MEVLÜT TEZEL Küle dönen ormanda yanmayan tek yer!
Sabah sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
22 Temmuz'da Bursalı başarılı mimar Şenol Şimşek'in mimari ve peyzaj düzenlemelerinin de orman yangınlarına karşı etkili olduğuna dair görüşlerini ilginç bulup bu köşede yazmıştım.
Sanki Bursa'da çıkacak orman yangınlarını önceden hissetmiş gibi uyarılarda bulunmuşum.
Ve dün Bursa'nın Gürsu ilçesinde çıkan orman yangınında griye dönen alanda bir bahçenin yemyeşil kalması görenleri hayrete düşürdü.
Halil Kiraz adlı vatandaş, yazıda bahsettiğim önlemleri alması sayesinde bahçesini yanmaktan kurtarmış.
2B statüsündeki arazideki bahçesine gözü gibi bakan Kiraz "Bahçemin yanmamasının sebeplerinden biri damlama sistemiyle sulama yapmam.
Bahçenin sürekli nemli olması ve ağaçlarımın dibinde kuru ot olmaması çok etkili oldu.

Bir de etrafını yolla çevirdim.
Verilmiş sadakamız varmış. Her yer küle döndü benim bahçem yanmadı, yemyeşil kaldı" diyor.
Ders çıkarılacak bir olay.
Ormanlarda yangın yolları ve bu yollardaki otların düzenli olarak temizlenmesi çok önemli.
Yanan alanlarda yeniden ağaçlandırma yaparken yangına karşı dayanıklı ağaçlardan set oluşturmanın da büyük faydası oluyor.
Tabii ne kadar önlem alırsanız alın, "Ömür boyu hapis yatmak için ormanı yaktım" diyen bir delinin çıkma ihtimali de her zaman var!
***
REHBERLERE KÖTÜ HABER!
Yurt dışına tatile çıkanlar artık cep telefonlarındaki yapay zeka uygulamalarını turist rehberi gibi kullanıyorlar.
Uygulamada kamerayı açıp "Bu kilise, kale, meydan vs. hakkında bilgi ver" diye komut vermeniz yeterli.
Chat-GPT ya da benzeri yapay zeka uygulamaları bir turist rehberi konuşup, merak ettiğiniz her şeyi size anlatıyor.
Hatta uygulama çoğu turist rehberinden daha net, kesin bilgileri paylaşıyor.

Eskiden Google'a yazıp da bilgi alıyorduk. Ama ChatGPT daha rafine özet bilgi paylaşıyor; sanki bir rehber gibi konuşarak sizi bilgilendiriyor.
Rehbere vereceğiniz para da cebinizde kalıyor.
Yapay zeka bir mesleğin daha sonunu getirecek gibi gözüküyor.
Elbette topluca gidilen yurt dışı turlarında yine rehbere ihtiyaç duyulur ama bireysel, küçük gruplu gezilerde rehberlere ihtiyaç kalmayabilir.
Yapay zeka teknolojisi başta masa başı çalışanlar olmak üzere birçok insanın işsiz bırakacak.
Gençlerin üniversitede bölüm ya da meslek seçerken Yapay Zeka'nın yapamayacağı işleri tercih etmesinde fayda var!
***
TAKİPÇİ SAYISI KADAR ÇÖP TOPLUYOR
"Ülkemi seviyorum ve inancım bitmedi" diyen 11 yaşındaki çocuk, "Takipçi sayım kadar çöp topluyorum" akımı başlattı.
Çocuk her sabah yeni takipçi sayısı kadar parklarda, kumsallarda çöp topluyor.
Çöp toplarken çektiği videolarda da doğanın nasıl kirletildiği net gözüküyor.
Çocuk yaratıcı bir fikirle yola çıkmış.

Hem sosyal medyada takipçi topluyor hem de çevre temizliği bilinci oluşturuyor.
Bazı yeni nesil çocuklarda çevre duyarlılığı düşük. Hiç umursamadan yere çöp atıyorlar.
Ee büyüklerinden ne görüyorlarsa onu yapıyorlar!
Özellikle çocuklarda doğa sevgisi ve çevre temizliği bilincini artıracak farkındalık projelerine ihtiyaç var.
***
SEZONUN FLAŞ TRANSFERİ
Fenerbahçe'nin Feyenoord'la oynayacağı Şampiyonlar Ligi ön eleme maçına altı gün kaldı. Hala beklenen transferler yapılmadı!
Bugün bazı transferler açıklansa bile sezonun en önemli kampını kaçırmış olacaklar.

Daha ilk hazırlık maçında Jhon Duran kalitesini belli etti ama yeni sezonun en büyük transferi yaklaşık 10 kilo verip takıma katılan Yusuf en-Nesyri olacak gibi gözüküyor. Benfica maçında takımına kazandırdığı ikinci golde En Nesyri yaklaşık 60 metre depar atıp gol attı.
Eğer Nesyri böyle goller atmaya devam ederse, formdan düşmezse yeni sezonda büyük fark yaratabilir.
***
UYUTAN KAHVEHANE
Elazığ'da Yukarı İçme köyünde bir kahvehane, gelen müşterilerin bir süre sonra uyumaya başlamasıyla meşhur olmuş.
"Uyutan kahvehane" olarak bilinen ve 1948 yılında taş ve topraktan yapılan bu işletme, yazın serin kışın ise sıcak oluyormuş.
Dağlardan gelen suyun bahçede oluşturduğu havuzu başta olmak üzere doğası ve yapısıyla huzur veren kahvehaneye gelen vatandaşlar, oturdukları yerde uykuya dalıyormuş.
Kahvehane sahibi Yasin Başpınar, yıllardır kahvede uyuya kalanların fotoğrafını çekerek duvara asmış.
Haberi okurken bile içimi bir huzur kapladı.
Farkında mısınız; kıraathane ve kahvehanelerin sayısı hızla azalıyor.
Yerlerini ise kafe ve kahve zincirleri alıyor.

Üzerinde yeşil örtüsü olan, geniş kare masaları olan bir kıraathanede en son ne zaman çay içtiğimi hatırlamıyorum.
Eskiden her mahallede birkaç kıraathane ve her masada mutlakta bir gazete olurdu.
Bazıları gazete okur, bazıları koyu sohbetlere dalar ya da kâğıt, okey oynardı.
Belirli meslekten insanların özellikle gittiği kıraathaneler olurdu.
Bu yerler aynı zamanda buluşma yeriydi.
Sabah böreğinizi, poğaçanızı alıp kıraathaneye giderdiniz.
Kimse dışarıdan yiyecek bir şeyler getirmenize karışmazdı.
Çayın, limonatanın, ayranın fiyatları da ucuz olurdu.
Şimdi bir kafede yarım saat oturmak için bile 150-200 TL'ye kahve almak zorundasınız!
Kahvenizi bitirdiğinizde ise hemen bir garson gelip "Bir şey alır mıydınız" diye baskı yapıyor.
Ferdi Tayfur'un 'Sabahçı Kahvesi' şarkısına konu olan, insanların uyuduğu kıraathaneler bile vardı.
Ne yazık ki, kıraathane kültürü de kapitalizme yenildi!
***
Altyazı
"Hafızası zayıf yetişkinler dışında ergenlik, kimsede tatlı hatıralar bırakmaz." (Les Quatre Cents Coups)



