Pasifik’te kırmızı alarm: ‘Mega deprem’ korkuttu! ‘Ciddi hasar yaratmaması ilginç’, ‘Dalgalar kıyıya doğru yaklaşırken sönümlenir ama…’ Uzmanlar tek tek...
Hurriyet sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Rusya’nın doğusunda meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem, son yıllarda kaydedilen en büyük sarsıntılardan biri olarak kayıtlara geçti. Güçlü sarsıntı, sadece Rusya’yı değil, tüm Pasifik havzasını etkisi altına aldı.
Depremin ardından oluşan tsunami dalgaları, Japonya kıyılarına kadar ulaştı. Uzmanlar, bölgedeki halkı acil durum tedbirleri almaları konusunda uyardı. Tsunami uyarıları sadece Japonya ile de sınırlı kalmadı. Güney Pasifik adalarından Hawaii’ye, Kuzey ve Orta Amerika’dan Yeni Zelanda’ya kadar geniş bir coğrafyada alarm seviyesi yükseltildi. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS), depremin ardından tsunami izleme merkezlerini aktif hale getirerek birçok kıyı ülkesine uyarılar gönderdi.
‘1952’DEKİ DEPREM BU BÖLGE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞARET’
Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Süleyman Pampal, Pasifik Çevresi’nde meydana gelen depremlerin bilimsel açıdan taşıdığı öneme dikkat çekerek, 1952 yılında aynı bölgede yaşanan büyük depremin önemli veriler sunduğunu ifade etti.
Depremin sığ derinlikte ve kıyıya yakın bir noktada meydana geldiğine işaret eden Prof. Dr. Pampal, “Tam bu bölgede 1952’de yaşanan deprem aslında çok önemli bilgiler veriyor. Pasifik Çevresi, dünyada deprem tehlikesinin en yüksek olduğu yerlerden biri. Bu bölge seyrek nüfuslu olduğu için belki de bizden daha iyi tedbirler alıyorlardır. Nüfus da çok yoğun değil” dedi.
‘SARSINTININ CİDDİ BİR HASAR YARATMAMASI BANA OLDUKÇA İLGİNÇ GELDİ’
Depremin sarsıntı etkisine rağmen ciddi bir yapısal hasarın meydana gelmemesinin dikkat çekici olduğunu belirten Prof. