NASA tüm dünyayı uyardı: Panik yapmayın, hazırlıklı olun
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Bu veriler kısa vadede bazı etkilerin gözlemlenebileceğini gösteriyor. NASA yetkilileri, özellikle kamuoyunda yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için, bu durumun “kıyamet senaryolarıyla” veya “dünya dışı tehditlerle” ilişkilendirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Yetkililere göre amaç, bilimsel verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması ve tüm dünyadaki kamuoyunun olası gelişmelere karşı bilinçlendirilmesi. NASA, alınabilecek önlemler konusunda hükümetler ve bilim kurumlarıyla koordinasyon içinde çalıştığını da açıkladı.
NASA NE BULDU, NEDEN HAZIRLIKLI OLMALIYIZ?NASA/ESA/CSA’ya ait James Webb Uzay Teleskobu, Akrep takımyıldızında Dünya’dan yaklaşık 3.400 ışık yılı uzaklıkta bulunan Kelebek Bulutsusu’nun (NGC 6302) çekirdeğine dair yeni ayrıntılar ortaya çıkardı.
Yaklaşık 3.400 ışık yılı uzaklıkta bulunan bu yıldızın parlayan gaz "kanatları" daha önce Hubble Uzay Teleskobu tarafından görüntülenmişti, ancak hiçbir zaman bu kadar ayrıntılı bir şekilde görüntülenmemişti. Kelebuk Bulutsusu'ndan elde edilen veriler Güneş'in nasıl öleceğini gösteriyor. NASA da bir gün bunun gerçekleşeceğini ve buna hazırlıklı olunması gerektiğinin latını çiziyor.
ESA’nın aktardığına göre, nebulanın merkezindeki gizli yıldızı çevreleyen yoğun ve tozlu halkadan, dışarıya doğru fırlayan jet akımlarına kadar Webb’in yeni gözlemleri çok sayıda keşfi gün yüzüne çıkararak daha önce hiç görülmemiş, dinamik ve yapılı bir gezegenimsi bulutsunun portresini çiziyor.
Bu tür bulutsular, kütleleri Güneş’in kütlesinin 0,8 ila 8 katı arasında değişen yıldızlar yaşamlarının sonunda kütlelerinin büyük kısmını kaybettiklerinde oluşuyor. Gezegenimsi bulutsu evresi kısa ömürlüdür ve yalnızca yaklaşık 20.000 yıl sürer.
İsimlerinden farklı olarak, gezegenimsi bulutsuların gezegenlerle hiçbir ilgisi yoktur. Bu yanlış adlandırma, birkaç yüzyıl önce gökbilimcilerin bu bulutsuların yuvarlak görünümlerinden dolayı onları gezegenlere benzetmelerinden kaynaklanır. İsim korunmuş olsa da, birçok gezegenimsi bulutsu yuvarlak değildir; Kelebek Bulutsusu da bu gök cisimlerinin alabileceği olağanüstü şekillere mükemmel bir örnektir.
Kelebek Bulutsusu, bipolar bir bulutsudur; yani iki kanat gibi zıt yönlere uzanan iki çıkıntısı vardır ve bunlar kelebeğin “kanatlarını” oluşturur. Tozlu gazdan oluşan karanlık bir bant ise kelebeğin “gövdesi” gibi görünür. Bu bant aslında halka biçiminde bir toroiddir ve yandan bakıldığında, nebulanın merkezinde bulunan yıldızı gizler. Bu yıldız, Güneş’e benzer eski bir yıldızın çekirdeğidir ve bulutsuya enerji sağlayarak onun parlamasına neden olur. Tozlu halka, yıldızdan çıkan gazın her yöne eşit şekilde yayılmasını engellediği için bulutsunun böcek benzeri formundan sorumlu olabilir.
