Niyobyum ve lityum savaşı, hedefteki ülke Afganistan mı?
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Orta Doğu'daki belirsizlik ve kaos devam ederken, Afganistan için de alarm zilleri çalıyor. ABD Başkanı Trump'ın geçtiğimiz Şubat ayında, "Afganistan'daki Bagram üssünü geri alacağız. Orası önemli, çünkü Çin'in nükleer füzelerini ürettiği yere tam bir saat uzaklıkta" açıklamasından sonra; geçtiğimiz gün Rusya Yüksek Mahkemesi'nden dikkat çeken bir karar çıktı. Rus Başsavcı İgor Krasnov’un talebi üzerine Taliban’ın ülkedeki faaliyet yasağı askıya alınırken, terör listesinden çıkarıldı. Afganistan özelinde yaşanan son gelişmelerin değerli mineraller ve maden yatakları ile eroin pastasının ele geçirilme amacı taşıdığı gündeme gelirken, küresel rekabet sahası haline gelen bölgede yeni çatışmalardan endişe ediliyor.

ABD, Rusya ve Çin'in radarındaki, Afganistan adeta servet barındırıyor. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu ve Pentagon’un tarafından hazırlanan raporlara göre ülkenin yeraltı maden rezervlerinin toplam değeri yaklaşık bir trilyon dolar olarak hesaplanıyor. Bu devasa potansiyel, Afganistan'ı yalnızca jeopolitik bir çatışma sahası değil, aynı zamanda doğal kaynaklar açısından dünyanın en stratejik bölgelerinden biri haline getiriyor. Afganistan, demir cevheri, bakır, lityum, nadir toprak elementleri (NTE), altın, gümüş, alüminyum, çinko, cıva ve niyobyum gibi birçok kritik mineral açısından zengin kaynakları barındırıyor.
NİYOBYUM ZENGİNİAfganistan'daki nadir toprak elementlerin, Çin’in bu alandaki tekelini kırabilecek kapasitede olduğu, lityum kaynaklarının 2030’a kadar küresel talebin yüzde 10’unu karşılayabileceği belirtiliyor. Ülkedeki niyobyum rezervleri ise özellikle dikkat çekiyor. Süper alaşımlarda, nükleer reaktörlerde ve uçak sanayisinde kullanılan bu element, Afganistan’ın savunma ve yüksek teknoloji sektörlerinde stratejik değerini artırıyor.
YASADIŞI MADENCİLİKAncak bu devasa potansiyelin değerlendirilmesi için ciddi yapısal sorunların çözülmesi de gerekiyor. Mevcut koşullarda bakırın yüzde 30'u, demirin yüzde 40'ı ve lityumun yüzde 50'si ekonomik olarak çıkarılabiliyor. Altyapı eksikliği, güvenlik sorunları, ulaşım ve enerji ağlarının yetersizliği, yatırımların önünde büyük engeller oluşturuyor. Ayrıca Taliban yönetimi altındaki siyasi belirsizlik ve yolsuzluk, yasal madencilik faaliyetlerini zorlaştırırken, yasadışı madencilikten kaynaklanan yıllık kaybın 300 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
Trump'ı yeniden harekete geçiren gelişmelerin bir nedeni ise Çin'in Afganistan'da giderek artan etkisinden kaynaklanıyor. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni; Taliban'ın, 2023'de Çinli şirketlerle 10 milyar dolarlık madencilik anlaşması imzaladığına dikkat çekerken, "Pekin, özellikle altyapı projeleri ve enerji yatırımlarıyla Afganistan'da güçlü bir varlık oluşturarak, bölgedeki jeopolitik denklemlerde önemli bir oyuncu haline geldi. Bu hamle, Çin'in Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında daha geniş bir etki alanı oluşturma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. ABD ise İran ve Çin'i perdeleme hem de doğal kaynak ve mineralleri kapmak için yeniden Afganistan'a yönelmek istiyor" diye konuştu.

Öte yandan eroin zehrinin merkezi sayılan Afganistan; aynı zamanda küresel uyuşturucu ticaretinin üssü durumunda. Dünya'daki eroin üretiminin yüzde 80'nin gerçekleştiği Afganistan'da, 225 bin hektarlık alanda haşhaş ekimi yapılıyor. Bu, oran dünya çapındaki toplam haşhaş ekim alanlarının yüzde 70’ine denk geliyor. Yılda 600 tondan fazla eroin üretilen ülkede, zehir ticaretinden 15 milyar dolarlık rant elde ediliyor. Taliban, elde ettiği geliri, kendi finansmanını sağlamak ve askeri faaliyetlerini finanse etmek için kullanıyor.
Kaynak: Web Özel


