Ozzy Osbourne: Birmingham banliyölerinden dünyaya yayılan gotik metalin münadisi

1968'de Ozzy Osbourne( vokalist), Geezer Butler( basçı), Toni Iommi (gitarist), Bill Ward (davul)'ın kurduğu Black Sabbath'ın müzikal biçimlenişi ve dünya görüşü hiç kuşkusuz Birmingham'ın işçi sınıfı mahallesi Aston'ın sosyo-ekonomik durumundan kaynaklanıyordu. İkinci dünya savaşından galibiyetle çıkan İngiltere, sınai devrimin bayraktarlığını sürdürmeye devam etmiş, özellikle de Birmingham'da küçük fabrikalar şehrtin dört bir yanına dağılmış, buharlı makinelerin uğultusu,makinelerin mekanik sesleri, kilise çanlarının seslerine karışarak yeni bir toplumsal değişime aracılık etti. Bilhassa Vietnam Savaşı'nın toplumsal etkileri, 68'de dünya çapında meydana gelen öğrenci ayaklanmaları, otoriteyle çatışma, kadınların çalışma hayatındaki etkinliği, doğum hapları, kürtaj yasası ve eşitlik talepleri, İngiliz İşçi Sınıfı'nın örgütsel etkinliği, muhafazakarlığın küllerinden doğan Thatcherizm'in politikaları, Black Sabbath'ın hemen yanıbaşında neşvünema buldu. Dolayısıyla da grubun dört üyesi de böyle bir toplumsal vasatta büyüyen bu sanayi kentinde, kaçışı müzikte buldular.Böylece 'ağır sanayi' kentinin sert, zor koşullarından ilham alan Black Sabbath grubu bu sert deneyimi müziklerine icra ettiler. Ozzy'nin gotik görünümü, Britanyalılara has içten, talepkar, mistik ve protest tüm duyguları,Tony Iommi'nin sert,distorsiyonlu pes akortlu gitarıyla müthiş riffleri, 'ağır metal'in tüm nüvelerini barındırdı.

Özellikle 1960'ların ortalarında The Beatles, The Rolling Stones , The Who ve Led Zeppelin gibi British İnvasion gruplarının icraları ve özelde Steppewolf grubunun 'Born To The Wild' isimli eserinde ''heavy metal thunder''(ağır metal gürültüsü) sözlerini kaydetti ve böylece 60'lı yılların koşullarında yetişen bir müzik türüne ve ismine önayak oldular. 60 sonundaki psikedalik rock hareketi, British İnvasion modelini geliştirerek heavy metalin taslağını meydana getirdi. Eric Clapton ve Jimi Hendrix ses hacmini ve distorsiyonunu artırarak türün sınırlarını zorladılar.

İlk albümleri grubunun ismini alan, Boris Karloff'un 63 yapımı korku filmi Black Sabbath'tan esinlenen Black Sabbath; yağmur,gök gürültüsü ve çan sesleri ile başlar.Albüm kapağında siyahlar içinde bir kadının okültik ve gotik duruşu mezkur bahsettiğimiz Birleşik Krallık'taki toplumsal ve politik sert yaşamdan kaçışın apolitik bir yansımasıydı adeta.Çünkü Brtitanya'daki sert koşulların aksine aynı tarihlerde Amerika'da bir özgürlük ve doğaya dönüşün sembolü olan hippi kültürünün müzikteki özgürleştirimci etkisi, kuşkusuz bu yeni türe tezat bir olgu olarak görüldü.Nitekim grup, İngiltere ve Amerika'da sert eleştirilere maruz kaldı, hatta dışlandı bile.Ancak kitleler bu yeni, kasvetli ve gürültülü türe kolayca uyumlandı ve Black Sabbath İngiltere listelerinde 8 numaraya, ABD'de ise 65 hafta listelerde kaldı.Özellikle 70'lerin başında piyasaya sürülen Paranoid albümünün 'Iron Man' ve War Pigs parçaları dönemin toplumsal koşullanmalarına dikkat çekerek büyük bir sükse yakaladı. Albüm İngiltere'de zirveye çıktı ve 27 hafta boyunca listede kaldı.1970'lerin ortasına gelindiğinde grup ; Sabotage,Never Say Die gibi albümler çıkarsa da Paranoid kadar ilgi görmedi.Ve Ozyy Osbourne'nin 1978'de gruptan ayrılmasıyla grup tamamen dağıldı.

