Özel den Erdoğan ın Anayasa çağrısına 2010 ve 2017 hatırlatması
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Azerbaycan dönüşü için bir kez daha Anayasa çağrısında bulundu:
"Biz yeni anayasayı Tayyip Erdoğan için değil, 86 milyon için istiyoruz. Bizim derdimiz var. Muhalefet ise bizi sürekli “şahsına yeni bir yol açmak için yeni anayasa istiyor” şeklinde itham ediyor. Bunun kesinlikle bir tuzak olduğunu ifade etmem lazım."
Erdoğan, yeni Anayasa çağrısına, CHP Genel Başkanı Özgür Özel yanıt verdi.
Hak-İş'i ziyaretinden sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, Erdoğan’ın geçmişte de benzer sözlerle anayasa değişiklikleri yaptığını hatırlatarak, uyarılara rağmen yapılan değişikliklerin Türkiye’yi krizlere sürüklediğini söyledi.
Özel, Erdoğan’ın 2010’daki anayasa değişikliği sürecini hatırlattı:
"Sayın Erdoğan 2010 yılında 'Sivil bir anayasa, askerlerin anayasasından kurtulalım.' dedi. Biz dedik ki, 'Sivil anayasa lazım, darbe anayasasından kurtulmak lazım ama yargıyla ilgili bu maddeler yargıyı ele geçirme maddeleridir. Dikkatli olmak gerekir.' dedik. O gün söylediklerimiz dinlenmedi. Sonra 'Milletim ve Rabbim beni affetsin. Kandırıldım ben.' dediler."Özel, 2017 Anayasası’nın da benzerinin yaşadığını dile getirdi:
"Bu bir tek adam rejimi getirir. Denge ve denetleme ortadan kalkar. Bakanlar Türkiye Büyük Milletvekili kürsüsünü sadece yemin etmek için emaneten kullanıyor. Güven oyu almıyor. Sözlü soru cevaplamıyor. Güvensizlik oyu verilemiyor. Artık yolsuzluk yapanın yargılanması, soruşturulması imkansız. 400 milletvekili bulman gerekiyor. Bunlar yanlış. Bunların olmadığı yerde demokrasi olmaz. Demokrasi yoksa ekonomi olmaz, dedik. Hepsinde haklı çıktık." ."GERÇEK NİYETİNİZ NE ONU BİR ANLATIN"Yeni anayasa çağrısına ilişkin Özel, "Şimdi yine kendi kendilerine aynı söylem setiyle bir anayasa söylüyorlar. Biz de diyoruz ki, 'Ya, gerçek niyetiniz ne onu bir anlatın.' Yani bu o kadar klişe ki, 'Darbe anayasasından kurtulacağız, sivil bir anayasa yapacağız.' Evet, buna ihtiyaç var ama bunun için oturup gerçekten samimiyetle toplumun tüm kesimlerini almak, dinlemek, konuşmak ve hep birlikte yapmak lazım." dedi.
ERDOĞAN'A ANAYASA'YA UY ÇAĞRISIAnayasanın uygulanmasına vurgu yapan Özel, "Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasa'ya uyun, harfiyen uyun, Anayasa'ya uymadığınız bütün uygulamalardaki eksikliklerinizi telafi edin, sonra gelin 'Anayasa yapalım.' deyin. O zaman değerlendirelim." çağrısında bulundu.
Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını belirten Özel, Can Atalay krizini hatırlatıp şunları ifade etti:
"Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı anayasaya göre yürütme, yargı ve yasama için bağlayıcı. Bu karara uymuyorlar ya da bu kararı Meclis'te okutmuyorlar. Bu kadar açık anayasa ihlaline rağmen anayasaya uyana saldırıyorlar. Sonra da diyor ki, 'Hadi gelin anayasa yapalım.' Nasıl yapacağız?"Özel, "AK Parti’nin değerli seçmenleriyle anayasa yaparız. AK Parti’deki demokratlarla anayasa yaparız ama AK Parti’nin anayasa tanımayan tutumuyla nasıl yapacağız?" dedi.
