MKE Eski Başkanı İsmet Sayhan ın ifadesi Habertürk te Güncel haberler
Haberturk sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
MKE eski Yönetim Kurulu Başkanı Avukat İsmet Sayhan, 26 Ağustos günü emniyette alınan ifadesinde avukat ve öğretim görevlisi olduğunu belirterek aylık gelirinin 500-600 bin TL civarında olduğunu kaydetti. Herhangi bir takma adı olup olmadığı sorusuna “Ben meslek dışı okuma kitabı olarak yazdığım kitaplarda mahlas olarak Cem Sefa ismini kullanırım.” şeklinde yanıt verdi.
“FOTOĞRAFIMIZ MEDYADA ÇIKTIĞINDA TELEFONDA GÖRÜŞTÜK”Selahattin Yılmaz suç örgütü soruşturması kapsamında şüpheli sıfatı bulunan isimleri tanıyıp tanımadığı sorulan İsmet Sayhan, “Selahattin Yılmaz isimli şahsı 2019 yılından itibaren tanırım. Kendisinin Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 6136 SKM kapsamında dosyasında avukatlığını yapmıştım. Yaklaşık 1 yıl önce dosyası sonuçlanınca avukatlığını bıraktım. Bu vesile ile kendisini tanırım. Numarası rehberimde ‘Selahattin Yılmaz’ olarak kayıtlıdır. Kendisi ile en son yaklaşık 2 hafta önce telefonla görüştüm. Kendisi bana beraber oturduğumuz esnada çekilen bir fotoğrafımızın medyada çıktığına dair bana mesaj attı, bu vesile ile görüştüm. Daha sonra telefonla görüştüğümüzde Selahattin Yılmaz bana kendisinin Samsun’a bir düğüne gittiğini, yolda olduğunu, Ankara’ya döndüğünde görüşeceğimizi söyledi. Bir gün sonra kendisi tekrar beni aradı akşam Ankara’ya Sheraton Oteli’nin sahibinin geleceğini onunla beni tanıştırmak istediğini ya da hatırladığım kadarıyla kendisinin benimle tanışmak istediğini söyledi. Ben ticaret hukuku ve turizm hukuku alanında başka otellerin proje ve farklı konularına baktığımı bildiği için Sheraton otelin sahibi ismini Onur olarak hatırladığım kişi ile Selahattin Yılmaz ait Wolf Kafe isimli işyerinde görüştüm. Görüşme esnasında Selahattin Yılmaz vardı fakat biz genellikle Onur Bey ile ticaret hukuku üzerine ve yaptığı işler ile ilgili konuştuk. Vaktin geç olması sebebiyle ben onun numarasını o da benim numaramı rehberine kaydetti. Bu görüşmeden başka tam hatırlamamakla birlikte 5-6 ay kadar önce Selahattin Yılmaz beni arayarak eski Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin Paşa ile beraber yemek yiyeceklerini söyledi, o dönem işlerim yoğun olmasına rağmen Arif Çetin Paşa’ya ayıp olmamasına adına yemeğe katıldım. Üçümüz beraber yemek yedik. Son görüşmelerimiz bu şekilde diye hatırlıyorum. Selahattin Yılmaz ile aramda herhangi bir ticari ilişki, alacak verecek söz konusu değildir. Ben Selahattin Yılmaz’a ait sadece kafesini bilirim. Bunun haricinde herhangi bir işletmesini veya ofisini bilmem. Selahattin Yılmaz ile onun yaptığı işlerle alakalı konuşmuşluğumuz bile yoktur. Aramızda herhangi bir husumette bulunmamaktadır. Aramızda düzeyli ve ölçülü bir ilişki vardır.” dedi.
