Pasifik Okyanusu nda 8.000 kilometrelik bir canavar uyanıyor: Bilim insanları daha önce böylesi görülmedi diyor Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Pasifik Okyanusu'nun kuzeyinde, Japonya'dan ABD'nin batı kıyılarına kadar uzanan yaklaşık 8.000 kilometrelik bir alanda, hem sıcaklık hem de kapsam açısından eşi benzeri görülmemiş bir deniz sıcak hava dalgası yaşanıyor. Bilim insanları, "kabarcık" (the blob) olarak adlandırılan bu devasa sıcak su kütlesinin, insan kaynaklı küresel ısınmanın net bir sonucu olduğunu belirtiyor. Bu olgu, şimdiden karada aşırı hava olaylarına neden olurken, deniz ekosistemi için de büyük bir tehdit oluşturuyor.
Bu devasa "kabarcık", etkilerini Pasifik'in iki yakasında da hissettiriyor. Bu anomali nedeniyle Japonya, tarihinin en sıcak yazını yaşadı öyle ki 5 Ağustos'ta 41,8 dereceyle ulusal sıcaklık rekoru kırıldı.
Pasifik'in diğer tarafında ise, Kaliforniya'da artan nem oranının, kış aylarındaki "atmosferik nehirler" olarak bilinen şiddetli fırtınaları ve kar yağışlarını daha da güçlendirebileceği öngörülüyor.
Daha önceki benzer sıcak hava dalgaları, deniz ekosisteminde yıkıcı etkilere yol açmıştı. 2013-2016 yılları arasındaki olayda, Alaska kıyılarında toplu deniz kuşu ölümleri yaşanmış, balık türleri ve diğer deniz canlıları ciddi şekilde etkilenmişti.
Alaska'daki biyolog Heather Renner, bu yaz da deniz memelileri ve kuşlar arasında birçok ölüm vakası yaşandığını, ancak etkilerin tam boyutunun henüz bilinmediğini belirtiyor.
Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nden (NOAA) bilim insanı Michael McPhaden, "İklim değişikliğinin ayak izi, şu anda Kuzey Pasifik'te yaşananlarda açıkça görülüyor" diyerek, bu olayın temel nedeninin küresel ısınma olduğunu vurguluyor. Bu durumun, bölgedeki rüzgar desenlerinin zayıflaması ve okyanusun derinliklerindeki soğuk suyun yüzeye çıkamaması nedeniyle meydana geldiği düşünülüyor.
Scripps Oşinografi Enstitüsü'nden okyanus bilimci Art Miller ise, bu sıcak su katmanının önceki olaylara göre daha sığ olabileceğini ve sonbahar sonundaki fırtınalarla birlikte dağılma ihtimali olduğunu belirterek temkinli bir iyimserlik sunuyor. Ancak tüm uzmanlar, küresel ısınma devam ettikçe bu tür aşırı olayların daha sık ve daha şiddetli hale geleceği konusunda hemfikir.


