NYT: ABD, Venezuela ya askeri bir operasyon planlıyor ancak Beyaz Saray henüz onay vermedi
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
New York Times'ta yer alan habere göre ABD Başkan Trump’ın başlıca danışmanları, Venezuela lideri Nicolás Maduro’yu görevden uzaklaştırma yönündeki baskılarını son günlerde yoğunlaştırdı ve yönetim yetkilileri, onun iktidardan ayrılmasını zorlamak için askeri baskıyı artıracak geniş çaplı bir kampanyayı tartışıyor.
Bu girişime Dışişleri Bakanı ve ulusal güvenlik danışmanı Marco Rubio liderlik ediyor. Rubio, Maduro’nun ABD’ye uyuşturucu ihracatını denetleyen gayrimeşru bir lider olduğunu ve bunun “yakın bir tehdit” oluşturduğunu savunuyor.
Son haftalarda ABD ordusu, hükümete göre Venezuellalı çetelere uyuşturucu taşıyan sivil gemilere ölümcül saldırılar düzenledi. Ancak yetkililerin aktardığına göre, Rubio CIA tarafından sağlanan istihbarat bilgilerini kullanarak daha agresif bir strateji geliştiriyor. Pentagon bölgeye 6 bin 500’den fazla asker konuşlandırmış durumda.
Yetkililere göre ajansın direktörü John Ratcliffe ve Trump’ın başlıca iç politika danışmanı Stephen Miller da Rubio’nun yaklaşımını destekliyor.
Mevcut ve eski yetkililerin açıklamalarına göre, ABD ordusu, bir sonraki aşama olarak Venezuela’daki uyuşturucu kaçakçılığı şüphelilerini hedef alan olası askeri operasyonları planlıyor, ancak Beyaz Saray henüz bu adımı onaylamış değil.
Bu operasyonların amacı, Venezuela’daki uyuşturucu ükaçakçılığını engellemek ve aynı zamanda Maduro’nun etrafındaki çemberi daraltmak olacak.
Hükümet yetkilileri Maduro’nun Venezuela’daki kartel ağının en tepesinde olduğunu iddia ettikleri için, onu iktidardan uzaklaştırmanın nihayetinde bir “uyuşturucu ile mücadele operasyonu” olduğunu savunuyor.
VENEZUELALI MUHALİFLER TRUMP'LA İLETİŞİM HALİNDERubio, 2020’de Adalet Bakanlığı’nın Maduro ve diğer Venezuelalı yetkililer hakkında açtığı uyuşturucu kaçakçılığı davalarına sık sık atıfta bulundu. Yakın zamanda Maduro’yu “ABD adaletinden kaçan bir suçlu” ve “bir ülkenin kontrolünü ele geçiren terörist ve organize suç örgütünün lideri” olarak nitelendirdi.
Aynı zamanda, iki üst düzey Venezuelalı muhalif, hareketlerinin Maduro’nun düşmesi ihtimaline karşı plan yaptığını ve bu olasılık hakkında Trump yönetimiyle görüşmeler yürüttüğünü söyledi.
ABD hükümeti yetkilileri bu görüşmelerin gerçekleşip gerçekleşmediğini doğrulamadı, Beyaz Saray ise konuya ilişkin yorum yapmadı.
Temmuz ayında Trump, ABD ordusuna terörist ilan edilen uyuşturucu kartellerine karşı güç kullanma yetkisi veren ve hâlâ gizli tutulan bir emir imzaladı. Sonrasında Pentagon, Karayipler’de büyük bir deniz gücü konuşlandırmaya başladı.
Kısa süre sonra ABD ordusu, sivil gemilere saldırılar düzenlemeye başladı. Trump, 2 Eylül’den bu yana uluslararası sularda en az 17 kişinin öldüğü üç operasyon duyurdu, fakat bu saldırılar için yasal dayanak sunmadı. İlk ikisinin VenezUellalılara yönelik olduğunu söylese de üçüncü saldırıda ölenlerin uyruklarını açıklamadı.
Mayıs ayında Rubio, gizlice ABD’ye kaçan beş muhalifle buluştu ve bunu “nokta atışı bir operasyon” olarak nitelendirdi. Bu yıl yayınlanan bir yazıda, muhalefet lideri María Corina Machado’yu “Venezüella’nın Demir Leydisi” diye andı.
MADURO'YU 100 SAATTE İNDİRME PLANIMachado’nun danışmanı Pedro Urruchurtu, verdiği bir röportajda, mevcut başkanın görevden alınmasının ardından ilk 100 saat için bir plan geliştirdiklerini söyledi. Bu plan, geçen yılki başkanlık seçimlerinde Maduro’ya karşı yarışan ve meşru galip ilan edilen ancak şu anda İspanya’da sürgünde bulunan Edmundo González’e iktidarın devredilmesini içeriyordu.
Bağımsız seçim gözlemcileri seçimlerin hileyle gölgelendiğini ve González’in gerçek kazanan olduğunu açıklamıştı.
“Konuştuğumuz şey bir suç yapısının ortadan kaldırılması operasyonudur ve bu, bir dizi eylemi ve aracı içeriyor,” dedi Urruchurtu. “Güç kullanımıyla ilgilidir, çünkü başka türlü böyle bir rejimi yenmek mümkün olmaz.”
Muhalefetin planları arasında diğer hükümetleri diplomatik, mali, istihbarat ve kolluk kuvvetleri düzeyinde adımlar atmaya ikna etmek de var.
Kimliğinin gizli tutulması koşuluyla konuşan bir başka önde gelen muhalif, çeşitli ABD kurumlarıyla görüşmeler yürüttüklerini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, hükümetin odağının uyuşturucu kartellerine karşı mücadele olduğunu belirtti.
“Maduro, Venezuela’nın meşru lideri değil; ABD adaletinden kaçan, bölgesel güvenliği baltalayan ve Amerikalıları zehirleyen bir kaçak. Onun adalet önüne çıkarılmasını istiyoruz,” dedi Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Tommy Pigott. “ABD bir uyuşturucu karteline karşı operasyon yürütüyor ve bu çabanın dışında birileriyle koordinasyon içinde olduğumuz iddiası tamamen yanlıştır,” diye ekledi.
GONZALEZ ONAYLARSA TRUMP BUNU 'RIZA' KABUL EDEBİLİRGenel olarak uluslararası hukuk, bir ülkenin rızası veya BM Güvenlik Konseyi’nin onayı olmadan başka bir ülkede güç kullanımını yasaklar. Ancak Biden yönetimi, 2024 seçimlerinde González’i meşru kazanan olarak tanımıştı. Eğer González müdahaleyi onayladığını açıklarsa, Trump yönetimi bunu “rıza” olarak gösterebilir.
Trump, ilk başkanlığı döneminde Maduro’ya karşı başarısız bir ayaklanmayı desteklemiş ve Venezuela’ya ağır yaptırımlar uygulamıştı. Ancak şimdiki kampanya çok daha geniş; özellikle askeri saldırılar ve ABD birliklerinin yığılması nedeniyle.
Beyaz Saray’daki Venezuela’ya dair planlama görüşmelerine yalnızca az sayıda yetkili katılıyor. Konuya yakın bazı kaynaklar, Rubio ve müttefiklerinin, doğrudan ABD askeri müdahalesine başvurmadan Maduro’yu devirmeye çalışmanın yollarını aradığını öne sürdü.
50 MİLYON DOLARLIK ÖDÜLSon haftalarda Rubio, Trump yönetiminin Maduro’yu Adalet Bakanlığı’nın suçlamalarıyla yüzleştirme niyetini güçlü şekilde dile getirdi.
Dışişleri Bakanlığı, Maduro’nun yakalanıp mahkûm edilmesine yol açacak bilgi için ödülü 50 milyon dolara çıkardı.
'KÜBALI' RUBIO'YA GÖRE MADURO DÜŞERSE KÜBA'DAKİ HÜKÜMET ZAYIFLARFlorida senatörü olan Rubio, Trump’ın ilk başkanlığında Maduro’yu devirmek için yürütülen çabaların öncülerindendi. Kübalı göçmen bir ailenin çocuğu olan Rubio, uzun süredir Maduro’nun devrilmesinin, Venezuela’nın yakın müttefiki Küba’daki komünist hükümeti zayıflatacağı görüşünde.
Rubio ve birçok Cumhuriyetçi siyasetçi, Florida’daki Küba ve Venezuela kökenli seçmenler için Venezuela meselesinin öneminin farkında. Bu seçmenlerin çoğu, ülkelerindeki hükümetlere karşı.
Trump, amacının Maduro’yu devirmek olduğunu açıkça söylemedi, ancak Karayipler’deki yeni askeri kampanyayla övündü.
“Son dönemde, Nicolás Maduro’nun yönettiği Venezuellalı teröristleri ve uyuşturucu kaçakçılığı ağlarını yok etmek için ABD ordusunun üstün gücünü kullanmaya başladık,” dedi geçen hafta BM Genel Kurulu’nda. “Onları yok edeceğiz,” diye ekledi.
Rubio, Trump’ın “narkoterörist örgütlere savaş açacağını” söylerken, Kongre’nin bu tür bir silahlı çatışmaya yetki vermediğini hatırlatan uzmanlara rağmen konuştu.
Hukuk uzmanları, uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle sivil gemilere düzenlenen ölümcül askeri saldırıların yasa dışı olduğunu belirtiyor.
Beyaz Saray ise saldırıların, her yıl 100 bin Amerikalının aşırı doz nedeniyle ölmesi sebebiyle “meşru müdafaa” kapsamında olduğunu savunuyor. (Son yıllarda ölümlerdeki artışın neredeyse tamamen Meksika’daki laboratuvarlarda üretilen fentanilden kaynaklandığı biliniyor, Güney Amerika’dan değil.)
“Başkanın da söylediği gibi, Maduro uyuşturucu ve suçluları ülkemize göndermeyi bırakmalı,” dedi Beyaz Saray bir açıklamasında. “Ülkemizi uyuşturucuyla doldurmalarını engellemek ve sorumluları adalet önüne çıkarmak için ABD’nin tüm gücünü kullanmaya kararlıyız.”
2019’da Rubio, o dönemde Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı olan John Bolton ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile birlikte Maduro’yu devirmeye çalışan muhalefet lideri Juan Guaidó’ya destek vermişti.
ABD DAHA ÖNCE DE DENEDİBazı askeri desteklerle Guaidó bir ayaklanma başlatmaya çalışmış ancak bu girişim başarısız olmuştu. Ertesi yıl, bir eski ABD özel kuvvetler askerinin planladığı darbe girişimi de sonuçsuz kaldı.
Bugün Venezuela’daki muhalefet için tablo hâlâ zor. Ülkenin çoğunluğu değişim arzusunu dile getirse de, ordu Maduro’ya sadık kalmayı sürdürüyor.
BUNA KARŞI OLAN SESLER DE YÜKSELİYORTrump’ın Venezuela özel temsilcisi ve Kennedy Center yöneticisi Richard Grenell gibi bazı üst düzey ABD’li yetkililer, Maduro’yu zorla devirmeye yönelik herhangi bir girişimin yanlış olacağını savunuyor.
Bu yetkililer, Venezuela’ya karşı yürütülen kampanyayı bir rejim değişikliği operasyonuna dönüştürmenin, ABD’yi Trump’ın seçim kampanyasında kaçınma sözü verdiği türden uzun süreli bir savaşa sürükleme riski taşıdığını öne sürüyor.
Grenell ve destekçileri, ABD’nin Venezuela’daki ekonomik çıkarlarını korumanın en iyi yolunun diplomatik müzakereler olduğunu savunuyor. Grenell, Trump yönetiminde rehinelerin serbest bırakılması için müzakereler yürüttü ve Venezuela’nın Trump yönetimi tarafından tutuklanan düzensiz göçmenleri geri kabul etmesi için anlaşmaya vardı. Trump, Grenell’den gizli yürütülen görüşmeler yoluyla önemli sonuçlar almasını istedi.
Grenell, bu ay Paraguay’da düzenlenen Muhafazakâr Siyasi Eylem Komitesi toplantısında yaptığı konuşmada, hâlâ diplomasiye zaman olduğunu söyledi:
“Ben diplomasiye inanıyorum,” dedi. “Ben savaştan kaçınmaya inanıyorum.”
Geçen hafta The New York Times’a konuşan Venezuela Devlet Başkanı Yardımcısı Delcy Rodríguez, ülkesinin büyük bir uyuşturucu üreticisi ya da ihracatçısı olmadığını ve Trump yönetiminin “rejim değişikliği” olarak adlandırdığı şeyi stratejik hedeflerinden biri haline getirdiğine dair “hiç şüphesi olmadığını” söyledi.
Rodríguez, Venezuela’nın Grenell ile görüşmeleri sürdürmek ve ABD ile ekonomik ilişkileri normalleştirmek istediğini vurguladı. Ayrıca Trump tabanının “daha fazla savaş değil, ekonomik büyüme için oy verdiğini” söyledi.
Bu ay Maduro, ülkesinin uyuşturucu ihraç etmediğini ısrarla vurgulayan üç sayfalık bir mektubu Trump’a gönderdi. 6 Eylül tarihli mektup, gerginliği azaltmaya yönelik görüşmeler talep ediyordu. Mektup 21 Eylül’de kamuoyuna açıklandı.
Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, geçen hafta hükümetin bu mektubu aldığını ancak dikkate almadığını açıkladı.
ABD'YE GELEN KOKAİN VENEZUELA'DA DEĞİL KOLOMBİYA, PERU VE BOLİVYA'DA ÜRETİLİYORBirleşmiş Milletler, kokainin hammaddesi olan koka yapraklarının çoğunun Kolombiya’dan, daha az ölçüde Peru ve Bolivya’dan geldiğini belirtiyor. DEA’nın 2020 raporuna göre, kokainin bir kısmı Venezuela üzerinden çıkış yapsa da ülke ABD’ye giden uyuşturucunun başlıca kaynağı değil.
Venezuela Dışişleri Bakanı Yván Gil, ülkesinin diplomasi isteğinin bir göstergesinin hâlâ ABD’ye haftada iki kez sınır dışı edilen göçmenler için uçuşları kabul etmesi olduğunu söyledi.
“Komşumuz, ekonomik ve askeri bir güç olan bir ülkeyle konuşmaya hazırız,” dedi. “Büyük bir çatışma, kontrolsüz göçe ve tüm bölgeyi istikrarsızlaştıracak bir ekonomik çöküşe yol açar.”
Ancak Gil, hiçbir müzakerede masada olmayan tek şeyin Maduro’nun gitmesi olduğunu da ekledi.


