Neden Yükseköğretim Bakanlığı kurulmalıdır?

“Eğitim bir kişinin görüşüne göre şekillenemez. Ortak birliktelik gerekir. YÖK ve MEB Müzik alanı terminolojide ve eğitim sisteminde birleşemiyor. Rektörler, atandıkları üniversiteleri ileri götürmek, dünya sıralamalarına sokmak, ülkeye hizmet edecek gençler yetiştirmek vb. sorumludurlar. Rektörlere, bu görev dışında hiçbir görev verilmemelidir.”

İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı E. Öğr. Üy. /MÜZDAK Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Göktan AY ile önemli eğitim konularımızı konuştuk.

MEB’in son Milli Eğitim Akademisi ve Türkiye Yüzyılı Eğitim Modeli sizce nasıl?

Sn. Yusuf Tekin, eski 8 Bakanın aksine her gün reform diye açıklamalar yaptı, sistemleri değiştirdi. AK Parti geleneği olduğu için eski Bakanlar hiç konuşmadılar. Ama hepsi alkışlandı. Önce “Mülakat”, sonra “MEB Akademileri” başlı başına sorun oldu. Sn. Tekin, “Eğitim Fakültelerini” yok saydı, “mezunlarını beğenmediğini” söyledi, öğretmenleri aşağıladı, ama Dekanlardan ve Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi’nden bir tepki gelmedi. YÖK zaten hep sağıra yattı, çünkü MEB’e bağlıydı. Mülakatı mahkemeye verenler kazandı. Bir sabah kalktık “MEB önlükte tek modele” geçmiş ve serbest kıyafet kaldırılmış. Kararlar böyle alınamaz. Eğitim bir kişinin görüşüne göre şekillenemez. Ortak birliktelik gerekir.

Ekonominin çok bozulduğu bir dönemde “MEB AKADEMİLERİ açıyoruz” diye yeni binalar almak, tefrişat yapmak hangi “tasarruf genelgesi” ne göredir.

Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri hali hazırda varken, MEB’in Müzik İlkokulu-Ortaokulu vb. açma teşebbüsü doğru mu?

Ülkemizde 105 Anadolu GSL var. (10 adedi İstanbul’da) Burada bile hala Müzik ve Güzel Sanatlar alan dersleri çok az. İlk zamanlarda 5 büyük ilde kurulsun derken, MV’nin baskısı ile “mezun çıktılarına bakılmadan” sayı hızla yükseldi.

Şimdi de MEB’in Bakan Sn. Yusuf Tekin’in ısrarı ile Müzik İlkokulu-Ortaokulu açma girişimi var. “Sn. Tekin; hayata geçecek yeni okulların 2014'ten itibaren yürütülen ‘proje okul’ formatıyla eğitim öğretim sistematiğine dâhil ettikleri okul türlerinden biri olduğunu” belirtti.

Peki; “Müzik İlkokulu”, “Müzik Ortaokulu” adı neden lisede “Güzel Sanatlar Lisesi?” de, “Müzik ve Güzel Sanatlar Lisesi” değildir.
MEB’in kendi belirlediği bölgelerdeki bazı okullar “proje okulu” adı ile anılmaktadır. Kısaca, bölgesel, ulusal ve uluslararası projelerde okullarını, bölgelerini ya da ülkelerini temsil etmeleri için ve proje geliştirmeleri için kurulan okullardır.
Mesela GSL’ler proje okullarıdır.
Peki 105’i de nitelikli midir?
Cevabı bu alanı; “Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nde Şube Müdürlüğü’ne bağlı bırakan “MEB Müzik, Güzel Sanatlar ve Spor Genel Müdürlüğü” ihdas edemeyen Sn. Bakanlar vermelidir.

Hayır, “Güzel Sanatlar içinde yer alan Müzik alanında da eğitim verilerek” olmaz, “müzik güzel sanatlar içinde yer almıyor.” NOKTA
Yine başa dönersek, Sn. Bakanın açıklamalarına göre; “bugüne kadar eğitim veren, Konservatuvarlar, Müzik Eğitimi ABD’ler, GSL’ler, Bil-Sem’ler “Türk müziğinde nitelikli insan kaynağının artırılmasını” gerçekleştirememiş gözüküyor.

MGU bünyesinde ilki açılan okul Türkiye'nin her tarafından öğrenci kabul edecek. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı himayesindeki çocuklar da bu sürece dâhil olabilecek, kampüsün içinde çocuklarımızın konaklayabileceği bir yurt, bir pansiyon da olacak. Kısa zamanda başarı hikayesi yazmak çok zor.

Sn. Tekin çok hızlı; “Bu imzalarla ilkokuldan lisans programlarına hatta yüksek lisans doktora sürecine kadar Türkiye'de müzik eğitimini tepeden tırnağa değiştirebilecek yepyeni bir süreç başlatıyoruz."

208 Üniversiteye bağlı 100’ü aşkın Müzik Kurumu lisans/lisansüstü eğitim yapıyor.