“TURGUT ÖNER İLE ARAMIZDA TİCARİ İLİŞKİ YOK”
Turgut Öner’i ise 90’lı yıllarda Gazi Üniversitesi’nde asistanlığını yaptığı süreçte tanıdığını söyleyerek, “O dönem öğretim üyelerinin kurmuş olduğu bir sendikamız vardı. Turgut Öner’in o dönem ticaret ile uğraştığını biliyorum. Bu sendikaya tanıdığı öğretim üyelerinin yanına gidip gelmesiyle tanıştım. Daha sonra ben Konya Selçuk Üniversitesi’nde görev yapmamdan dolayı Ankara’da yaşayan tanıdıklarımla kopukluk yaşadım. Bu süreçte hiç görüşmedik. Yaklaşık 4-5 yıl önce Ankara Çayyolu’nda bulunan Balkon Kafe’ye gitmiştim. Orada tesadüfi olarak Turgut Öner ile karşılaştım. Kendisinin müşteri olduğunu düşündüm fakat oranın sahibi olduğunu söyledi. Daha sonra zaman zaman yüz yüze veya telefon ile görüşmüşlüğümüz olmuştur. Aramızda herhangi bir ticari ilişki, bir alacak verecek meselesi veya husumet bulunmamaktadır. Numarası rehberimde hatırladığım kadarıyla ‘Turgut Öner’ olarak kayıtlıdır.” ifadelerini kullanırken Yılmaz’ın oğlu ve şoförü dışında diğer isimleri tanımadığını söyledi.
“AZİZ İHSAN AKTAŞ’IN SUİKAST İDDİASININ BENİMLE ALAKASI YOK”
Aziz İhsan Aktaş’ı tanıyıp tanımadığı sorulan Seyhan, kendisini İBB ve sonrasında haberlere yansıyan Selahattin Yılmaz dosyalarından dolayı duyduğunu onun dışında bir tanışıklığının olmadığını söyledi. Aziz İhsan Aktaş’ın suikast iddialarına ise, “Bahse konu ifade içeriğinde belirtilen hususlar ile ilgili benim kesinlikle alakam yoktur. Ben yaşam tarzı olarakta genellikle bulunduğum sohbetlerde seviyeli ve entelektüel şekilde sohbetler ederim. Bu tarz insanlarla muhattap olurum. Bu tarz birisinin tehdit edilmesi ya da zarar verilmesi konuları benim yaşam alanıma terstir. Oldu ki tesadüfi olarak böyle bir şey duysam dahi ciddiyetini anladığım takdirde yetkili merciilere şifai olarakta olsa bilgi veririm. Aynı şekilde ilerleyen zamanlarda böyle bir şeyi duysam yine bilgi veririm. Bahse konu Aziz İhsan Aktaş isimli müşteki şahsın ifadesinde belirttiği hususların benimle alakası yoktur. Selahattin Yılmaz isimli şahısla böyle bir olayla alakalı da görüşmedim, herhangi bir sohbetimiz olmamıştır.” şeklinde cevapladı.
“BAŞKANLIĞI 3 AY YAPTIM, TEKNİK KONULARI BİLMEM MÜMKÜN DEĞİL”İsmet Sayhan’a sorulan sorular arasında Makine Kimya Endüstrisi Hukuk Direktörlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı dönemde edindiği bilgileri öğrenmek için kimsenin kendisiyle iletişime geçip geçmediği soruldu. Seyhan bu soruya şu şekilde yanıt verdi: “Benimle hiç kimse görev yaptığım dönemde herhangi bir bilgi için irtibata geçmedi zaten Eylül-Aralık arasında 3 ay kadar kısa bir dönem görev yaptım. Bu dönem büyük çoğunlukla şirketin organlarının yapılanması yönetim kurulu komitelerinin oluşturulması iç yönerge değiştirilmesi gibi uzmanlık alanım olan şirketler hukuku ile ilgili çalışmalar ile geçti. Aynı dönem içerisinde Saha İstanbul Fuarı vardı. 15-20 günlük kısmı bu fuar ile ilgili geçti. Dolayısıyla bu kısa dönemde de benimle herhangi bir irtibat, ilişki kurmak isteyen şirket kişi ya da kurum olmadı. Şirket ile ilgili özellikle teknik konularda bir vukufiyetimde olmadı. Ben teknik konular içeren mesela bir mühimmatın nasıl yapıldığını bilmem. Buna vakıf olmam da bu süre zarfında hem de teknik olarak mümkün değildir. Ağustos ayının başından itibaren hakkımda başını FETÖ’cü Terörist Cevheri Güven’in çektiği bir karalama ve iftira kampanyası oluştu. Bunun bir kumpas olduğunu düşünüyorum.”
