Milli çiplerin seri üretimi için geri sayım
SonTurkHaber.com, Trthaber kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Türkiye'nin çip tasarım ve üretim merkezi olma misyonuyla 2014'ten bu yana faaliyet gösteren Yongatek Mikroelektronik'in Genel Müdürü Ali Baran, Anadolu Ajansı (AA) Teknoloji Masası'na konuk oldu.
Çip sektörü ve teknolojisinin tam bir geçiş süreci içerisinde olduğunu vurgulayan Baran, bu süreçte birtakım sancıların yaşandığını, ABD ve Çin arasındaki "ticaret savaşının" merkezinde de çip teknolojilerinin yer aldığını söyledi.
ABD'nin, Çin'i sadece üreten değil, teknolojilere sahip bir ülke olarak gördüğünü ve bunu tehlike algıladığını dile getiren Baran, şöyle konuştu:
"Bu tabii ABD'nin düşüncesi ve bu noktada da bütün dünyayı bir regülasyondan geçirmek istiyor. Çip şöyle tanımlanırdı bundan 40-50 yıl önce, 'Çip, Silikon Vadisi'nde tasarlanır, Uzak Doğu'da üretilir.' Evet, eskiden tasarımı çok kritikti, hala çok kritik. Üretimi biraz daha kritik olmayan, tanımlanmış ve insan gücü gerektiren, çok da esasında değer görülmeyen bir konuydu. Fakat yaşadığımız son 20-30 yıllık sürece bakacak olursak artık üretimin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Pandemide büyük bir çip kriziyle karşı karşıya kaldık. Bu çip krizi, bazı ihtiyaçların topluca sipariş edilmesiyle ortaya çıkan talebin karşılanamaması nedeniyle yaşandı. Çünkü bugün çip dünyasındaki üretim altyapısının yüzde 100'e yakını kullanılıyor zaten. Bunun üzerine hızlı talep oluştuğu zaman cevap verebilme şansınız yok."
ABD'nin Nvidia, Qualcomm, Broadcom, Apple gibi şirketlerin çip üretim ihtiyaçlarını ülke içinden karşılamakla ilgili bir strateji uygulandığını ifade eden Baran, bu tam olarak sağlandığında "çip savaşının" farklı bir evreye geçebileceğini vurguladı.
Petrolün rolü çipe geçiyor"Çiplerin 21. yüzyılın belirleyici kaynağı olarak petrolün yerini alacağı" değerlendirmelerine katıldığını anlatan Ali Baran, şunları kaydetti:
"Yapay zeka bunun tam sahnelendiği alan olacak. Yapay zekadaki sıkıntı donanımdan, çipten kaynaklanacak. Sizin çok iyi yazılımlarınız var ama çipiniz yok, ulaşamıyorsunuz, koşturamıyorsunuz. O zaman ne yapacaksınız? (Donald) Trump başkan olduktan sonra yapay zeka çiplerini 3 kategoriye böldüler. Biz ikinci kategorideyiz. İlk kategori ABD ve çok gelişmiş ülkeleri içeriyor. Bunların ABD ile birlikte ulaşacağını söylüyorlar. İkinci kategori bizim olduğumuz biraz daha geriden gelecek. Üçüncü kategori bayağı ulaşamayacakları noktada olacak. Bu oyunu kırabilecek esasında Çin ve Orta Doğu'daki şirketler. Bunu kıramazlarsa ülkelerin gelişmişlik seviyesi, ticari rekabeti de sıralanmış olacak. Gelişmiş yapay zeka çiplerine daha önce ulaşan ülkeler diğer ülkelerin önüne geçecek. Bu 100 yılın, en azından önümüzdeki 50 yılın kesinlikle en önemli savaş noktalarından bir tanesi çip olacak. Çip teknolojilerine sahip olan ülkeler öbürlerinin önüne geçecekler ve diğer ülkeleri pazar olarak kullanacaklar."
