OKAN MÜDERRİSOĞLU Özel’in çöken Maginot Hattı!
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Bugünlerde, CHP'ye "kayyum atanacağı" iddiası, gündemin sıcak başlıklarından birini oluşturuyor. Oysa görünen gerçek bahse konu işlemin Kasım 2023'te zaten tamamlandığına işaret ediyor. Yani… 38. Kurultay'ın kurgusu ve "sandıktan çıkarılan!" yönetime dair soru işaretleri yanında, inatla sürdürülen politik yaklaşım da gösteriyor ki… Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu adına, "seçilmiş kayyum" gibi partiyi yönetiyor. CHP'nin asırlık birikimini, daha önemlisi geleceğini sadece İmamoğlu'nun siyasi kariyer planlamasına feda etmesi ise bu durumu teyit ediyor. Özgür Bey, kurduğu savunma hattının çoktan çöktüğünü ya görmek istemiyor ya da kabullenemiyor.
Tarihten bir örnekle izah edecek olursak…
Fransızlar, 2. Dünya Savaşı öncesinde, Almanları sınır çizgisinde durdurmak amacıyla müthiş bir cephe inşa etti. Maginot Hattı, 1930'larda yapımına başlanan, dönemin Fransa savaş bakanı André Maginot'nun adını taşıyan ve Fransa'nın kuzeydoğusunu kapsayan savunma bariyeri olarak hayata geçirildi. Hat; Lüksemburg'tan İsviçre'ye kadar sınırı koruma altına almasına karşın, Fransa-Belçika sınırını tam anlamıyla güvence altına almıyordu. Nitekim Almanlar, Belçika üzerinden Fransa'yı işgal ederken bu devasa savunma yatırımı hiçbir işe yaramamıştı.
Teşbihte hata olmasın…
Özgür Özel de tümüyle İmamoğlu üzerine kurduğu savunma doktrinine fazlaca bel bağladı. 19 Mart 2025'ten bugüne, ağırlık merkezi İstanbul olan yolsuzluk soruşturmalarında şöyle bir hatta ilerledi.
Önce, "siyasi operasyon" dedi. Bu ifadesi başlangıçta karşılık da buldu. CHP tabanı motive edildi ve kitleler, Saraçhane'de toplandı. Aynı anda CHP medyası, soruşturma dosyasının içeriğini bilmeden, hukuki süreci değersizleştirme atağına kalktı. Özel de sokaktan ve candaş medyasından aldığı destekle, "gizli tanıkların anlatımlarına dayandırılan içi boş bir dosya" iddiasıyla çok sert konuşmaya başladı. Derken, MASAK inceleme raporları tartışmaya açıldı. Zaman geçtikçe, maddi çıkar etrafında örülmüş, siyasi ikbal peşinde koşan bir çelik çekirdek kadronun eşkali belirdi. Ama Özgür Bey, zayıf noktaları açığa çıkan siyasi savunma hattına yaslanmaktan vazgeçmedi. Oysa o sıralarda İmamoğlu'na yakın kilit isimlerin etkin pişmanlıktan yararlanarak itiraf ettikleri ilişki ağı netleşmekteydi. Özel ise objektif gerçekliklere rağmen İmamoğlu'na haftalık ziyaretlerini sürdürmeye, Silivri'de çekilen ince ayarlar yüzünden olsa gerek kontrol dışı beyanlarına yenilerini eklemeye devam etti. Şaşılacak derecedeki kararlılıkla (!) iç muhasebe yapmaktan kaçındı ve menfaat şebekelerinin CHP'ye ödettiği fatura ile yüzleşmekten uzak durdu.
Şimdi, CHP ve CHP'li belediyeler etrafında kilitlenen problemlerin niteliğine ilişkin karar zamanı!
CHP'nin, İmamoğlu'na diyet borcu mu var? Mesele, CHP'nin iç iktidar mücadelesi mi yoksa öne sürüldüğü gibi CHP'siz Türkiye varsayımıyla mı ilintili? Özel, birinci parti olarak çıktığı yerel seçimlerden sonra genel seçimi zorlaması istendiği halde, bu öneriye direnerek hata mı etti? "CHP, yerel yönetimlerde göstereceği performansla iktidara talip olduğunu pekiştirecek, emanet oyları kalıcı olarak kazanacaktır" hayali ile bugünkü çetrefilli yolların taşlarını mı döşedi? CHP'li belediyelerin, iktidar açlığı içindeki taban ve bağlantılı iş insanlarınca tırtıklandığını göremedi mi? İstanbul'da seçim kazandı diye İmamoğlu'nun, cumhurbaşkanı da seçilebileceği senaryosuna kendisini ve partisini adarken, siyasal baş dönmesi mi yaşadı?
Cevaplanması gereken daha pek çok soru mevcut! Bu ve benzeri sorulara ikna edici cevaplar bulunmadıkça, yargının siyasallaştığı söylemine abanılması, CHP'yi yine CHP'li delegelerin şikâyet ettiği hukuki gelişmelerin iktidarla bağının kurulmaya çalışılması, Cumhurbaşkanı'nın şahsen hedef alınması nafile çabadan öteye geçemeyecektir.
Son bir not…
Siyasi partilerin kongre/kurultay seçimlerinde, irade fesadına yol açan ve ağır cezayı gerektiren fiiller dışında adli yargı görevli ve yetkili kılınmamalı, İl Seçim Kurulu ile Yüksek Seçim Kurulu nihai karar mercii olmalıdır.