PERSONEL GİTMESİN DİYE MAAŞLARIN DÜZELTİLDİĞİNİ SÖYLEDİ
MKE başkanlığı yaptığı dönemde gizli kalması gereken ihale bilgilerini başka kurumlara verip vermediği sorulan Sayhan, böyle bir durum olmadığını iddia etti. Görevde olduğu süre içerisinde MKE’den başka firmalara teknik konuda uzman kişilerin geçişi olup olmadığı sorusuna ise şu şekilde yanıt verdi: “MKE bir anonim şirketidir, bir kamu kurumu değildir. Soruyla ilgili hususa gelince görev yaptığım dönemde gerek işine son verilen gerekse kendiliğinden işten ayrılarak sektörde ki başka şirketlerde çalışan olmuş olabilir. Bu hususa ilişkin özel bir bilgim yoktur. Bildiğim kadarıyla Savunma Sektöründe gerek özel şirketler gerek vakıf şirketleri gerek MKE’den personel geçişleri görülebilen durumlardır. Hatta görev yaptığım dönemde Genel Müdürümüzün personel rejimimizin ve maaş sistemimizin uygun olmaması sebebiyle personeli bünyemizde tutmakta çok zorlandığımız söylenmiştir. Bunun üzerine Genel Müdürümüz ile birlikte İnsan Kaynakları birimine personel rejimini ve maaş sistemini değiştirmek ve iyileştirmek üzere çok ayrıntılı bir çalışma yaptık. Hatırladığım kadarıyla maaşları net maaşa dönüştürdük. Maaş artışları yaptık. Bakanımızın da onayıyla yürürlüğe girmesini sağladık. Böylece personelin başka yerlere geçmesini önlemek üzere ciddi bir adım attık.”
“ENDÜSTRİYEL CASUSLUK İBARESİ HUKUKİ BİR KAVRAM DEĞİL”
MKE yöneticisi olduğu dönemde kamu kurumlarından özel sektöre geçişlerle ilgili bilgisi olup olmadığı sorulan Sayhan, “Öncelikle belirtmek isterim ki Makine Kimya Endüstrisi Kurumu’nda Ağustos 2024 tarihinde yönetim boşluğu oluşması sebebiyle geçici süreyle bakanımızın isteğiyle yeni bir yönetim oluşana kadar 3 aylık kısa bir Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptım. Savunma Sanayi Sektörüyle daha öncesinde herhangi bir özel bilgi ve hâkimiyetim bulunmamaktadır. Soru ile ilgili olarak ise gerek görev yaptığım dönemde gerek öncesinde ve sonrasında kamu kurumlarından özel sektöre geçişlerle ilgili çok genel herkesin bilebileceği personel geçişleri olduğunu bilirim. Bundan başka özel bir bilgim ve vukufiyetim yoktur.” dedi. Kadro transferi ile birlikte gizli bilgi ve ticari sırlarında transfer edildiği ve bazı firmaların bu bilgileri kullanarak haksız rekabette bulunduğu buna bağlı olarak “endüstriyel casusluk” yapıldığı iddialarına ise, “MKE’de gerek hukuk direktörü gerekse Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptığım toplam 9 aylık dönemde, genel olarak Savunma Sanayinde sınai hakların ihlal edilebildiğini, hatta tersine mühendislik diye ifade edilen şekilde sistem taklitlerinin yapılabildiğini müşaade ettim. Bu konuda MKE’nin sınai haklarının ihlal edildiği önemli davalar devam etmekteydi. Böyle bir durumu gördüğüm için şirketler hukuku uzmanlığım sebebiyle Yönetim Kurulu altında sınai hakların tespiti ve tescili sağlama amacıyla bir komite oluşturduk. Soruyla ilgili olarak sınai hak ihlalleri esas olarak sınai hakların korunması ile ilgili mevzuat kapsamında korunur. Haksız rekabet oluşturan durumlar söz konusu olabilir ancak endüstriyel casusluk ibaresi hukuki bir kavram değildir. Ticari sırlar konusu ise sınai haklardan farklı ve kanunen ticari sır olarak kabul edilmiş hususlarla ilgilidir. Her bir husus ilgili kanunda korunmuş ve yaptırımları belirlenmiştir.” Şeklinde konuştu.
