Murat Yetkin, İsrail in Suriye saldırılarını değerlendirdi: Orta Doğu nun kabadayısı; Türkiye, gelişmelerden rahatsız
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Gazeteci Murat Yetkin, bugün kaleme aldığı yazısında İsrail'in Suriye'ye düzenlediği saldırıları değerlendirdi. Yetkin, "ABD ve AB dayısı, İsrail Ortadoğu’nun kabadayısı. Gazze, Ramallah, Lübnan’dan sonra Suriye’de hem ordusu hem vekil güçleri aracılığıyla egemenlik kurmak istiyor. Ankara gelişmelerden rahatsız. 16 Temmuz’da İsrail’in Suriye saldırılarını durdurması için diplomasi ve istihbarat kanallarından devreye giren Ankara, 17 Temmuz’da da askeri olarak da 'Suriye isterse yardıma hazır' olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı.
Yetkin'in şöyle:
"Cümlenin tamamı aslında şöyle: ABD ve AB dayısı, İsrail Ortadoğu’nun kabadayısı. Gazze, Ramallah, Lübnan’dan sonra Suriye’de hem ordusu hem vekil güçleri aracılığıyla egemenlik kurmak istiyor.
İsrail, Suriye ve Lübnan’ın güneyindeki Dürzilerin, Şam’daki Ahmed el Şara yönetimiyle çelişkilerini kullanıp koruyuculuğunu üstlenerek Suriye’nin zaten ağır silah ve hava gücünü yerle bir ettikleri her köşesine saldırıyor. 16 Temmuz’da Genelkurmay binasını, üç defa üst üste vurdu. Ardından kuzeyde, Lazkiye yakınlarında Alevi bölgesindeki Suriye ordu birliklerini vurdu.Ankara gelişmelerden rahatsız. 16 Temmuz’da İsrail’in Suriye saldırılarını durdurması için diplomasi ve istihbarat kanallarından devreye giren Ankara, 17 Temmuz’da da askeri olarak da “Suriye isterse yardıma hazır” olduğunu söyledi.
İsrail, Dürziler, YPGDışişleri Bakanlığı önce İsrail’in saldırılarının Suriye’ye “sabotaj” olduğunu söyleyen bir yazılı tepki verdi. Sonra, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Kıbrıs 5’li görüşmeleri için bulunduğu Nev York’ta, Türkevi’nde gazetecilere, çatışmaları durdurmak için Suriye, ABD, Suudi Arabistan ve Ürdün’le irtibat içinde çalıştıklarını anlattı. Fidan ayrıca, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın da doğrudan İsrail ile köprü kurduğunu da “Dürzilerin provoke edilmesi istikrarsızlık oluşturuyor” notuyla şöyle açıkladı:
“Aynı zamanda duyduğumuz, bizim kendi görüşlerimizi bu konuya ilişkin önerilerimizi, istihbarat teşkilatımız üzerinden İsraillilere de ilettik.”
Fidan, İsraillilere “Türkiye, Suriye’de istikrarsızlık istemiyor” mesajının iletildiğini söylüyordu.
Dışişleri Bakanı YPG’yi güneydeki “karışıklığı fırsat bilip istenmeyen duruma girişmemeleri” konusunda uyarıyordu. “Aman diyeyim” İsrail’e güvenmeyin, ortada kalırsınız, ayrıca Terörsüz Türkiye süreci olumsuz etkilenir demek istiyordu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 18 Temmuz kabine toplantısı ardından “Suriye’nin parçalanmasınadün rıza göstermedik, bugün de yarın da göstermeyiz” dedi.
İsrail, Suriye’de kontrolü almak istiyorİran, Suriye’den İsrail’in Hizbullah ve Hamas’ı dağıtması, Beşar Esad’ın Moskova’ya kaçması ve İsrail’in doğrudan İran’a saldırması nedenleriyle çekilmek zorunda kaldı.
Aynı şekilde Rusya da hem Esad’ın devrilmesi hem da Ukrayna savaşına yoğunlaşması gereğiyle çekildi.
İsrail, Suriye’de İran ve Rusya’nın etkisinin azalmasıyla ortaya çıkan boşluğu doldurmak istiyor. Türkiye’nin bu boşluktan istifade etkisini artırmasından çok rahatsız. Aynı şekilde Türkiye’de İsrail’in Golan tepeleri üzerinden Şam’ı tehdit etmesinden ve SDG’nin Şam’la imzaladığı 10 Mart tartışmasından yan çizip özerklik talep etmesinden, YPG ve SDG’nin Abdullah Öcalan’ın PKK adına verdiği sözü tanımamasından rahatsız.
Ancak Ankara’yı şu sıra Terörsüz Türkiye sürecinin, PKK’nın silah bırakması sürecinin devamına üst seviyede önem veriyor; bozan taraf olmak da istemiyor. İsrail’in şimdi Suriye’de bunu da zorladığı da anlaşılıyor.
ABD ve İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya gibi Batı Avrupa ülkelerinin açık ve sorumsuz desteği olmaksızın, yani arkasında güçlü “dayıları” olmaksızın bu “kabadayılık” düzeyine kalkışması, sürdürmesi kesinlikle mümkün değil."