Webb’in bu yeni görüntüsü, Kelebek Bulutsusu’nun merkezini ve toz torusunu daha önce hiç olmadığı kadar ayrıntılı biçimde gösteriyor. Görüntü, Webb’in Orta Kızılötesi Aygıtı (MIRI) kullanılarak elde edildi. MIRI’nin “integral alan birimi” modu, aynı anda hem kamera hem spektrograf gibi çalışarak çoklu dalga boylarında görüntüler topluyor ve bir cismin görünümünün dalga boyuna göre nasıl değiştiğini ortaya çıkarıyor.
Araştırma ekibi, Webb’in gözlemlerini Şili’deki güçlü radyo teleskop ağı Atacama Large Millimeter/submillimeter Array (ALMA) verileriyle de tamamladı.
DAHA FAZLA DETAYJames Webb’den elde edilen verileri analiz eden araştırmacılar, nebuladaki atomlar ve moleküller hakkında bilgi taşıyan yaklaşık 200 tayf çizgisi tespit etti. Bu çizgiler, farklı kimyasal türler tarafından izlenen iç içe geçmiş ve birbirine bağlı yapıları ortaya çıkardı.
Araştırma ekibi ayrıca, Kelebek Bulutsusu'nun merkezi yıldızını bulmayı başardı. Bu yıldız, çevresinde daha önce tespit edilmemiş bir toz bulutunu ısıtarak, onu Webb’in orta kızılötesi dalga boylarına duyarlı MIRI cihazında yoğun şekilde parlamasını sağlıyor. Bu yıldızın konumu şimdiye kadar tespit edilememişti, çünkü çevresini saran toz onu görünür ışıkta tamamen saklıyordu. Önceki gözlemler, yıldızın sıcak toz bulutunu tespit edecek kadar kızılötesi hassasiyet ve çözünürlüğe sahip değildi. Yaklaşık 220.000 Kelvin sıcaklığıyla, bu yıldız Samanyolu’ndaki gezegenimsi bulutsular arasında bilinen en sıcak merkez yıldızlardan biri.
Bu “ışıltılı motor” bulutsunun görkemli parıltısından sorumlu. Ancak gücünün büyük bir kısmı, yıldızı saran yoğun gaz ve toz bandı (toroid) tarafından yönlendiriliyor. Webb’in yeni verileri, bu torusun kuvars gibi kristal silikatlardan ve düzensiz şekilli toz taneciklerinden oluştuğunu ortaya koydu. Toz taneciklerinin boyutları yaklaşık bir mikrometre (kozmik toz için oldukça büyük) ölçüsünde ve bu da onların çok uzun bir süredir büyüdüğünü gösteriyor.
DİKKAT ÇEKEN BULGULARToroid dışında, farklı atom ve moleküllerin yaydığı ışık çok katmanlı bir yapı oluşturuyor. Daha fazla enerji gerektiren iyonlar, merkeze yakın bölgede yoğunlaşırken, daha az enerji gerektirenler merkezin daha uzağında bulunuyor. Demir ve nikel iyonları özellikle dikkat çekici; çünkü bunlar yıldızdan zıt yönlere doğru uzanan iki jet akımını izliyor.
İlginç bir şekilde, ekip ayrıca polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) olarak bilinen karbon bazlı moleküllerden yayılan ışık da tespit etti. Bunlar, arı kovanlarında görülen bal peteği yapılarına benzer düzlemsel yapılar. Dünya’da PAH molekülleri genellikle kamp ateşi dumanında, araç egzozlarında veya yanmış ekmekte görülür.
Araştırmacılar, PAH’ların konumuna bakarak bu moleküllerin, merkezi yıldızdan çıkan bir “rüzgâr baloncuğunun” çevredeki gazı yarmasıyla oluştuğunu düşünüyor. Bu bulgu, oksijen açısından zengin bir gezegenimsi bulutsuda PAH oluşumuna dair ilk kanıt olabilir ve bu moleküllerin nasıl oluştuğuna dair çok önemli bir bakış açısı sağlıyor.


