SonTurkHaber.com
close
up
Menu

Belediye aracıyla alkollü kaza

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç müjdeyi verdi! Bankalar Birliği’nden çıkmamıza ramak kaldı!

Putin in gizli haritası ortaya çıktı! Her zaman Rus topraklarının bir parçası diyerek o bölgeleri işaret etti

Son dakika: Tarihe çimento bulaştı mı? Çimento yapıda değil analizde çıktı Son dakika haberleri

İsrail ile ticaretini yasakladı: Kapısından dahi geçirmeyecek

2 Hayat bizi bıraktı Fatma Barbarosoğlu

YÖK ve Rekabet Kurulu nda atama kararları

Fareli köyün kavalcısı Sözcü Gazetesi

Silah kaçakçılarına eş zamanlı operasyon: 7 gözaltı

Endonezya da yanardağ patlaması: 10 kilometre kül püskürttü Sözcü Gazetesi

Trump tan Rusya Ukrayna Savaşı nın halen sürmesi nedeniyle Moskova ya tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan a özel koreografi: Bir yanda Ayasofya, diğer yanda Kubbetü s Sahra

Diyanet’in cuma bağışları eskort kadınlara gitmiş! Sözcü Gazetesi

Rusya dan dikkat çeken ABD açıklaması

İmamoğlu ndan iktidara: Telaşın boşuna değil, çünkü gitme vaktin geldi!

“Müziğin sesini kıs” dedi bıçaklandı

Genç kızdan babasına kalplere dokunan hafızlık müjdesi herkesi duygulandırdı

Uzun yolculuklardan sonra bacaklarınız şişiyorsa dikkat! Bacak şişmesini önlemenin 5 etkili yolu

2 Ağustos hava durumu! Meteoroloji den sağanak uyarısı

Feyenoord Fenerbahçe maçı ne zaman, saat kaçta? Şampiyonlar Ligi Feyenoord Fenerbahçe maçı hangi kanalda, şifreli mi, şifresiz mi yayınlanacak?

Müjdat Gezen’le Kürek Çekmek Silivri Yolculuğu... Sözcü Gazetesi

Müjdat Gezen’le Kürek Çekmek Silivri Yolculuğu... Sözcü Gazetesi

Sozcu sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.

İstanbul Menekşe’den Silivri’ye kayıkla gidip oradaki altın kumsallarda kamp yapma hayali, Müjdat Gezen ile aramızda konuştuğumuzda içimize coşku ve heyecan salan, yüreklerimizi kıpır kıpır eden bir gençlik projesiydi.

Başlangıçta sadece düşlediğimiz ve imkânsız gibi gördüğümüz bu isteği zamanla gerçekleştirmeye ve romanlara konu olabilecek bir serüveni yaşamaya karar verdik. Gündelik sıkıntılara elveda deyip denize açılmak, hem zihnen hem de bedenen kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak ve “işte başardık” diyerek bizi gururlandıracaktı. Zira kayıkla yapacağımız onca uzağa gitme serüveni bize güçlü, dirençli, azimli ve sabırlı olmayı kazandıracak, insan gücüyle damıtılmış bir mücadelenin cesaretini, başarısını ve eşsiz keyfini hissettirecekti...

★★★

Hafif bir karayele dönen rüzgâr kısa süre sonra kesildi. Küreklerin sulara vururken çıkan sesi, ümitli, neşeli bir şarkıya benziyor, insanın içini ürperten ve ürküten kedere dair her şey kayboluyor, yerini mavi bir ümide, hasrete ve saf bir hayale bırakıyordu.

Kimi zaman belli belirsiz mavi köpüğe kesiyor, her yer kristal bir maviye dönüyordu; bu bambaşka, büyülü, uçsuz bucaksız ummanı zenginleştiren bir mücevher mavisiydi. Her yer maviye kesmişti. Maviye mi bakıyorum, yoksa dümdüz ve ısrarcı bir suda, dünyanın büyük yalnızlığının içinde kürek mi çekiyorum, bilemedim.

★★★

Semizkumlar’a yanaşınca şarkılar söyleyerek kayığı kumlara çektik.

Yumuşacık kumların üstünde bacaklarımızı açmak için sevinçle sağa sola koşup çadırımızı kurduk.

Şezlonglarımıza oturduk.