"Çip yatırımları değerlendiriliyor"Türkiye'deki çalışmalara değinen Baran, Beko ile beyaz eşyada kullanılacak çiplerle yönelik yürüttükleri çalışmanın HIT-30 Programı kapsamına alındığını anımsattı.
Aynı zamanda yurt dışında teknolojiye sahip şirketlerin gelip, Türkiye'de çip üretim altyapısı kurması durumunda yaklaşık 5 milyar dolarlık bir destek paketi olduğunu belirten Baran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bence hatırı sayılır bir paket. Biz de gittiğimiz her yerde, ayrıca devletimiz, bakanlığımız, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Ticaret Bakanlığı bu konuyla ilgili firmalara, ülkelere sürekli bunları hatırlatıyoruz. Bu kapsamda da birtakım görüşmeler ve çalışmalar var.
Avrupa'nın en yüksek sayıda televizyon üreten firmaları ülkemizde. Beko, beyaz eşya üreticisi olarak dünyanın en büyük ikinci firması sayı olarak. Bütün bunları düşündüğümüzde ülkemizin çok ciddi potansiyeli var. Bu potansiyel doğru yönetilebilirse yakın zamanda önemli gelişmeler olacağını düşünüyorum.
Bu konuda doğrudan yatırım olabilir. Bunu değerlendiriyorlar. Ben şansımız olduğunu düşünüyorum. Çok uzun sürmeden bile birtakım gelişmeler olabilir."
"Beyaz eşya ve otomotivden başlamak anlamlı"Türkiye'nin çiple ilgili neredeyse tümüyle dışa bağımlı olduğuna işaret eden Baran, birtakım sensör üretimleri yapıldığını ancak bunların sınırlı kaldığını ve ticari olmadığını söyledi.
Bu durumun tedarik zinciri açısından bir güvenlik sıkıntısı getirdiğini vurgulayan Baran, yaptıkları anlaşmada Beko'nun motivasyonlarından birinin de bu olduğunu belirtti. Baran, projeye ilişkin şu bilgileri verdi:
"Evet, biz bir çip fabrikası kuracağız. Dünyada yüzlerce var. Bütün ülkedeki çip ihtiyaçlarını mı karşılayacağız? Hayır, bu doğru değil. Bunu yapamayız. Bu gerçekçi de değil, rekabetçi de değil. Biz ülkemizde çok kullanılan çiplerden bir kısmını üretebilecek bir yatırım yapılmasını ve bu teknolojinin ülkemizde olmasını istiyoruz. Sonra bunu dünyanın konjektürüne göre, çip sektöründe yaşanabilecek sıkıntılara ya da gelişmelere göre büyütebiliriz veya böyle tutabiliriz. Bu teknolojinin bizde olması gerekiyor. Bu olduğu zaman daha rahat hareket edeceğiz. Savunma sanayisinde birtakım sıkıntılar yaşandı. Firmanın birisi bize ambargo koydu. Ambargo koyduktan sonra bazı şeylere ulaşamadık. Ondan sonra dedik ki biz İHA'larımızı nasıl uçuracağız? Askeri bilgisayarlarımıza nasıl çalıştıracağız? Bunu düşünmeye çalıştık. Allah'tan çok uzun bir yere gitmedi, çözüldü. ama siz bunu yapabilecek durumda olduğunuz zaman bunlar artık sıkıntı olmaktan çıkacak."
Yapay zeka tarafındaki 7 nanometre, 5 nanometre çiplerin konuşulduğuna işaret eden Baran, "Bizim görebildiğimiz 28, 22 veya 40 nanometre bile olabilir. İlk hedefi beyaz eşya sektörü olan bir yatırımla başlamak. Beyaz eşya sektöründe ürettiğimiz 40 nanometre çip şu anda kullanılıyor ve oldukça ihtiyaçları karşılayabilir durumda. Veya biraz daha yeni 28 nanometre, otomotiv tarafının da ihtiyaçlarını karşılayabilecek 22 nanometre gibi konular da adlandırılabilir. Görebildiğimiz buralarda yapılabilecek bir yatırım çok daha anlamlı olur. Hem maliyet etkin olur hem de sektöre doğru noktadan girmiş oluruz." diye konuştu.
