Öyle fakirdik ki ekmek bile özendiğimiz bir şeydi... Ayağında yırtık terlikleriyle gittiği pavyonda keşfedildi... Sahnelerin en parlak yıldızıydı......
Hurriyet sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Onun hayat hikayesi, Külkedisi'nin sadece bir masal olduğunu ve gerçek hayatta böyle şeylerin olmayacağını düşünenleri yanıltacak türden.
Bugün yeni nesillerin belki hiç tanımadığı belki de sadece anne- babaları sayesinde adını duyduğu Hatice Döngü'nün yani Türkiye'de arabesk müziğin kraliçelerinden birinin öyküsü bu...
Elbette böyle söylediğimizde belki de birçok kişi onun kim olduğunu hatırlamayacak bile... Çünkü Türkiye onu gerçek adıyla değil Tüdanya olarak tanıdı...
Türkiye'de arabesk müziğin kraliçelerinden Tüdanya.
�
YOKSUL BİR AİLENİN KIZIYDI
İzmir'in Bergama ilçesinde doğup büyüyen ve sesiyle nice şarkıya hayat verip nice gönülde taht kuran Tüdanya, bir süredir sağlık sorunlarıyla boğuştuğu için sahnelerden uzaklaşmış olsa da onun şarkılarını bilen nesiller Tüdanya'yı hiç unutmadı.
Gerçek adıyla Hatice ya da müzik dünyasında kullandığı adıyla Tüdanya, ev kadını bir anne ile ayakkabı boyacısı bir babanın kızı olarak dünyaya geldi.
Ailesi öylesine yoksuldu ki onun "Ekmek bile bizim için lükstü" sözü hiç de haksız değil.
İlk evliliğini 15 yaşında yapan Tüdanya'nın, maddi zorluklarla dolu hayatı bu şekilde de değişmedi. Çünkü kocası da çok varlıklı değildi.
Dünyaya getirdiği ilk çocuk bakımsızlıktan donarak hayata veda etti. Çok geçmeden iki çocuğu daha oldu. Ama Tüdanya mutluluğu yine bulamadı. Çünkü bu kez de kocasını kaybetti.
KOCASI ÖLÜNCE BABA EVİNE DÖNDÜ
Çaresizce yoksulluktan kırılan baba evine döndü Tüdanya. Üstelik tek kişi olarak çıktığı o kapıdan içeri yanında iki çocuğuyla birlikte girdi.
İş başa düşünce o da ailesine maddi destek sağlayabilmek için evlere temizliğe gitmeye başladı. Yine de o sıralarda bile aklında tek bir şey vardı: Müzik!
Zaten sesinin güzelliği çevresinde de dillere destandı. Tarlalarla pamuk topladığı sırada söylediği şarkılarla kendisi gibi kan ter içinde çalışanların yorgunluğunu alıyordu.
Bütün bunların üzerine Tüdanya'nın kafasında hep aynı soru dönüp duruyordu: "Acaba bu sesim para kazandırır mı?"
O sırada adı Hatice olan Tüdanya, hayatının en önemli kararını verdi ve İzmir'deki Pırlanta Pavyon'a gitti.
�
AYAĞINDA YIRTIK TERLİKLERİYLE GİTTİĞİ PAVYONDA KEŞFEDİLDİ
Amacı sesini dinletmekti. Belki de Yeşilçam filmlerindeki kahramanlara olduğu gibi onun hayatı da güzel sesi sayesinde değişecekti.
Ayağında yırtık terlikleriyle aklına koyduğunu yaptı Tüdanya.
Müzikholün patronu ona duymak istediği o cümleyi söyledi: "Sesin gerçekten çok güzel. Sen bir yıldız olabilirsin. " Aslında Tüdanya'nın o müzikhole gitmesinin bir nedeni daha vardı. Hem Kibariye hem de Bergan orada keşfedilmişti.
Kendi ayağıyla gittiği o pavyona şarkı söylemeye çalışmaya başladı. Aslında o dönemde arabesk müzikle çok da ilgisi yoktu. Neşet Ertaş türkülerini ve Hamiyet Yüceses'in yorumladığı Türk sanat müziği eserlerini seviyordu daha çok.
Patronu da onun sahneye çıkacağını örneğine çok rastlanmayan bir reklam kampanyası ile duyurdu: Tüdanya geliyor... Ne bir fotoğraf, ne bir açıklama.
Sahiden de gelir Tüdanya.
ARDI ARDINA KASETLER ÇIKARDI
O dönem İzmir Fuarı'nın da popüler zamanlarıydı.
Bir gün İbrahim Tatlıses, çalıştığı pavyona gitti ve o sırada hayatı bir kez daha değişti. Ona kaset çıkarmasını teklif etti. Tek bir şartı vardı ama: Sahnedeki gibi Türk sanat müziği değil arabesk şarkılar seslendirmesi gerekliydi.
1983 yılında Tüdanya'nın ilk kasedi Sıra Dağlar piyasaya çıktı. 650 bin gibi o dönemde rekor sayılacak bir satış rakamına erişti.
Ardından çıkan ikinci albümü Azap hayal kırıklığı yarattı. Bu ikinci albümdeki şarkıların hepsi ağır arabeskti ve Tüdanya da onları öyle çok isteyerek seslendirmemişti.
'SENİ SEVMEYEN ÖLSÜN'
1986 yılında İzmir Fuarı döneminde, İbrahim Tatlıses'e soyadını veren Yılmaz Tatlıses, Tüdanya'ya bir şarkı verdi.
"Her şey yalan gerçek sensin/ Gelirse dert senden gelsin/ Bence aşkın kendisi sensin/ Seni sevmeyen ölsün."
İşte Tüdanya'nın arabesk dünyasının unutulmazları arasına girmesine vesile olacak şarkı oldu bu.
Bunun sonrasında artık o adını Türkiye'ye duyurmuş bir şarkıcıya dönüştü. Bu arada ikinci kez evlendi. Seni Sevmeyen Ölsün şarkısının yer aldığı kaset ise 2 milyon sattı. Bu gerçekten de çok büyük bir başarıydı.
Tüdanya, kariyerinin o döneminde Bülent Ersoy, Yüksel Uzel, İbrahim Tatlıses gibi yıldızlarla aynı sahneyi paylaştı.
Tabii ki hemen ardından sinema geldi.
YILDIZI PARLADIĞI GİBİ HIZLA SÖNDÜ
Ama hayatına zorlu bir şekilde başlayan Tüdanya'nın kariyeri Seni Sevmeyen Ölsün şarkısından sonra düşüşü geçti. Albümlerinden para bile kazanamaz hale geldi. Sonunda da çareyi köşesine çekilmekte buldu.
2000 yılında bir albüm çıkardı ama o da bir hayal kırıklığı oldu. Artık onun devri kapanmıştı.
Bir dönem sahnelerde fırtına gibi esen Tüdanya bir süredir gırtlak kanseriyle mücadele ediyor. Bu yüzden nice şarkıya haya veren sesini de kaybetti.