Bu yapılar değiştirememiş de yeni kurulan birim mi değiştirecek?

Çok ütopik bir yaklaşım olmuş…

Mesela eski Rektörü olduğu Hacı Bayram Veli Ün. Türk Müziği Devlet Konservatuvarı 2010’da kurulmuştur, 14 yılda hangi başarı hikayesini yazmıştır?

Güzel Sanatlar alanı, nasıl ki Müzik alanı ile sinerji yaratmıyor, ağırlaştırıyor ise, yeni ve küçük bu yapılarda genç üniversitemize bir yük olacaktır.
Bu konuda “ÜAK SADEK’ten görüş istendiğini de” sanmıyoruz.

Bir konuyu daha yazalım. Bir baktık MEB, İstanbul’da ki Anadolu GSL’leri bazı üniversitelere bağlamış. Ya diğer şehirdekiler? YOK!

GSL’lere hiçbir yararı olmayan bu uygulama hala ortada ismi kalmış bir şekilde duruyor. Bu ilgisizliktir. GSL’deki öğretmenlerimize güvenmemektir.

208 Üniversitesi olan bir ülkenin, Türkiye Yüzyılı’nda bir Yükseköğretim Bakanlığı’nın olmaması, MEB altında YÖK tarafından yönetilmeye çalışılması doğru mu?

Elbette doğru değil, hatta mümkün değil! Rektörler, beni Sn. Erdoğan atadı, zaten ona da kimse kolay ulaşamıyor, ben bildiğimi yaparım, bir şey olsa da beni korur” düşüncesi ile üniversiteleri çiftlik gibi yönetiyor. 23 yılda uygulamalarından, mobbinglerinden, usulsüzlüklerinden vb. görevden alınmış bir rektör olmadı. Sorunlu rektörler, rektörlüğün kıymetini azalttığı gibi, üniversiteleri güvenilir kurumlar olmaktan çıkardı. Yine bu rektörler maalesef soruşturma açılmadan görevini uzatmamak yöntemi ile temizlendiler. Kurum içlerinde konuşulanları duysanız aklınız şaşar!

Onun için ısrarla Yükseköğretim Bakanlığı’nın acilen kurulmasını istiyoruz. MEB sadece; Okul öncesi, İlkokul, Ortaokul, Lise, Hayat Boyu Öğrenme, Talim ve Terbiye vb. ile ilgilenmeli, Yükseköğretimle ilgili bir tasavvurda bulunmamalıdır.

Müzik alanında YÖK ve MEB’in ortak çalışması var mı? Mesela, Terminolojide birlik sağlanıyor mu?

Sağlanamıyor. Çünkü, MEB çoğu konuda diğer kuruluşlardan bilgi almak/ortak çalışmak yerine kendi içinde karar veriyor. YÖK’ün yaptığı çalışmaları/raporları okumuyor, değerlendirmiyor. İlgili komisyonu kendi kuruyor ve ona göre işlem yapıyor. YÖK’te ilgili komisyonu kendi kuruyor ve komisyonlarda kimlerin olduğu bir türlü açıklanmıyor. Ve hala YÖK ve MEB Müzik alanı terminolojide ve eğitim sisteminde birleşemiyor.

Güzel Sanatlar ve Müzik Kurumları, YÖK bünyesinde gerektiği gibi temsil ediliyor mu?

Maalesef. YÖK, sadece MV’den gelen GSF, Konservatuvar vb. kurulmasına karşılık verebiliyor. ÜAK bünyesinde SADEK var. Bir ÜAK üyesi de Müzik ve Güzel Sanatlardan seçildiği için 2 dönemdir MGU Rektörleri seçiliyor. Eskiden MSGSÜ Rektörü SADEK Başkanı olur, toplanır ve dağılırdı. Son 2 dönemdir müzik alanı Prof. arkadaşlarımız görev aldı. Ancak, ÜAK’ta karar verici durumda olunmadığı için raporlar ve alınan kararlar hayata zor geçiyor. Çünkü, rektörlerin Müzik ve Güzel Sanatlara bakışlı sorunlu ve alana çok uzaklar.

a/ YÖK Kurulunda her unvan temsil edilmelidir. Prof.’lar alt kadroların sorunlarına çok ilgisizler ve aradaki merdiveni kaldırmış durumdalar. Bir de bu tür üst görevlere gelince “kibirlerinden” sakın yaklaşmayınız durumundalar.

b/ ÜAK Üyeleri kesinlikle Rektörlerden arasından seçilmemelidir. Rektörler, atandıkları üniversiteleri ileri götürmek, dünya sıralamalarına sokmak, ülkeye hizmet edecek gençler yetiştirmek vb. sorumludurlar. Rektörlere, bu görev dışında hiçbir görev verilmemelidir. ÜAK üyeliği yapacak çok üretken akademisyenlerimiz vardır.

c/ YÖK, ÜAK, Rektör, Dekan vb. atamalarında “siyaset kesinlikle yer almamalı” tek şart liyakat olmalıdır.

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...