"Kimseye muhtaç olmak istemiyoruz"Ali Baran, fabrikada kullanılacak makinelerin hızlı temin edilebildiği durumlarda bile çip üretim bandının kurulması, çalışması ve ticari ürün üretilmesinin 2-3 yıl sürebildiğini, bunun yanında yetişmiş insan kaynağına ihtiyaç olduğunu bildirdi.
TÜBİTAK ve ASELSAN'ın çip konusundaki çalışmalarının da önemini vurgulayan Baran, bu büyüklükteki kuruluşlardan tasarımın ötesindeki alanlarda daha fazla katkı beklediklerini söyledi.
Türkiye'de haberleşme marketinin büyüklüğüne dikkati çeken Baran, Haberleşme Teknoloji Kümelenmesi bünyesinde sektörün ihtiyaçlarına yönelik yürüttükleri çalışmaları anlattı. Baran, şu bilgileri verdi:
"Burada esasında daha çok Çin tabanlı firmaların marketi haline geldik. Bunun devam etmesini istemiyoruz. Evet, mutlaka yabancı firmalarla işbirliği yapabiliriz, birlikte çalışabiliriz ama orta ve uzun vadede bu know-howların ülkemizde olması lazım. Bugün bütün dünyada bu konuyla ilgili rahatsızlıklar var Çin firmalarına karşı. Avrupa'da birtakım düzenlemeler, kısıtlamalar getiriliyor. Kümelenmesi olarak şunu söylüyoruz: 'Yerli ve milli yapabileceğimiz ürünleri gelin burada yapalım.' Sonrasında da bunları rekabetçi bir hale getirmemiz gerekiyor. Rekabetçi hale getirmenin yöntemi de bunun çip haline getirmek. Çip haline getirebilirseniz, bütün dünyayı satabilirsiniz. Böyle bir vizyonumuz, yol haritamız var. İnşallah bununla ilgili yakın bir zamanda daha önemli, somut gelişmeler olacaktır."
Savunma sanayisinin geldiği aşamaya dikkati çeken ve açıkta kalan konuların birinin çip olduğunu kaydeden Baran, "FPGA, savunma sanayisinde çok kullanılan bir ürün ve FPGA tarafıyla ilgili olası bir kısıtlamanın savunma sanayimizi çok derinden etkileyeceğini düşünüyoruz. Bu tedarik güvenliğini nasıl sağlayabilirizi değerlendiriyoruz. Yongatek olarak kendi FPGA'imizi oluşturmakla ilgili yurt dışı tabanlı birtakım firmalarla çalışmalarımız devam ediyor. Beko'yla birlikte devam eden, MCU konusu da savunma sanayisinin çok temeli bir ihtiyacı. MCU bugün esasında mikro denetleyici, akıllı olan her şeyin içerisinde var olan bir ürün. Her yapı taşı içerisinde, IoT, beyaz eşya, savunma tarafında. Sadece burada FPGA çipi değil mikro denetleyici kısmını oluşturup, savunma sanayisinin ihtiyacına sunmak istiyoruz. Artık kimseye, muhannete muhtaç olmayacak duruma gelmek istiyoruz." dedi.
Milli mikro denetleyiciler için geri sayımBeko ile yürüttükleri projenin AR-GE seviyesinin önemli ölçüde tamamlandığını bildiren Baran, proje takvimine ilişkin şunları söyledi:
"Bu senenin sonunda ilk prototipler üretime gidecek ve önümüzdeki sene için seri üretime geçilmesiyle ilgili planlar yapılacak. Tayvan'da rekabetçi bir şekilde testi, üretimi, paketlemesiyle ilgili neler yapabilirize yönelik birtakım görüşmeler yaptık. Sadece Beko'ya çip vermeyeceğiz. Onun yanında ülkemizde IoT alanında, robotik alanında, savunma alanında da çok fazla ihtiyaç var, ülke dışında da öyle. Artık buralarda da bu ürünleri satabilir duruma geleceğiz. Bu Türkiye'de bir ilk olacak. İnşallah bu kapsamda bunun hazırlıkları ve planlamaları yapılıyor. Sadece Beko tarafının yıllık kullanım adetleri 30 milyon olacak. Savunma, robotik, IoT alanında da markete sunduğumuz zaman 40-50 milyon bandına çıkarabilecek bir potansiyelimiz var. Bunlar çok büyük rakamlar."