Savunma Sanayi alanında açılacak bazı ihalelerden önceden haberdar olarak bazı gizli bilgilerle ihalede üstünlük sağlandığı iddiasına ilişkin, çok kısa süre MKE’de görev aldığı için çok bir bilgi sahibi olmadığını söyledi. AR-GE çalışmalarını yapan firmaların ekiplerinin yüksek ücretlerle transfer edilip bilgi transferi sağlandığı iddiasına ilişkin ise, “Savunma Sektöründe çalışan uzman personelle ilgili tanıdığım çok fazla insan yoktur. Herhangi birinin başka bir yere transferine vesile olabilecek bir etkililiğim bulunmamaktadır.” dedi.
“MKE BAŞKANIYKEN TANIŞTIK, SONRA DANIŞMANLIKTA ANLAŞTIK”Assan Group Makine Savunma Sanayi Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Emir Öner ile tanışıklığı sorulan İsmet Sayhan, kendisini tanıdığını belirterek görüşmelerini şu şekilde açıkladı: “Kendisini MKE Yönetim Kurulu Başkanlığım dönemimde MKE ile olan ticari ilişkileri sebebiyle herkes gibi tanıdım. MKE Yönetim Kurulu Başkanlığım dönemimde MKE binasında 2 kere ziyarete geldi. MKE Yönetim Kurulu Başkanlığım bittikten birkaç ay sonra ofisimde beni ziyaret etti. Kendisinin şirketinin 1970’li yıllarda kurulmuş bir makine şirketinden gelişerek oluştuğunu, yeni ortaklık yapılarının bulunduğunu, başka ortaklıklar ve uluslararası yatırımlar yapacağını, şirketinin etkin ve iyi bir yapılanmaya ihtiyacı olduğunu, şirketinin yeniden yapılanması için şirketler hukuku Profosörü olmam sebebiyle benden profosyonel destek istedi, bende yapabileceğimi ifade ettim. Prensip olarak bu kapsamda anlaştık. Bir süre şirket iç yönergesi, organları, denetim sistemi konusunda ön çalışma yaptım. Ne var ki bu şirkette olan avukatlık ve danışmanlık ilişkimiz konusunda esasen hukuka aykırı olmayan bu durum basında speküle edilince bu ilişkimizi sonlandırdık. Aramızda hiçbir husumet bulunmamaktadır. Telefonu rehberimde ‘Emin Öner’ olarak kayıtlıdır.” ifadelerini kullandı.
“HABERLER ÇIKINCA SÖZLEŞME İMZALANMADI”
Emin Öner ile aralarında avukatlık ilişkisi olup olmadığı sorulan İsmet Sayhan, “Emin Öner ve ortağı ya da yöneticisi olduğu birkaç şirket tarafıma 2025 yılı Mart ayı içerisinde vekalet düzenlemişlerdir. Basında çıkan spekülatif haberler üzerine bu vekalet ilişkisi sonlandırılmıştır. Sorunun devamıyla ilgili olarak aramızda bir sözleşme konusunda görüşme yapılmış ancak henüz bir sözleşme imzalamadan ilişkimiz sonlandırılmıştır. Dolayısıyla bir sözleşme imzalanmamıştır” dedi.