Özgür Özel'in konuşması da şöyle:
Değerli arkadaşlar, Sayın Erdoğan 2010 yılında "Sivil bir anayasa, askerlerin anayasasından kurtulalım." dedi. Biz dedik ki, "Sivil anayasa lazım, darbe yanasından kurtulmak lazım ama yargıyla ilgili bu maddeler yargıyı ele geçirme maddeleridir. Dikkatli olmak gerekir." dedik.
O gün söylediklerimiz dinlenmedi. Sonra "Milletim ve Rabbim beni affetsin. Kandırıldım ben." dediler. Darbe sabahında 3500 hakim ve savcı çok etkili görevlerinden alınmak, yargılanmak ve oradaki cemaat yapılanması temizlenmek durumunda kaldı.
Çünkü 2010 Anayasası'nın gerçek niyeti bizim söylediğimiz gibi çıktı. Birileri yargıyı ve devleti ele geçirmeye çalışıyordu. 2017 Anayasası'nda aynı sözlerle yola çıktılar. Dedik ki, "Bu bir tek adam rejimi getirir. Denge ve denetleme ortadan kalkar. Bakanlar Türkiye Büyük Milletvekili kürsüsünü sadece yemin etmek için emaneten kullanıyor. Güven oyu almıyor. Sözlü soru cevaplamıyor. Güvensizlik oyu verilemiyor. Artık yolsuzluk yapanın yargılanması, soruşturulması imkansız.
400 milletvekili bulman gerekiyor. Bunlar yanlış." dedik. "Bunların olmadığı yerde demokrasi olmaz. Demokrasi yoksa ekonomi olmaz." dedik. Hepsinde haklı çıktık. O hayata geçtikten, o anayasa yürürlüğe girdikten 3 yıl sonra Sayın Bahçeli bir revizyon teklif etti, 100 maddelik. Sayın Erdoğan'a verdi. Basından takip ettiğimiz kadarıyla benim biraz önce söylediğim bütün eleştirileri düzeltmeye yönelikti. Şimdi yine kendi kendilerine aynı söylem setiyle bir anayasa söylüyorlar.
Biz de diyoruz ki, "Ya, gerçek niyetiniz ne onu bir anlatın.". Yani bu o kadar klişe ki, "Darbe anayasasından kurtulacağız, sivil bir anayasa yapacağız.". Evet, buna ihtiyaç var ama bunun için oturup gerçekten samimiyetle toplumun tüm kesimlerini almak, dinlemek, konuşmak ve hep birlikte yapmak lazım.
Bunun için de bir anayasaya sadakat, bir anayasacılık, anayasa fikrinin insani olması lazım. Ben başkanla anayasa konuşurum. Çünkü anayasa fikrinin insanı. Anayasanın verdiği hakları korumak, anayasanın verdiği görevleri yapmak için çırpınıp duruyor. Ama siz bir anayasa fikrinin insanı değilseniz, anayasa değil, banayasa fikrinin insanıysanız bu ülkenin başına bunlar bu yüzden geliyor zaten.
Siz yapılması gereken bir metni Erdoğan'a yaparsanız böyle oluyor. Şimdi yine döndük dolaştık aynı yere geldik. "Hadi Erdoğan'a anayasa yapalım.". Hayır, Erdoğan'a anayasa yapalım. Bunu da yapmak için oturup bir kere anayasaya önce uyalım. Önce hep birlikte anayasaya uyalım. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayalım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulayalım. Anayasaya aykırı yapılan kanunları 9 ay bekletip yine aynı anayasaya aykırı şekilde yapmayalım. Bir rektör atamasına bakın mesela. Ya da dün DİSK başkanımızın ifade ettiği onların bir yargı mücadelesi var. Tüm sendikaların yargıda verdikleri büyük mücadeleler var. Anayasa örgütlenme hakkını savunduğu halde, güvence altına aldığı halde kanunlar ve tatbiki örgütlenme özgürlüğüne ket vurur şekilde bütün zamanlar örgütlenmeye saldıranların değirmenine işliyor.
Dün DİSK mahkemeye başvurmuş ve TÜİK'e, tam da bugün konuştuğumuz vesaire, TÜİK enflasyon hesaplıyor. Yıllardır enflasyonu nasıl hesapladığını gösterirdi. "Şu ürün, şu ürün, şu ürün, sepette bunlar var.". Biz sepete itiraz ederdik. "Ya bu sepette niye pinpon topu var? Sepette niye bakır çubuk var?" falan. Ondan sonra ama TÜİK'in verilerini "Hangi ürün için nereden veri topluyorsun? Geçen sefer nereden topladın? Bunun standart ölçütleri nedir?".
Bunları gizlediler. Bir enflasyon ilan ediyorlar. "Bu böyle. Hepiniz itimat edin, böyle." diyorlar. Sonra ona göre devlet zam veriyor. Ona göre bütün bu görüşmeler yapılıyor falan. Mahkemeye gitti DİSK. Mahkemeyi kazandı.
İstinafı 2025 yılının ilk 4 ayında gerçekleşen enflasyon 13.36 ama bizim esas olarak bu meselede 2025 yılı enflasyon, ortalama enflasyondan 28,5 puan, yıl sonu enflasyonundan 14.4 puan eksik şekilde saptanmış ve buna göre maaş ödenmiştir. E nasıl olacak şimdi bu iş? Bu yüzden anayasaya uymak, ona göre kanun yapmak, o kanunlara da harfiyen uymak lazım.
Böyle birisinin sinirle "Ben anayasayı tanımıyorum." deyip tanımadığı bir ülkede millet milletvekili seçmiş. Mahkeme salmamış. Ya nasıl salmazsın? Millet vekil olarak seçiyorsa dokunulmazlık alıyor, gelecek. Bundan önce onlarca örneği var. "Salmıyoruz biz." diyor mahkeme. Ne yapsın insanlar? Gidiyorlar Anayasa Mahkemesi'ne, en üst mahkemeye. O da karar veriyor, ihlal kararı. Diyor ki, "Bir milletvekili, bir kişi milletvekili seçilirse yargılama durur, serbest bırakılır, dokunulmazlığı kalkana kadar yapılmaz.".
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı anayasaya göre yürütme, yargı ve yasama için bağlayıcı. Bu karara uymuyorlar ya da bu kararı Meclis'te okutmuyorlar. Diyor ki, "Anayasa Mahkemesi kararı Meclis'te okunmasıyla görevine başlar." diyor. Kararı okutmuyorlar. Bu kadar açık anayasa ihlaline rağmen anayasaya uyana saldırıyorlar. Sonra da diyor ki, "Hadi gelin anayasa yapalım.". Nasıl yapacağız? Nasıl yapacağız? Yani anayasa yapmak için karşınızda anayasa fikrine sahip bir insan, bir yapı lazım. Biz AK Parti'nin değerli seçmenleriyle anayasa yaparız. AK Parti'deki demokratlarla anayasa yaparız ama AK Parti'nin anayasa tanımayan tutumuyla nasıl yapacağız? Ama yine de şöyle bir yaklaşımda bulunduk.
Somut olarak anayasadan ne anlıyorsunuz, ne istiyorsunuz söyleyin ve milletin önünde bir kendinizi bir çerçeveleyin, bir bağlayın bakalım, bir görelim. E şimdi bu açıklamalar işte görüyorsunuz, yine böyle beylik laflar ve köprüden çıkış sapakları.
Tehlike durumunda bunu çekersem giden gitsin, ben paraşütle atlarım. Biz bunları çok gördük yani. Hiçbir inandırıcı tarafı yok. Onun için Sayın Erdoğan'a yüz yüze de yaptığım çağrıyı Mayıs ayının, geçen sene Mayıs ayının başında bir kez daha buradan söylüyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı, anayasaya uyun, harfiyen uyun, anayasaya uymadığınız bütün uygulamalardaki eksikliklerinizi telafi edin, sonra gelin "Anayasa yapalım." deyin. O zaman değerlendirelim.