Bunun yanında iddialı bir adım atarak yapay zeka çipi yaptıklarını anlatan Baran, şöyle konuştu:
"Akıllı kameralar, akıllı şehir uygulamaları için kullanılacak kameranın arkasındaki çipi yapıyoruz. Yani güvenlik kameraları, otomotiv tarafındaki kameralar, aklımıza gelecek her kameranın arkasındaki çip. Bu çok yoğun şekilde devam ediyor. Geçtiğimiz yıl başladı. Yurt içi ve dışı müşterilerimiz de var. Oldukça da büyük bir proje. Çok yoğun bir şekilde gidiyor. TSMC 12 nanometrede. Ve inşallah bunu yakın bir zamanda da bununla ilgili üretim planlamalarını da yapacağız. Bunu da hem ülkemizin hem bütün dünyanın hizmetine sunacağız. Yapay zeka tarafıyla ilgili bir kısıtlama olduğu noktada tam olarak hazırlanmış müthiş bir çözüm olacak ve birçok uygulamayı karşılayabilecek.
2026 içerisinde mikro denetleyici tarafında seri üretim. 2027 ve 2028 noktasında da bu yapay zeka çipinin seri üretimle ilgili planlamaları yapıyoruz. Bir diğer konumuz da FPGA tarafı, FPGA tarafı savunma tarafının bir konusu. Kendi FPGA çipimizi geliştiriyoruz. Burada Avrupa Birliği tarafında bir konsorsiyuma dahil olduk. Avrupa Birliği de çok önemli şeyler söylüyor. Avrupa Birliği'nde devam eden 3 projemiz var. Buralarda da önemli işbirlikleri sağlıyoruz. Buradaki hedefimiz de Xilinx firmasının daha önce kullanmış olduğu orta seviyeli 1-2 FPGA'yi üretebilecek bir altyapıya sahip olmak istiyoruz. Bu bir PoC olarak tamamlanacak. Burada biraz market ihtiyaçlarını gördükten sonra bir takım güncellemelerle seri üretim için planlamalar yapmak istiyoruz. Şu anda Yongatek olarak çalıştığımız 3 şey bunlar. Haberleşme tarafında, başka konular üzerinde birtakım çalışmalarımız var. İnanıyorum ki Yongatek olarak çip konusunda önemli bir çözüm merkezi haline geleceğiz."
Sırada uydu haberleşmesi varUydu haberleşmesiyle ilgili birtakım çözümleri de gündeme aldıklarını aktaran Baran, uydu haberleşmesiyle 5G teknolojisinin yakın bir zamanda birleşeceğine işaret etti. Baran, çalışmaya ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Esasında bu G uydular değil de L uydularla ilgili. Burada hem IoT ile hem 5G NTN dediğimiz Non Terrestrial Network kapsamında yakın bir zamanda markete yeni ürünler sunulacak. Biz de bu kapsamda bir çip oluşturmayı hedefliyoruz. Bunu ilk defa sizin yayınınızda söylüyorum. Bunun çalışmaları devam ediyor. Buradaki market hedefimiz hem IoT alanı olacak, hem de uydu haberleşmesi kısmı olacak. Bunun akıllı şehirlerde uygulamaları var, IoT tarafındaki çözümleri var. IoT dediğimiz zaman tarımı, ulaşımı, akıllı şehirleri, birçok yeri etkileyecek bir konu. Bu teknolojiyi elde ettikten sonra alıp bunları çipe koyduğunuz zaman hem bunların güvenliğini sağlayabiliyorsunuz hem de dünyayla rekabet edebilecek bir hale geliyorsunuz. Onun için bu konu hakkında da yakın bir zamanda bir projemiz başlayacak."
