremezdi. Bu hezimetin nedeni elbette GPT-4o'ın internete erişimi olmadan soruları yanıtlamasıydı.
Anlayacağınız internet olmadan yapay zeka bir hiç.
***
OSCAR'DAN FAZLASINI HAK EDİYOR
Sinema dünyasının en prestijli ödüllerinden biri olan Onursal Oscarlar'ın bu yılki sahiplerinden biri de Tom Cruise oldu.
Cruise, "Born on the Fourth of July", "Jerry Maguire" ve "Magnolia" filmlerindeki etkileyici performanslarıyla kariyerinde üç kez Oscar'a aday gösterilmiş ama Oscar'ı hiç kazanamamıştı.

Akademi de Cruise'a ayıp ettik bari Onursal Oscar verelim dedi galiba.
Oysa sinemada asıl başarı; gişe canavarı yapımlar ortaya çıkarmak.
Cruise, sinema tarihinin en çok gişe yapan yıldızlarından biri ve Oscar'lık filmlerin çekilmesi için yapımcılara para kazandıran bir efsane.
"Mission: Impossible" serisi dahil olmak üzere pek çok ikonik filmde rol alan Cruise, Onursal Oscar'dan fazlasını hak ediyor.
***
Altyazı
"Eskiden gökyüzüne bakıp yıldızlardaki yerimizi merak ederdik, şimdi başımızı eğip topraktaki yerimiz için endişeleniyoruz." (Interstellar)



