MEVLÜT TEZEL Ölünün ardından takipçi kasmak!

Anoreksiya nervoza hastalığına yakalanan fenomen Nihal Candan kaldırıldığı hastanede 23 kiloya düşünce hayatını kaybetti.
Bu trajik kayıptan sonra Nihal'in fenomen kardeşi Bahar Candan'ın, Dilan Polat'ın evinde helva kavurduğu anlar sosyal medyada paylaşılınca tepki çekmişti.
Bahar Candan en son bir restoranda arkadaşlarıyla yemek yerken görüntülenince yine linç edildi.
Ve onun hakkında şu tarz yorumlar yapıldı:
"Bu kadar hızlı mı?"
"Ablası açlıktan ölen biri yemek videosu mu paylaşır?"
"Sonra eleştirme diyorlar. Ne yapalım saygı mı duyalım bu densizliğe"
"Paylaşmak şart mı her yaşadığınızı?"
"Ölen öldüğüyle kaldı, geri kalanlar için hayat devam ediyor" Şimdi Bahar'ı linç edenler, daha önce de ablası Nihal'i hunharca linç etmişlerdi!

"Hapisten çıkmak için bilinçli kilo kaybetti", "Numara yaptı" gibi acımasızca yorumlar yapmışlardı.
Hatta hapisten çıktıktan sonra "Kız partiler yapıyor, hani hastaydı bu" dediler.
Ve Nihal için "Numara yapıyor" diyenler şimdi pişman mıdır?
Sanmıyorum, aynı kişiler şimdi helva kavurduğu, yemek videosu paylaştığı için Bahar'ı linç ediyorlar.
Yanlış anlaşılmasın; Bahar haklı demiyorum ve davranışlarını da olumlamıyorum.
Son dönemde yaşadığımız birçok olay aslında yeni kuşak gençleri yargılamadan önce onları psikolojik ve sosyolojik açıdan anlamamız, empati kurmamız gerektiğini gösteriyor.
Elbette ölenle ölünmüyor.
İnsanlar yemek, uyumak vs. gibi yaşamsal faaliyetlerine devam etmek zorundalar.
Aslında cenazeden sonra pide ayran dağıtan eski kuşakla, Bahar'ın ablasının anısı için arkadaşlarıyla bir araya gelip yemek yemesi arasında bir fark yok.
Tek fark yeni kuşağın her yaptıkları eylemi sosyal medyadan paylaşmaları!
Normalde Y Kuşağı, Bahar'ın yas tutması gerektiğini, yas döneminde sosyal medyada paylaşım yapmaması gerektiğini düşünüyor.
Bir Y Kuşağı olarak ben de aynı fikirdeyim ama yeni neslin kafa yapısı biz eski kuşaklara göre çok farklı.
Onlar doğduğunda internet vardı ve biraz büyüdüklerinde sosyal medya ellerinden hiç düşmedi.
Özellikle Z Kuşağı için sosyal medyada paylaşım yapmak reflekse dönüştü. Her anlarını paylaşıyorlar!
Beğeni, (RT) vs. etkileşim almak su içmek, hava solumak gibi yaşamsal bir olay.
Asıl garip olan ise ablasının ölümünden sonra bile takipçi kasıyor diye Bahar'ı eleştirenlerin de takipçi kasmaları!
Aynı kitle Nihal için de "Bilerek yemek yemiyor" deyip takipçi kasmıştı.
Psikiyatr ve sosyologların üzerinde uzun tartışması gereken bir konu bu aslında.
Ünlü 'Black Mirror' dizisinde 'Hated in The Nation' (Sosyal Linç) bölümü bu garip durumun gelecekte nereye evrileceğini gösteriyor.

***

BRAVO GAZİANTEP POLİSİNE
Gaziantep'te abart egzoz kullanan 32 sürücüye toplam 329 bin TL ceza kesildi.
Bu abart egzozlar gecenin bir yarısı insanları yatağından fırlatan, çok gürültü yayan özel bir mekanizma.
Bu magandalar bir de araçlarına yüksek ses yayan müzik tesisatı kurup insanların huzurunu kaçırıyorlar.

Çevreye gürültü yaymaktan haz duymak nasıl bir ruh hali acaba?
Ruhen güçsüz ve psikolojik sorunları olanlar herhalde gürültü çıkararak kendilerini güçlü göstermeye çalışıyorlar.
Gaziantep'teki polis arkadaşları yasayı uyguladıkları için kutluyorum. Keşke her ilde gürültü kirliliğine neden olanlar cezalandırılsa.
Yasaya göre abart egzoz kullanmak suç. Suç olan bir aleti takanlara da ceza uygulansa sorun kökünden çözülür!

***

ÇEŞME SUSUZ KALABİLİR
İlkbahar yağışları da yetersiz kalınca gözde turizm bölgesi Çeşme için tehlike çanları çalmaya başladı.
Çeşme'ye içme suyunu sağlayan Kutlu Aktaş Barajı'nda su seviyesi yüzde 10'a kadar düştü. Uzmanlara göre yağmur yağmazsa Çeşme'nin 30 günlük suyu kaldı! Tam da turizm geliri elde edileceği yaz sezonunda Çeşme susuz kalabilir. HaberTürk'ün haberine göre sorun sadece yağış olmamasıyla da alakalı değil. Çeşme'nin mevcut suyu verimsiz kullanılmış.

Su şebekelerindeki kayıp ve kaçaklar da yüksek seviyedeymiş.
İZSU Genel Müdürlüğü, Çeşme'deki eski su şebekesini değiştirme projesinde sona gelindiğini söylüyor ama bu proje ağustos ayını kurtarmayacak gibi gözüküyor. Susuzluk ağustos ayında zirveye çıkabilir! Özellikle yaz aylarında nüfusu bir milyonu geçen Bodrum ve Çeşme'nin bütün altyapısını destekleyecek projeler hayata geçirmeli.
Belediyelerden bağımsız devlet desteğine de ihtiyaç var. Bodrum ve Çeşme'de yollar kötüyse, çöpler toplanmıyorsa, temizlikte sorun varsa, çeşmelerden su akmıyorsa bu turizm geliri için büyük sorun demek.

***

TRANSFERLER GECİKTİ Mİ?
Fenerbahçe için kampın başlamasına 11 gün, Şampiyonlar Ligi'nde oynanacak ilk maça ise 40 gün kaldı.
Ancak beklenilen transferlerin hiçbiri gerçekleşmedi.
Sane'yi transfer eden Galatasaray dışında diğer takımlar için de transfer sezonu sönük geçiyor.
Avrupa'da da transferde bugünler sessiz geçer.

Lakin 11 yıldır şampiyon olamayan ve en büyük rakibinin kadro kalitesi daha iyi olan Fenerbahçe için transferlerin gecikmesi büyük soruna dönüşebilir.
Üstelik ilk 11'de sürekli oynayan dört oyuncunun sezon sonu ayrılacağı belliydi.
Üstelik Ali Koç için eylül ayındaki kongre öncesi Şampiyonlar Ligi'ne katılmak büyük önem taşıyor!
Evet, Arap takımlarının önerdiği büyük paralar yüzünden transfer yapmak eskisinden daha zor!
Elbette aceleci olmamak lazım lakin en azından kamp dönemi başlamadan birkaç transferin yapılması faydalı olabilirdi.
Tabii eylül ayında ortaya çıkabilecek olası fırsat transferi için de ayrı bir bütçe ayırılması gerekiyor!

***

Altyazı
"Bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız?" (Kaybedenler Kulübü)