Özgür Özel: 60 ıncı eylem için yarın yine İstanbul dayız
Haber Global sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
70 gün aradan sonra yeniden Meclis çatısı altında olduklarını hatırlatan Özel, "Maalesef bu 70 günde can sıkan sorunlar seyrelmedi, aksine arttı ve çoğaldı. Üç büyük krizi yaşamaya devam ettik: Demokrasi krizi, adalet krizi ve bunlara bağlı olan ve kötü yönetimin sonucu ekonomik kriz. 70 gündür ülkenin sorunları büyürken bizler de mücadelemizi büyüttük. Yaz boyunca 81 ilde çalıştık. Derdi olanların ayağına gittik, sorunlarını dinledik. Partimize yönelen saldırılara karşı bir arada durduk ve kenetlendik. Birileri klimalı salonlarda kendi atadıklarına kendini alkışlatırken, biz 70 günde 20 büyük eylem yaptık. 19 Mart sonrası 60'ıncı eylem için de yarın yine İstanbul'dayız, meydanlardayız. Biz milletten aldığımız güçle meydanları doldururken, bizimle siyasi rekabet edemeyenler saldırılarını sürdürdüler. Biz mücadeleyi büyütürken onlar kumpasları büyüttüler. Yaptıklarıyla milletin gönlünden düşmüşlerdi, gözünden de düştüler. Okyanus ötesinde meşruiyet aramaya giriştiler" ifadelerini kullandı.
"MECLİS'İ SAYGIN, VATANDAŞI PERİŞAN BİR ÜLKE OLMAZ"Türkiye'de işsizlikten dolayı evine ekmek götüremeyenlerin, aldığı maaşla geçinemeyenlerin olduğunu dile getiren Özel, "Bu ülkede yedi milyon asgari ücretli, en düşük maaşı alan 4 milyon emekli, ama hemen onun üstündeki dilimlerde 11 milyon emekli, ürünü para etmediği için topraktan kopan milyonlarca çiftçi, geleceğinden umutsuz gençler varken bu Meclis nasıl saygın olabilir? Meclis'i saygın, vatandaşı perişan bir ülke olmaz. Vatandaş perişansa o mecliste saygınlık aranmaz. Yaz boyunca mücadele eden, çalışan, direnen milletvekillerimin huzurunda 70 gün deniz, kum, güneş ile yaşayan, buna doyan iktidar milletvekillerini hatırlatmak gerekiyor. Bu Meclis'i kapatıp kaçtığınızda 26 bin 400 lira olan açlık sınırı, şu an 28 bin lira oldu. 89 bin lira olan yoksulluk sınırı 91 bin liraya ulaştı. Bugün beş asgari ücretli ya da altı emekli maaşlarını birleştirseler, yoksulluktan altısı birden ancak birini kurtarabiliyorlar" dedi.