Umutsuzluk,melankoli, uyuşturucu kullanımı ve eşinden boşanmanın yarattığı psikolojik travmayı, tanışıp evlendiği Sharon Arden ile müziğe yeniden dönen Osbourne, solo kariyerindeki ilk Top 40 hitini No More Tears (1991) albümünden ''Mama,I am Coming Home'' şarkısıyla taçlandırdı. Buna müteakiben ''I Do Not Want to Change the World'' isimli şarkıısıyla da En İyi Metal Performansı dalında Grammy Ödülüne layık görüldü.

Milenyumun başlarında hayatını ve ailesini konu alan The Osbournes reality dizisi MTV'de yayımlanmaya başlandı.Seyirici tarafından büyük ilgi gören dizi 2005 yılına kadar devam etti.Son albümü olan Patient Number 9, En İyi Rock Albümü dalında Grammy ödülü kazandı.

2023 yılına gelindiğinde ''turne için gereken seyahatleri fiziksel olarak yapamayacak durumda'' olduğunu açıklayarak konserlerini iptal etti. Geçtiğimiz haftalarda Black Sabbath ile son kez sahneye çıktı ve hem kendisinin hem de grubun veda konseri olduğunu açıkladı.Konser memleketi olan Birmingham'da gerçekleşti. Siyah bir tahtta oturarak yürüyememesine neden olan Parkinson hastalığı nedeniyle ayakta duramayacak şekilde parçalarını icra etti.Konserde Guns N' Roses, Metallica, Slipknot gibi çok önemli metal ve rock grupları saygı duruşunda bulundu.Öyle görünüyor ki Ozzy Osbourne 76 yaşında hayata veda ederken arkasında bıraktığı mirasla, bu saygıya müsavi olarak Metal ve Rockn Roll'un münadilğini uzun süre aksettirmeye devam edecek.

Ozzy Osbourne'in hayatın kıyısında, köşesinde kalan kırıntılarla bizi biraz kendimize, benliğimize döndüren, zamanın tekamüleyetine, anın biricikliğini fısdıldayan 'Life Won't Wait (Hayat Seni Beklemez) parçası ile sizleri baş başa bırakıyorum.

Her şeyin değiştiğini izliyorum

Günün haberlerini al, at gitsin

Zaman tüm acıyı yok eder

Kader, bu kör hırsın çürümüşlüğünü iyileştirir

Açgözlülük bizi bir araya getirir

Güçlü dur, dürüst kal, cesur ol

Hepsi sana bağlı

Sadece bırakmaya çalış

Bil ki adalet yavaş gelir ama sonunda mutlaka gelir

Ayağa kalk, suçlular düşecek

Diren, hepsini alamazlar; onların istediği önemsiz şeyler

Geride bıraktıkları ise sevgi

Ayağa kalk, hedefi iyi belirle, yüreğini koru

Gelecek sana bakıyor

Her attığın saniye

Her günün her dakikası

Karmaşaya kapılma

Çünkü hayat seni beklemez, hayır, hayat seni beklemez dostum

Bir değişimi izliyorum

Ateşi kim taşıyacak?

Her şey çok garip hissettiriyor

İnsanların kurduğu hayaller güzel olabilir

Olmamız gerektiği gibi yaşamak için inanç

Ve hepimizin birbirine bağlı olduğunu bilmek

Gücü kendimize veririz

Güçlü dur, dürüst kal, cesur ol

Hepsi sana bağlı

Beklediğin her gün, daha da hızlı düşüyorsun

Ne bir el çabukluğu, ne kaderin oyunu, ne de mutlu son var

Gitti mi, gitmiştir

Son ana kadar savaş

Çünkü hayat seni beklemez, hayır, hayat seni beklemez dostum

Hayat seni beklemez, dostum