Nerede hata yapıyoruz! Ağaçlar gibi yürekler de yandı!
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Türkiye'nin yüreği bir haftadır orman yangınlarıyla kavruluyor. Artan sıcaklıklar, düşük nem oranı, şiddetli rüzgarlar ve sabotaj ihtimali; farklı bölgelerde 200'den fazla yangına neden oldu. 2021’deki büyük orman yangınlarından 4 yıl sonra benzer manzaraların ortaya çıkması akıllarda soru işareti ve tepkilere neden olurken, geçmiş dönemde hazırlanan raporlar da yaşanan felaketlerin ardından bir kez daha gündeme getirildi.
İZMİR ALEV ALEVSon bir haftadaki yangınlar en çok Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde yoğunlaşırken, özellikle İzmir ve Antalya yangın kuşağına dönüşen kentle oldu. İzmir’de yalnızca son bir haftada büyük yangınlar çıkarken, Antalya'nın Mahmutseydi, Kızılalan ve Yeşilkaraman bölgelerinde çıkan yangınlar ise havadan ve karadan müdahalelere rağmen saatlerce sürdü. 27 Haziran’da Sakarya’nın Taraklı ilçesinde başlayan yangın ise Bilecik’teki köylere sıçradı. Yangın felaketi hem evleri hem de bölgedeki zeytinlik ve ceviz bahçelerini yaktı.

Orman yangınlarına karşı en önemli araştırmalardan biri olan ve 2006 yılında; 6'sı Türk, 5'i Yunan toplam 11 bilim insanı tarafından TÜBİTAK için kaleme alınan raporda, Muğla ve çevresindeki ormanların, uzun yaz mevsimi, düşük nem, yüksek yanıcılık özellikleri ve çam-maki türü bitki örtüsü nedeniyle en riskli alanlar olduğu belirtilirken acil tedbir uyarıları sıralanmıştı.
SERVİ AĞAÇLARI DİKİLMEDİYangın ekolojisi uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi ise 1986'da Akdeniz havzasındaki kolay yanan bitki türleri üzerine yaptığı araştırma kapsamında 50 bitki türünü laboratuvar koşullarında incelemiş, en zor yanan 10 türün listesini çıkartmıştı. Yapılan araştırma sonucunda türler arasında servi ağacının yangına en dayanıklı ve ekonomik gelir getiren ağaç olduğu saptanmış; araştırmayı gerçekleştiren Neyişçi ise "O dönem bu araştırmamıza Türkiye’den ilgi gösterilmedi ancak yurtdışından özellikle İtalyanlar’dan davet aldık" demişti.
İTALYA'DA SES GETİRDİProf. Dr. Neyişçi, söz konusu bilimsel araştırmaların devam ettiği sırada 1994 yılında Çanakkale yangın felaketinin yaşandığını da belirtirken, şu bilgileri aktarmıştı: “O dönem yangın bölgesine gittiğimizde yol kenarlarında dikili servilerin alevlerden ne kadar az etkilendiğini bizzat görmüş olduk. Daha sonra ‘Yangına Karşı Orman Kurma İlkeleri’ adlı kitabımızı yayınladık. Önerilerimiz İtalya’nın TÜBİTAK’ı sayılan CRN adlı kuruluşun dikkatini çekti. Bu kurumla Floransa’da ortak projeler yaptık ve servi ağacının önemi Avrupa’da ses getirdi"
Öte yandan son yangın felaketleri üzerinden değerlendirmelere bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eski Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk ise dünya genelinde yaklaşık 4 milyar hektarlık ormanlık alan bulunduğunu ifade ederken, şu tespitlerde bulundu "İklim değişikliğinin etkisiyle orman yangınlarının sıklığı, süresi ve yoğunluğu gözle görülür şekilde arttı. Uzayan sıcak ve kurak dönemler, artan yıldırım düşüşü, düşük nem ve kuvvetli rüzgâr gibi ekstrem hava koşulları yangın riskini daha da artırıyor. Yangınların yüzde 90’ı insan dikkatsizliğinden kaynaklanıyor."
İZMARİT BELASI"Son 5 yılda çıkan yangınların yüzde 25’i orman içinden geçen elektrik hatlarından kaynaklandı. Bu hatların yangına dayanıklı olması, düzenli bakımdan geçirilmesi, birbirine değmemesi ve izolasyonlu hale getirilmesi gerektiği gibi, altlarındaki kuru otların da düzenli olarak temizlenmesi hayati önem taşıyor. Orman çevresinde anız yakımı kesinlikle yasaklanmalı. Bu tür uygulamalara karşı ağır yaptırımlar getirilmeli, Özellikle yaz aylarında 1 metreye kadar uzayabilen kuru yaban otları, yoldan atılan bir sigara izmaritiyle yangına neden olabiliyor.

İsveç'in uyguladığı yüksek teknolojiye dayalı yangın tespit sistemini de örnek gösteren Prof. Dr. Öztürk, "İsveç hükümeti, Sivil Acil Durumlar Ajansı ve Meteoroloji Enstitüsü iş birliğiyle, uydular üzerinden neredeyse gerçek zamanlı orman yangını tespiti sağlayan bir sistem geliştirdi. Bu sistem, Görünür Kızılötesi Görüntüleme Radyometre Paketi kullanarak, kutup yörüngesindeki uydulardan doğrudan veriler topluyor. Bu veriler yerel tahmin sistemlerine entegre edilerek erken uyarı yapılabiliyor. Sistem, İsveç'teki yangınların yüzde 90’ını tespit edebiliyor" diye konuştu.
Kaynak: Web Özel


