MEVLÜT TEZEL Nicole, ajan mı, fenomen mi?
Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İsveç'te doğup büyüyen 22 yaşındaki Nicole Gheibi, ani bir kararla Alanya'ya yerleşti.
2021 yılından beri Alanya'da yaşayan Nicole, "İsveç'ten kaçmak istedim, orayı hiç sevmiyorum. Köy hayatını seviyorum" diyor.
Türkiye'yi gezen Nicole'ün çektiği köy hayatı videoları sosyal medyada büyük ilgi görüyor.
Ve insanlar Nicole'ün İsveç'teki konforlu hayatını bırakıp köyde yaşamasına hayret ediyor.
Hatta Nicole'un ajan olduğunu düşünüp, sosyal medyada şu tarz yorumları paylaşanlar var:

"Böyle güzel bir kız, geleceğinin garanti olduğu İsveç'i bırakıp, burada b.kun böceğin içinde yaşlı teyzelerle biber toplayıp, gözleme niye yapar? Bu kız kesin ajan."
"Bırakın İsveç istihbaratı işini yapsın."
"Memleket Avrupalı ajan doldu. Ne iştir bu anlamadım."
"İstihbarattan arkadaşları buna ne küfür ediyordur be. Tatil yerinde görevi kaptı diye. Acaba kimleri araya soktu da bu görevi kaptı." Yorumlara sesli güldüm.
Ne yani Nicole, köylü teyzelerden devlet sırlarını mı çalmaya çalışıyor?
Bu yorumlar hep 'büyük resmi gösteren' dizileri fazla izlemekten kaynaklanıyor.
Bence Nicole, ülkemizde sosyal medya kariyeri yapıyor.
Biber toplamak, gözleme yapmak bunlar hep içerik şovları!
Sosyal medyada 320 bini aşkın takipçiye ulaşan Nicole'ün videoları da çok 'tık' alıyor.
Bizde bitmeyen bir yabancı hayranlığı var. Hele kırık Türkçe ile konuşup, bizim geleneklerimizi uyguluyorsa o kişiyi 'like'a boğuyoruz ve hemen takibe alıyoruz.
Bu öyle bir ilgi ki, sosyal medyada Türkçe konuşup, ülkemizi öven yabancı fenomen sektörü oluştu.
***
HEPSİ İÇERİK EMEKÇİSİ
Nicole Gheibi gibi Türkiye'de takipçi kasan çok fenomen var.
Örneğin Güney Kore'li Chaby Han, Türkiye içerikli videolarıyla büyük üne kavuştu. 'Elin Oğlu' ve 'Survivor' yarışmalarına katıldı. Youtube hesabını 1,14 milyon kişi, Instagram hesabını ise 480 bin kişi takip ediyor.

Alman Franziska Niehus da Türkiye'de 81 ili yürüyerek dolaşıyor. Videolarını paylaştığı YouTube hesabını 642 bin kişi takip ediyor. Instagram'da ise 813 bin takipçisi var.
Türkçeyi birçoğumuzdan daha iyi konuşan ve gündemimizi gazeteciler gibi takip eden Alman Julia Graner da ülkemize yerleşip YouTuber ve fenomen olanlardan.
Rus vlogger Ksenia Mayakova ise bizi bize anlatan en entelektüel fenomenlerden biri. Türkçeyi, St. Petersburg Devlet Üniversitesi'nde öğrenecek kadar Türkiye'yi radarına almış.
Japon Yoshi Enomoto ise lisans eğitimini Azerbaycan'da tamamladıktan sonra, 2015 yılında değişim programıyla Türkiye'ye gelmiş. Ülkemizle ilgili içerikler üretiyor ve o da ilgi görüyor. Türkçe konuşan, Türkiye ile ilgili içerik üreten daha birçok yabancı var. Çoğu ülkemizdeki Türkçe konuşan yabancı sevgisinden besleniyorlar. Yani ajan değiller. Hepsi ekmeğinin derdinde olan içerik emekçileri! Haklarını da teslim edelim. Çoğu ilgi çekici içerikler üretiyor. Ve en önemlisi; ülkemizi tanıtıyorlar.
***
KADINLAR NEDEN DAHA KOLAY KOAH OLUYOR?
BMJ Open Respiratory Research'te yayımlanan yeni bir araştırmada, 40 yaş ve üzeri kadınların, sigara içmemiş olsalar bile, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) geliştirme riskinin erkeklere kıyasla daha yüksek olduğu ortaya çıktı.
Hiç sigara içmemiş kadınların yüzde 3,2'si KOAH hastasıyken, aynı gruptaki erkeklerde bu oran yüzde 1,7!

Çünkü kadınlar mutfakta daha çok vakit geçiriyor, daha çok temizlik ve makyaj yapıyorlar!
Yemek pişirirken ocaklardan ortaya çıkan gaz ve temizlik sırasında kimyasal maddelerle oluşan iç ortam hava kirliliği ve kozmetik ürünlerin yoğun kullanılması kadınları KOAH yapıyor.
Önlem olarak ilk yapılması gerekenler ise; gazlı ocak yerine elektrikli ocak kullanmak.
Temizlik yaparken daha az kimyasal kullanmak.
***
YAPI RUHSATI KRİZİ
Ülkemizde bir konut ve barınma krizi var.
Bunun deprem felaketleri, kentsel dönüşümde kat maliklerinin anlaşamaması, yabancılara konut satışı, enflasyon, inşaat maliyetlerinin artması, ne kiraya verilen ne de satılan 1 milyon boş konut olması vs. birçok nedeni var.
Öte yandan TÜİK'in yılın ilk çeyreğine ilişkin verilenine göre yapı ruhsatı verilen binaların yüzölçümü yıllık yüzde 24,7 azaldı.
Belediyeler sadece 22 bin 502 binaya yapı ruhsatı verdi.
Bu, son beş yılın en zayıf çeyreği!

Kiraların ve ev fiyatlarının düşmesi için konut stoğu artmalı ama belediyeler yapı ruhsatı vermiyor!
Son yaşanan depremlerde yıkılan binalarda mimarından mühendisine, müteahhidinden ruhsatı veren belediye yetkililerine kadar birçok kişiye dava açılması. Hapis cezalarının uygulanması.
Ve Bolu'da yaşanan otel yangını felaketinde yangın yönetmeliği ruhsatına imza atanlardan hesap sorulması üzerine belediyeler artık yapı ruhsatı verirken kılı kırk yarıyor.
Binaların dayanıklı yapılması açısından bu çok güzel bir gelişme ama bir yılı aşkın süredir yapı ruhsatı bekleyen binalar var.
Bence bir diğer neden ise başta İstanbul olmak üzere birçok belediyeye yolsuzluk soruşturması açılması.
Elbette yolsuzlukların hesabı sorulmalı ama bu durum belediye kadrolarında açığa yol açmaya başladı.
Belediyelerde işlerin yürüyebilmesi için imza atacak yetkili sayısı azaldı.
İmza atacak yetkililer de imza atmaktan çekiniyor.
Turizm sezonu haftaya başlıyor. Aynı şekilde inşaatların da yazın hız kazanması gerekiyor ama yapı ruhsatları imza bekliyor!
Bu sorunların çözümü için devletin bir formül üretmesi gerekiyor.
***
Altyazı
"Sevdiğin şeyi yapmıyorsan, yaşadığın hayat senin değildir." (Into the Wild)



