Parası olan Türkiye den kaçmaya başladı! Karayip Adaları na Türk akını

Karayipler'deki ada ülkeleri, mülk alımı veya bağış yoluyla yatırım yapan yabancılara vatandaşlık veriyor. Antigua ve Barbuda, Dominika, Grenada, St. Kitts ve Nevis ile St. Lucia, 200 bin dolardan başlayan tutarlarla vatandaşlık sağlayan bu programları yürütüyor. Başvurular özellikle son yıllarda hızla arttı.

Yatırım göçü danışmanlık şirketi Henley & Partners, Karayip vatandaşlığına başvuranlar arasında Türk vatandaşlarının ABD’lilerden sonra ikinci sırada olduğunu açıkladı.

Şirket, 2025'in ikinci çeyreğinde başvuranların yüzde 4’ünün Türkiye kökenli olduğunu, Türklerin başvurularının yüzde 10’unun Karayip ülkelerine yapıldığını bildirdi.

Türk vatandaşlarının en fazla tercih ettiği ülkeler Antigua ve Barbuda, St. Lucia ve Grenada oldu.

Karayipler’deki lüks emlak ilanlarında artık yalnızca manzara ve konfor değil, vatandaşlık vaadi de sunuluyor. Antigua’da 300 bin dolarlık bir ev satın alan kişi, çifte vatandaşlık hakkı kazanabiliyor. Ayrıca bu pasaportla Schengen bölgesi dahil 150'ye kadar ülkeye vizesiz seyahat imkânı doğuyor.

Antigua’da emlakçıların taleplere yetişemediğini belirten Luxury Locations şirketi sahibi Nadia Dyson, alıcıların yüzde 70’inin pasaport amacıyla ev aldığını ifade etti. Dyson’a göre siyasi istikrarsızlık, müşterilerin “B planı” arayışını tetikliyor.

Yatırım göçü uzmanı Dominic Volek'e göre, ABD’de artan silahlı şiddet ve antisemitizm gibi toplumsal gerilimler nedeniyle, pek çok kişi ikinci vatandaşlığı “sigorta poliçesi” olarak görüyor.

Pasaport almak isteyenler yalnızca emlakla değil, fonlara bağış yaparak da vatandaşlık elde edebiliyor. Dominika ve St. Kitts’te, ana başvuru sahibi ile birlikte üç kişiye kadar aile bireyi için yapılan bağışın toplam maliyeti 250 bin dolara çıkıyor. Antigua’da ise Batı Hint Adaları Üniversitesi’ne 260 bin dolar bağış yapma seçeneği bulunuyor.

Bu programlar başlangıçta etik tartışmalara neden olmuştu. Antigua’nın eski Meclis Başkanı Gisele Isaac, vatandaşlık satılmasına halkın tepki gösterdiğini, insanların ulusal kimliklerinin “parayla verildiğini” düşündüğünü söylüyor.

Avrupa Birliği, bu ülkelerin vatandaşlarına tanınan vizesiz seyahat hakkını kaldırma tehdidinde bulunuyor. AB yetkilileri, yatırım yoluyla vatandaşlığın “suistimal edilip edilmediğini ve AB için güvenlik riski doğurup doğurmadığını” değerlendiriyor.

BBC Türkçe'nin haberine göre; ABD de geçmişte bu programların vergi kaçakçılığı ve mali suçlar için kullanılabileceği uyarısında bulunmuştu.