İki üç adım ötemizde uçsuz bucaksız mavilik uzanıyordu. 

Bu mavilik bana çocukken Çanakkale’de dalış yaptığım boğazın sularını anımsatıyordu.

Yedi yaşına girdiğimde ikinci sınıfa geçerken, babamın tayini Çanakkale’ye çıkmıştı. O yıllarda Çanakkale’ye kara ulaşımı çok zordu. Eşyaları kamyonla taşımak mümkün değildi, ancak vapurla taşınabiliyordu. Marmara’nın fırtınalı bir gecesinde Tekirdağ’dan kalkan gemiyle yeni yaşam yerimiz olan Çanakkale’ye doğru yolculuğa başladık. Çanakkale Boğazı’na girişimizde ilk gördüğüm boğaz kenarındaki yamaca büyük harflerle nakşedilmiş, Necmettin Halil Onan’ın dizeleriydi:

“Dur yolcu!

Bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir...”

İşte o yazıya gururla baktım.

O çocuk hâlimle denizin dibine daldığımda avuç dolusu mermiyle çıkar, dipte batık gemi iskeletlerini görürdüm.

Müzeye giderdim.

Çanakkale’nin nüfusu 75 bindi o zamanlar. İki katlı şirin evlerin inci tanesi gibi serpildiği Hastane Bayırı’nda oturuyorduk. Evimiz sahil kenarındaydı. Yüzmeyi çok seviyordum. Yaz aylarında her sabah evimizi denizden ayıran caddeyi geçer, kendimi Çanakkale Boğazı’nın masmavi sularına bırakmaktan, uzun süre kulaç atmaktan ve dalış yapmaktan çok hoşlanırdım. Aynı zamanda iyi bir olta balıkçısı olmuştum. Denizde ne kadar pavurya, ıstakoz, balık adı varsa sayar dökerdim. Boğaz’ın sularında yıldızlar gibi parlar sönerdi balıklar. Bazen neredeyse bir çocuk boyu balık denizden fırlar, havada çakarak, çelik mavisi, çelik yeşili, çelik moru, çelik kırmızısı ışıklarını fışkırtarak, geri düşerdi. Balıklar, büyüklü küçüklü arka arkaya pırıl pırıl, binlerce ışıkla, akar giderlerdi. İstanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji Enstitüsü’nün ileri istasyonunda görev yapan ‘Gezer’ isimli araştırma gemisinin üzerine çıkıp çapari ile palamut, çarpma olta ile de kol boyunda has kefal yakalardım.

Sonra çakı bıçağımla balıkları temizler, pırıl pırıl yıkar, bir sicime dizer, ganimetlerini gururla gösteren bir savaşçı gibi sallaya sallaya evin yolunu tutardım. Evin yakınındaki fırından taze çıkmış sıcak buğulu ekmeklerden alır, cebimde taşıdığım fileye doldurur, eve gülümseyerek varırdım. Annem ve kardeşlerim beni sevinçle karşılardı.

Hemen bir mangal yakardık, ateş kızıl köze keserdi. Meşe ağacının közleri kolay kolay kül bağlamaz, öteki odun küllerine benzemez, koru uzun süre muhafaza ederdi.  Balıkları yayılmış közlerin üstünde kızartırdık; şıp şıp yağları damlardı.

Balıklardan, bütün eve yayılan, insanı çok acıktıran mis gibi bir koku çıkardı. Kalaylı sahanların başına geçmiş, oturmuş kardeşlerim, ellerinde sıcak ekmekleri, kızaran balıklara bir an önce kavuşabilmek için sabırsızlanırlardı. Balıklar pişince de kılçıklarını usul usul iyice ayıklar, yardıkları ekmeğin içine koyar, yumrukla kırdığım kelle soğandan da sıkıştırırlardı ekmek arasına, tadına doyum olmazdı. Dudaklarının kıyılarından balık yağları sızdırarak, parmaklarını yalayarak yerlerdi.

Daha o yaşlarda evin sofrasına katkıda bulunmanın hazzını keşfetmiştim.

Yıllar ilerledikçe hayatın zorluklarıyla karşılaşacak, emeğin çok yüce bir değer olduğunu tam vaktinde kavrayacaktım.

★★★

Bazı şeyleri yapmak için sadece emek gerekiyor.

Hayat da öyle emek istiyor.

Dünyaya emek verenler, dolayısıyla sana da bir şeyler vermiş oluyorlar.

Sen de yaparsın.

İnan, çok zor değil. Yeter ki iste ve yola çık. Kesinlikle başarı gelecek.

Ve emek verdiğin zaman göreceksin ki dünya güzelleşecek.

Gün batımının o sessiz ve huzur veren kızıllığı başladığında her ne yapıyorsan bırak ve onu seyret. Böylece para verip güneş batımlarını hayranlıkla izleyeceğin yerlere gitmene gerek kalmayacak.

“Biliyor musun? İnsan gün batımını daha çok seviyor, içi üzgünken” dedi Müjdat.

“Bir de Silivri soğuktur sözüyle içimiz üşümese...”

★★★

Halk Kitabevi’nden yakında çıkacak olan romanım “Müjdat Gezen’le Kürek Çekmek-Silivri Yolculuğu” kardeşten farksız iki arkadaşın, İstanbul-Menekşe’den başlayıp, Silivri kıyılarında son bulan kayıkla yolculuk serüvenini anlatıyor gibi görünse de, sizi kucaklayıp bir solukta okuyacağınız bambaşka  ufuklara yelken açtırıyor...

Şimdiden iyi okumalar...

Gelişmeleri kaçırmamak için SonTurkHaber.com'dan en güncel haberleri takip edin.
seeGörüntülenme:93
embedKaynak:https://www.sozcu.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 22 Haziran 2025 05:01 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

Belediye aracıyla alkollü kaza

02 Ağustos 2025 07:06see183

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç müjdeyi verdi! Bankalar Birliği’nden çıkmamıza ramak kaldı!

01 Ağustos 2025 16:10see163

Putin in gizli haritası ortaya çıktı! Her zaman Rus topraklarının bir parçası diyerek o bölgeleri işaret etti

01 Ağustos 2025 17:27see161

Son dakika: Tarihe çimento bulaştı mı? Çimento yapıda değil analizde çıktı Son dakika haberleri

01 Ağustos 2025 13:50see160

İsrail ile ticaretini yasakladı: Kapısından dahi geçirmeyecek

01 Ağustos 2025 02:24see158

2 Hayat bizi bıraktı Fatma Barbarosoğlu

01 Ağustos 2025 04:13see120

YÖK ve Rekabet Kurulu nda atama kararları

01 Ağustos 2025 01:28see114

Fareli köyün kavalcısı Sözcü Gazetesi

01 Ağustos 2025 05:02see114

Silah kaçakçılarına eş zamanlı operasyon: 7 gözaltı

01 Ağustos 2025 01:21see114

Endonezya da yanardağ patlaması: 10 kilometre kül püskürttü Sözcü Gazetesi

01 Ağustos 2025 21:16see113

Trump tan Rusya Ukrayna Savaşı nın halen sürmesi nedeniyle Moskova ya tepki

01 Ağustos 2025 01:04see112

Cumhurbaşkanı Erdoğan a özel koreografi: Bir yanda Ayasofya, diğer yanda Kubbetü s Sahra

01 Ağustos 2025 20:42see111

Diyanet’in cuma bağışları eskort kadınlara gitmiş! Sözcü Gazetesi

01 Ağustos 2025 07:19see110

Rusya dan dikkat çeken ABD açıklaması

01 Ağustos 2025 21:06see110

İmamoğlu ndan iktidara: Telaşın boşuna değil, çünkü gitme vaktin geldi!

02 Ağustos 2025 20:43see110

“Müziğin sesini kıs” dedi bıçaklandı

01 Ağustos 2025 09:47see110

Genç kızdan babasına kalplere dokunan hafızlık müjdesi herkesi duygulandırdı

02 Ağustos 2025 18:08see109

Uzun yolculuklardan sonra bacaklarınız şişiyorsa dikkat! Bacak şişmesini önlemenin 5 etkili yolu

01 Ağustos 2025 08:29see109

2 Ağustos hava durumu! Meteoroloji den sağanak uyarısı

02 Ağustos 2025 06:07see108

Feyenoord Fenerbahçe maçı ne zaman, saat kaçta? Şampiyonlar Ligi Feyenoord Fenerbahçe maçı hangi kanalda, şifreli mi, şifresiz mi yayınlanacak?

01 Ağustos 2025 01:02see108
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları