Orkide’yi devletin ihmali mi soldurdu?
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Niğde’de yaşayan 52 yaşındaki Orkide Demirtaş, 27 Temmuz’da yemek yerken, boğazına kaçan bir nesneden ötürü baygınlık geçirdi ve 10 dakika nefessiz kaldı. Kalp masajı yapılan Demirtaş, entübe edildi. Yani, solunum cihazına bağlamak için nefes borusuna tüp yerleştirildi.
İddia o ki…
Entübe işlemi sırasında nefes borusu yırtılmış olabilir.
Ayrıca Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevki gerekirken, “Yer yok” diye iki gün boyunca Niğde’de bekletildiği iddia ediliyor. İki gün sonra gönderildiği Ankara’da ameliyat edilse de artık çok geçti.
Demirtaş, 10 Ağustos’ta hayatını kaybetti.
Ağabeyi Metin Demirtaş, eski savcı, yeni noter.
Suç duyurusunda bulunmaya hazırlanan Demirtaş, kız kardeşinin hekim hatası nedeniyle nefes borusunun yırtılmış olabileceğini, Ankara’ya vaktinde sevk edilseydi ölmeyeceğini savunuyor.
Demirtaş, şöyle diyor:
“Şu bir gerçek ki, iki gün boyunca bekletildi. Ankara’ya transfer edilemedi ve ölümüne sebep olundu. Keşke devlete güvenmeseydim.”
İşte, Demirtaş’ın anlattıkları:
Hıçkırırken nefes borusu yırtılır mı? Kardeşim 27 Temmuz'da Niğde’de restoranda yemek yerken kendini kaybediyor. Ömer Halisdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüyorlar. Durumu kötüymüş ki, entübasyon sırasında nefes borusu yırtılıyor. Kalbi duruyor 10 dakika… Kalp masajı yapmış, hayata döndürmüşler. 24 saat resüsitasyon bölümünde tutuyorlar. Çünkü yoğun bakımda yer yok. Ertesi gün yoğun bakıma alıyorlar. Doktor dedi ki, “Nefes borusunda yırtık var. Hıçkırırken olmuş olabilir.” Hıçkırırken niye yırtılsın? “Entübasyon sırasında da olabilir” dedi. “Acil Ankara’ya gitmesi, nefes borusunun dikilmesi lazım” dedi. “Burada dikilmiyor mu?” dedim. “Dikilmiyor” dedi.
Ankara’da yer yokmuş! “Arıyoruz Ankara’yı ama yer çıkmıyor” dedi doktor. Ertesi gün, 48 saat oldu. Yine yer yok. Doktorla dedi ki “Ciğerinde bir yer buldum, oradan soktum boruyu, hava veriyorum, acil gitmesi lazım.” “Nasıl yer çıkmıyor?” dedim. “Yer vardır da yapacak doktor yok. Ankara'da nefes borusu dikecek doktor sayısı üçü beşi geçmez, işiniz zor” dedi. “Artık” dedi, “Siz de yer bakın.”
‘Geç kalmışsınız’ Aradan 48 saat geçmiş. Devlet yer bulamamış. Kişisel imkanlarımla Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli profesör arkadaşıma ulaştım. Dedim, “Böyle bir durumumuz var. Yoksa kız ölüyor.” Sağ olsunlar, kabul ettiler. Gece 01.30'ta yola çıktı hasta, 54. saatte. Sabahleyin varır varmaz ameliyata almışlar. Nefes borusunu dikmişler. Diken profesör bana “Nefes borusu lime lime olmuş, derhal dikilmesi lazımdı ama geç kalmışsınız” dedi. “Devlete güvendik yer çıkacak diye. Böyle bir tabloyla karşılaşacağımı bilseydim ilk dakikadan lise arkadaşlarımı arar, Ankara’da yer araştırır, size getirirdim” dedim. Maalesef 11 gün sonra vefat etti kardeşim.
Hekim hatası mı? Kardeşimin bir ara bilinci yerine geldi. “Orkide, yemek yerken mi boğazına bir şey takıldı?” dedim. Kafayı salladı, ‘hayır’ yaptı. “Birden mi kendini kaybettin” dedim. Kafayı salladı ‘evet’ der gibi. Kuvvetle muhtemel, baygınlık geldi. Bazı doktorlar hekim hatası olduğunu, nefes borusunun kolay kolay yırtılmayacağını söylüyorlar. Bazı doktorlar “Komplikasyon olabilir” diyor. Kalp durduysa kurtarmak için entübasyon sırasında sert bir manevra yapılmış olabilir ve bu, nefes borusunu yırtmış olabilir” diyor.
Erken gitse ölmezdi Şu bir gerçek ki, kritik bir hasta iki gün boyunca bekletildi, Ankara’ya transfer edilemedi ve kız kardeşimin ölümüne sebep olundu. Erken gitse hayatta kalırdı. Çünkü profesör bana dedi ki “Çok geç geldiniz.” Ben “İki buçuk gündür Ankara'da yer açılmasını bekliyoruz” dedim. Ankara hastanelerinde yer yok. Ya da yer var, ameliyatı yapacak doktor yok.
Keşke devlete güvenmeseydim Diyoruz ya “Koskoca devletimiz var.” Orta Anadolu'nun göbeğinden 290 kilometre mesafedeki başkente hasta transfer edemedi. Ve kız öldü. Çaresizce bekledik. Ha gidecek, ha gidecek. Devletin ihmali var. 54 saat sonra gitti bu kız Ankara'ya. Vicdan azabı çekiyorum. Keşke devlete güvenmeseydim de olay olur olmaz Ankara’daki arkadaşları devreye soksaydım.
Şikayetçi olacağım Şikayetçi olacağım. Kardeşim hiç kötülük düşünmeyen, iyilerin iyisi bir insandı. Hiçbir kimseye bağırdığını duymadım. Böyle öldü gitti kız ya…
Bakanlıktan yanıt
Demirtaş’ın iddialarını Sağlık Bakanlığı’na sordum.
Nefes borusundaki yırtılmanın nasıl meydana geldiğinin ayırt edilemediğini belirtiyorlar. Niğde’deki iki buçuk günlük bekleyişin gerekçesini “Hastanın hayati fonksiyonlarının geri dönmesi için beklenildi” diye açıklıyorlar.
Yetkililer şöyle diyor:
“Hastanın nefes borusuna cisim oturuyor. Kalbi duruyor, oksijensiz kalıyor. Entübasyon sırasında soluk borusu açılıyor. Yırtılma entübasyon sırasında mı oldu, yoksa cisimden mi kaynaklı, ayırt edemiyoruz. Kişinin solunumunu ilaçla getirmeye çalışıyorlar ve hayati fonksiyonlarının geri dönmesi için iki buçuk gün bekliyorlar. İlaca tepki verince Ankara’ya gönderiyorlar.”
Yetkililer idari soruşturma açıldığını ifade ediyor.