"OKUL KANTİNİ ENFLASYONU YÜZDE 68"Türkiye'deki 22 milyon çocuğun 8,5 milyonunun yoksulluk sınırının altında yaşadığını söyleyen Özel, "Neredeyse 10 çocuğumuzdan dördü yoksun. Ve sonra çıkıp ‘Türkiye yüzyılı' diyorlar. Hangi yüzle? Hangi yüzyıl? Aç kalan çocukların yüzyılı mı? Bakın genel merkezimizde çaycı arkadaşımızın kızı Defne'nin eline bir kağıt vermişler. Arkadaşımız da kağıdı bize getirdi. Diyorlar ki Defne'ye, Defne'ye söyledikleri şu, ‘Sandviç, meyve suyu, elma, fındık, su.' Bunların toplamı; sandviç 70 lira, meyve suyu 20 lira, elma 20 lira, fındık 50 lira, su 15 lira. Toplamı 175 lira. Sandviç, meyve suyu, elma, fındık, su. Toplam 175 lira. İkinci sınıftaki Defne'nin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ‘Okula gelirken bunları getir' diye eline verilen pusula, 175 liraya bu çantayı dolduruyor. Bir avuç değil fındık, bir su, bir küçük meyve suyu, sandviç, elma. Peki, bunu yapmayalım, o zaman Defne'ye verelim kantinden kendisi alsın. Bakın TÜİK‘e söylüyorum. Hani enflasyonu, Tayyip'i üzmeyen istatistik kurumu olarak belirliyorsunuz. Ona göre de zam verilmesini sağlıyorsunuz. Hatta o da değil hedef enflasyona gidiyorlar daha da aşağısını veriyorlar. Geçen sene tost 45'miş, bu sene 80. Ayran 10 liradan, 20 lira olmuş. Simit 15 liradan, 20 lira olmuş. Şişe suyu 10 liradan, 15 lira olmuş. Bisküvi 15 liradan, 25 lira olmuş. Okul kantini enflasyonu yüzde 68. Bugün okullar bu ayın başında açıldı. Ve cebinde para olmayan, işi olmayan, asgari ücretle geçinmeye uğraşan insanların, hatta çocuğu işsiz diye toruna emekli maaşıyla harçlık veren insanların muhatap olduğu enflasyon bu enflasyon" diye konuştu.
Nadir elementlerin, Türkiye'nin geleceği olduğunu ve satılmaması gerektiğinin altını çizen Özel, "Dünyada nadir toprak elementleri diye bir gerçek var artık. Bazı çalışmalar bu elementlere en çok sahip olan beşinci ülkenin Türkiye olduğunu söylüyor. Üstünde durduğumuz bu topraklarda bir talih kuşu var. Trump o kadar kanın gözyaşının arasında, Ukrayna'ya 'Nadir elementleri bana ver' diyor. Teknoloji bunlar üzerinden ilerliyor. Gitmiş kapalı kapılar ardında, bunların pazarlığını yapmış. En çok olduğu yer Eskişehir Beylikova'daki madenleri Trump'a veriyor, karşılık olarak meşruiyet alıyor. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin geleceğini satamaz. Nadir elementler Türkiye'nin geleceğidir, sattırmayalım" ifadelerine yer verdi.
"AR-GE‘YE ÖNEM VERİLDİĞİNDE TÜRKİYE BU TEKNOLOJİLERE KAVUŞACAK"Kurtuluş Savaşı sonrasında 100 yıl önce Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'i kurduğunda toplu iğnenin dahi olmadığını söyleyen Özel, "Atın nalına çakacak çivi de yoktu. Ama doğru, dürüst, namuslu çalışıldı. Gençlere güvenildi. Eğitim seferberliği yapıldı. Doğru işler yapıldı. En sonunda Türkiye uçak da vagon da üretebilen, kendine yetebilen bir ülke haline geldi kısa sürede. Bu milletin evlatları 100 yıl sonra biz bir kez daha büyük bir kalkınma hamlesini başlattığımızda bu örümcek kafa Milli Eğitim Bakanlığı'ndan kurtulup yerine dünyayı gören, nasıl çalışılması gerektiğini bilen kadrolar geldiğinde, Ar-Ge‘ye önem verildiğinde Türkiye bu teknolojilere kavuşacak. Bunlar 20 yıl sonra dün bir arkadaş söyledi; ‘maddenin ışınlanması.' Türkiye'den Avrupa'ya buradan bir madde filmlerde olduğu gibi ışınlanıp oluşacaksa burada da kullanılan teknoloji nadir elementler olacak. Şimdiden altın yumurtlayan tavuğu Trump‘a verip iki yumurtasına razı olmak olmaz. Buradan yalvarıyorum ana muhalefet lideri olarak. Vicdanı olan herkese, aklı olan herkese. Bu ülkenin geleceğini kendi geleceği ile Trump‘a, trampa yapan Erdoğan'a mani olun. Mani olun. Türkiye nadir elementlerle ilgili ayağa kalkmalıdır. Erdoğan kendi geleceği için bu ülkenin nadir elementlerini satamaz" dedi.