“MKE’YE KARŞI AVUKATLIK YAPMADIM, MSB’YE YAPTIM”Assan Group tarafından İsmet Sayhan’a avukatlık ilişkisi içerisinde 19 Mart tarihinde bir vekaletname verildiği ve bunun da 19 Ağustos’ta azletme ile sonlandırıldığı belirtilerek, bu vekaletname ilişkisinden önce de Emin Öner ile ortağı olduğu şirketlerle bir çalışmasının olup olmadığı sorulan Sayhan’ın vekalet ilişkisini de detaylıca açıklaması istendi. Sayhan bu soruya ise şu yanıtı verdi:
“MKE’de görev yapmış olmam, ayrıldıktan sonra herhangi bir avukatlık faaliyeti konusunda yasaklama içermemektedir. Bu konuda avukatlık kanununda yer alan bir sınırlama bulunmaktadır. Bu sınırlama şu şekildedir 38. Maddenin b bendinde avukat, “Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütala vermiş olursa” kendisine gelen avukatlık yapamaz. Basında çıkan haberlerde benim MKE’ye karşı davada ASSAN avukatı olduğum yer almıştır. Bu bilgi doğru değildir. ASSAN ve MKE arasında bir davada ben avukat olarak bulunmamaktayım. Bu davada avukat ASSAN kadrolu avukatıdır. Şu kadar ki ASSAN hakkında MSB tarafından tesis edilen ihale yasaklaması işleminin iptali için açılan bir idari davada tarafımdan alt vekalet verilen Serhat Gürkan isimli avukat yer almış, itiraz üzerine bu avukatta vekaletten çekilmiştir. Belirtmek isterim ki bu dava avukatlık kanunun 38. Maddesinde ki kısıtlama kapsamında değildir. Zira öncelikle davanın diğer tarafı MKE değil MSB’dir. Ayrıca kanunda aynı iş konusunda yani yasaklama kararı konusunda benim diğer tarafa bir görüş bildirmem söz konusu değildir. Nihayet bu dava sonucunda mahkeme yasaklama kararının kaldırılıp kaldırılmaması hususunda karar verecektir. Yasaklama kararının kaldırılması veya devamında MKE’nin bir hukuki yararının etkileyici durum söz konusu değildir. Böyle olmasına ve doğrudan tarafımca açılmamış olmasına rağmen alt vekâletle avukat olan kişide davada vekâletten çekilmiştir. Kaldı ki açıklanan konuda tek sınırlama olan avukatlık kanunun 38. Maddesi sadece disiplin yaptırımı içermektedir.” Savunma Sanayi’nde faaliyet gösteren başka firmalara ise danışmanlık veya avukatlık yapmadığını söyledi.
“BEN DEĞİL, EMİN ÖNER BANA GÖNDERDİ”
Assan Group’un Yönetim Kurulu Başkanı Emin Öner’e telefonundan gizli belgeler gönderirken yanlışlıkla bunu “WhatsApp” durumunda paylaştığı şeklindeki haberler sorulan Seyhan bu iddianın doğru olmadığını söyleyerek, “Görüntülerle ilgili olarak ise böyle bir paylaşımı hatırlamıyorum. Ancak o görüntüde dahi benim gönderdiğim herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Aksine Emin Öner tarafından bana gönderilen bir mesajın alıntı yapılarak benim cevaplamamdır. Dolayısıyla benim gönderdiğim söylenen dosya aslında benim değil Emin Öner’in bana gönderdiği bir dosya gibi gözükmektedir ki bu durumdan da emin değilim. Bunu da hatırlamıyorum. Sadece basında çıkan görüntülerden anlaşılan budur.” Dedi.
“AMACIN YARGIYI ETKİLEMEK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”İfadenin sonunda Selahattin Yılmaz’ın telefon incelemesinde İsmet Sayhan ile yapılan görüşmelerinde tutanak altına alınan ifadeler ve ikisi arasındaki paylaşımlar toplamda 17 görsel olarak ifadeye geçti. Bu görseller sayhan’a gösterildi. Sayhan, Yılmaz’ın avukatlığını yaptığı dönemde dava üzerine yapılan konuşmalar olduğunu söyledi. Selahattin Yılmaz ile birlikte 2 kişinin fotoğrafını çekip kendisine gönderdiği mesaja ilişkin fotoğraftakileri hatırlayamadı. Ayrıca 16 Haziran’daki konuşmalarında kendisinin uzmanlık alanı Liman ve Gemi Yapımı Hukuku olduğu için Selahattin Yılmaz’ın İsmet Sayhan’a tersanesi olan bir şirketle çalışması için aracılık ettiğini ancak sonradan konuya dair bir çalışmalarının olmadığını iddia etti. Kendisine sistematik bir şekilde iftira kampanyası yürütüldüğünü iddia eden Sayhan, “Bu kampanyanın hem hedef gösterilmem hem de yargıyı etkileme amaçlı olduğunu düşünüyorum” dedi.


