Mutfaktaki günlük alışkanlıklarını gözden geçir! Çiğ tavuğu yıkar mısın? Bulaşık süngerini ne zaman yeniledin?
Haberturk sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Evde yemek pişirirken farkında olmadan sağlığımızı riske atıyor olabiliriz. Mikrobiyologlar, mutfak alışkanlıklarımızda sıkça yaptığımız bazı hataların, zararsız gibi görünse de ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Çapraz bulaşmadan çözdürme yöntemlerine, temizlikten son kullanma tarihlerine kadar pek çok başlıkta dikkat edilmesi gereken kurallar var...

Kanada'daki Britanya Kolumbiyası Üniversitesi’nden Gıda Güvenliği Uzmanı Dr. Siyun Wang, evlerde çapraz bulaşma riskini yeterince ciddiye almadığını söylüyor. E. coli, salmonella ve listeria gibi bakteriler; çiğ etten, sebzelerden veya yumurtadan ellere, oradan da musluk, buzdolabı kapağı ve çeşitli yüzeylere bulaşabiliyor.
Uzmanlar, her mutfak işlemi öncesinde ellerin sıcak su ve sabunla en az 20 saniye yıkanması gerektiğini vurguluyor. Kurulama işlemi içinse temiz bir havlu kullanılmalı. Özellikle dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise çiğ tavuğun asla yıkanmaması. Yıkama sırasında su damlacıkları aracılığıyla bakteriler tüm tezgâha yayılabiliyor.

Çiğ et hazırlanan yüzeylerin temizliği için, bir çorba kaşığı çamaşır suyu karıştırılmış 1 galon (yaklaşık 3.8 litre) su, alkol bazlı spreyler ya da EPA onaylı dezenfektanlar öneriliyor. Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden Prof. Dr. Jae-Hyuk Yu, temizlik sırasında eldiven kullanılmasını ve ortamın mutlaka havalandırılmasını tavsiye ediyor. Ayrıca buzdolabı raflarının ayda bir temizlenmesi ve sıcaklığının 4°C altında tutulması gerektiğini belirtiyor.
ETİN İÇ SICAKLIĞI ÇOK ÖNEMLİ
Etin tam pişmesi, zararlı bakterilerin yok edilmesi için kritik. ABD Tarım Bakanlığı’na göre; biftek, balık ve kuzu gibi etlerde 63°C, kıyma türü etlerde 71°C ve tavuk gibi kümes hayvanlarında ise 74°C iç sıcaklık sağlanmalı. Ayrıca et kesiminde tahta değil, plastik doğrama tahtalarının kullanılması öneriliyor.

Süngerler, nemli yapıları nedeniyle bakterilerin kolayca çoğalabileceği alanlar. Aynı süngerle önce çiğ etle temas etmiş bir aleti, sonra bir tabağı temizlemek, çapraz bulaşma riskini artırıyor. Mikrobiyologlar süngerlerin haftada bir ya da iki kez değişmesini, günlük olarak sıcak suyla yıkanabilen bezlerin kullanılmasını öneriyor.
Sünger dezenfekte edilecekse, mikrodalga fırında 1-2 dakika ıslak şekilde çalıştırmak ya da bulaşık makinesinde yüksek ısıda yıkamak etkili olabilir.

Donmuş etin çözündürülme şekli de büyük önem taşıyor. Eti oda sıcaklığında bırakmak, dış yüzeyinin “tehlikeli sıcaklık aralığı” olan 4°C–60°C'ye ulaşarak bakteri üretmesini hızlandırıyor. Uzmanlar, çözündürme işleminin buzdolabında, mikrodalga fırında veya soğuk su banyosunda yapılmasını öneriyor. Soğuk su kullanılıyorsa, su 30 dakikada bir değiştirilmelidir.
YEMEKLERİ DIŞARIDA BIRAKMAK ZEHİRLENMEYE YOL AÇABİLİR
Yemeklerin oda sıcaklığında uzun süre beklemesi, bazı bakterilerin toksin üretmesine neden olabilir. Bu toksinler ise ısıtıldığında bile etkisiz hâle gelmeyebilir. Uzmanlar, yemeklerin piştikten sonraki 2 saat içinde buzdolabına kaldırılmasını, sıcak havalarda bu sürenin daha da kısaltılmasını öneriyor. Artan yemekler 3-4 gün içinde tüketilmeli.

Bazı insanlar ürünün tadına veya kokusuna bakarak hâlâ yenebilir olduğunu düşünse de bu her zaman güvenli bir yöntem değil. İngiltere ve Avrupa Birliği’nde “son kullanma tarihi” ürünün artık tüketilmemesi gerektiği anlamına geliyor. Bu tarihlere dikkat edilmesi, gıda güvenliği açısından hayati.

Küf yumuşak peynirlerde kesinlikle tehlikeli kabul edilir ve ürünün tamamı atılmalıdır. Ancak sert peynirlerde (örneğin cheddar) küflü kısmın 2-3 cm çevresi kesilerek tüketilmeye devam edilebilir. Bu işlem sırasında bıçağın küflü kısma temas etmemesi gerekir.

Tuz, sirke ve baharatlar tarihi boyunca koruyucu olarak kullanılsa da tek başlarına bakterileri yok etmeleri mümkün değil. Turşularda bile zaman zaman salmonella tespit edilebiliyor.
"ORGANİK" YA DA "YERLİ" ÜRÜNLER HER ZAMAN DAHA GÜVENLİ DEĞİL
Organik gıdaların mikrobiyolojik olarak daha güvenli olduğu düşüncesi doğru değil. Ancak yerel ürünlerin tedarik zinciri daha kısa olduğu için bulaşma riski azalmış olabilir.
Kaynak: The Guardian


