Orta Çağ genelevinin zemininden 3 aylık bebek mezarı çıktı Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Aalst'ın Oude Vismarkt Meydanı'ndaki kazılarda ortaya çıkarılan iki odalı yapı, dönemin genelevlerinden biri olarak tanımlandı. İçeride bulunan anahtar deliği biçimli fırınlar ve ocak, yapının aynı zamanda hamam işlevi de gördüğünü gösteriyordu. Tarihsel belgeler, buranın "Nederstove" adıyla bilinen, seks işçiliğine resmi makamlarca hoşgörüyle yaklaşılan bir işletme olduğunu doğruluyordu.
BEBEK MEZARI BULUNDUBu mekAnda gömülü bulunan bebek iskeleti ise bilim dünyası için bir dönüm noktası oldu. Yaklaşık yirmi yıl sonra Dr. Maxime Poulain ve ekibi tarafından yapılan analizler, bebeğin yaşamına ve ölümüne dair çarpıcı detayları ortaya çıkardı.
Yapılan izotop analizleri, bebeğin ölüm öncesinde iyi beslendiğini, büyük ihtimalle düzenli anne sütü aldığını gösterdi. Antik DNA testleri ise ölümünün veba, kolera, tüberküloz veya cüzzam gibi yaygın bakteriyel hastalıklardan kaynaklanmadığını ortaya koydu.
Bu veriler, bebeğin klasik anlamda infanticide yaniğ bebek öldürme kurbanı olmadığını düşündürüyor. Uzmanlar, ölüm nedeninin bir virüs ya da bağışıklık sisteminin zayıflığı olabileceğini, bunun da o dönemde oldukça yaygın olan bebek ölümleriyle örtüştüğünü belirtiyor.
Peki, bebek neden geleneksel bir mezarlığa gömülmedi? Orta Çağ Avrupa'sında ölülerin kilise bahçesine gömülmesi kuraldı. Ancak bu bebeğin, genelevin ocağına yakın bir noktaya özenle gömülmüş olması dikkat çekici bir detay. Araştırmacılar, bu durumun maddi yetersizlikle açıklanamayacak kadar özel olduğunu düşünüyor. Çünkü dönemin en ucuz gömme töreni bile pahalıydı. Fakat buna rağmen aileler çoğu zaman gizlice çocuklarını mezarlıklara gömebiliyordu.
Dr. Poulain'e göre bebeğin ocağın yakınına gömülmesi, annesinin ölümden sonra bile onu sıcak ve güvende tutma arzusunun bir yansıması olabilir. Orta Çağ halk inançlarında, ölülerin ruhlarının ocak başlarında dolaştığına inanılıyordu. Bu yüzden böyle bir gömü, bir tür duygusal bağlılığın ve dini ritüelden bağımsız bir vedanın göstergesi olabilir.
Orta Çağ'da genelevlerde doğan çocuklarla ilgili bilgiler genellikle kürtaj, terk edilme ya da öldürülme vakaları üzerinden şekillenmiştir. Ancak bu bebek, o kalıpları kırıyor. Anne ile çocuk arasında duygusal bir bağın varlığı, cinsellik üzerinden tanımlanan bu mekanlara insanî ve ann-çocuk merkezli yeni bir bakış açısı sunuyor.
Dr. Poulain, şimdi çalışmalarını Brugge'deki bir başka Orta Çağ genelev bölgesinde sürdürüyor. Amacı, genelevlerdeki sağlık koşullarını kentin diğer bölgeleriyle karşılaştırmak ve ileride Aalst’taki alana geri dönerek kil tabakalarında korunmuş çevresel izleri analiz etmek. Bu sayede, genelev yaşamına dair daha kapsamlı ve insani bir tablo çizmeyi hedefliyor.