Çip üretim modeliTürkiye'nin çip konusunda dışa bağımlığını sonlandırması için "tasarım evi" konumundaki yapıların sayısının artırılıp projelerle desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Baran, yurt dışında bu alanda çalışan Türklerin dönmesiyle de bu sürecin hızlanabileceğini belirtti.
Baran, bu alandaki doğru iş modelini ise şöyle tarif etti:
"Evet, biz dünyaya entegre olmuş bir ülkeyiz. Güçlü bir ülkeyiz. Marketimiz var, potansiyelimiz var, her şeyimiz var. Rekabetçi bir ülkeyiz. Birçok problemimizi artık çözdük, çözülüyor da. Gelin yabancılar, yatırımcılar, biz de size ortak olalım, destek olalım. Bizim ülkemizde bir çip fabrikası kurun. Ben bunun çok doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Bunu kurduktan sonra bir şeyi de kendimiz yüzde 100 yerli ve milli olarak yapabiliriz belki savunma tarafını, başka yerleri hedefleyerek. Bu da olabilir ama bunun yönteminin bunlarla beraber olması gerekiyor. Bu bir ekosistem."
Üniversitelerin de sanayicilerle güçlerini birleştirmesinin önemine değinen Ali Baran, sektörün yönetsel yapısını için de şu önerilerde bulundu:
"Ben çip sektörünün kesinlikle devlet eliyle desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum ama bunun özel sektörün yönetmesi gerektiğinden de hiç şüphem yok. Devlet tarafıyla yönetilecek bir çip sektörünün hiçbir yere varmayacağını düşünüyorum. Bu kadar netim. Onun için de bu konuda bence stratejik, devlet desteği olmadan da olmaz. Çünkü burada büyük yatırımlar gerekiyor. Bunu başka ülkeler nasıl formülize etmiş. Aynı şekilde bizim de formülize ederek, stratejik bir yol haritası belirleyerek bu konu üzerinde bir yere varabileceğimizi inanıyorum.
Birincisi özgüvenimizin sağlam olması gerekiyor. İnsan kalitemiz çok iyi. Bakın gerçekten çok iyi insan kalitemiz var. Üniversiteler olsun, akademik dünya olsun, sorumluluk almakla ilgili olsun. İkincisi de başka birçok ülkede olmayan marketimiz var. Bizim kadar marketi olan dünyada kaç tane ülke olduğuna bakın. Yani markette şunu kastediyorum, son ürün satabilen kaç tane firmamız var? Yani bu firmalarımız evet, üretimlerinin bir kısmını Mısır'da yaptırıyorlar, bir kısmını başka ülkelere taşıyorlar. Olsun, bu şirketler bu ülkenin şirketleri. Biz onlarla doğru bir stratejik yol haritası belirleyebilirsek, eminim ki savunma sanayisinde olduğu gibi belki 20 yıl sonra cip sektöründe oyuncu haline gelmişiz. Buna bütün kalbimle inanıyorum."
Ali Baran, gençlere çip teknolojilerine daha fazla ilgi duymaları çağrısında bulunarak, "Türk gençlerine, teknolojiye ilgi duyan gençlere diyorum ki elektronik mühendisliğine, çip konularına daha fazla ilgi duyun, bu konuları öğrenmeye çalışın. Bu konularla hem TEKNOFEST'te hem de başka yerlerde öğrencilerimize destek veriyoruz. Hatta birtakım eğitim programlarımız da var yeni katılan arkadaşlarımıza. Onlarla insan kaynağımızı artırıyoruz. Burada da inşallah bir seviye geldikten sonra artık kendi çiplerimizi tasarlayacağız ve bütün dünyaya satacağız. Onun için de hiçbir şüphem yok. Özgüvenimiz yüzde 100." ifadelerini kullandı.


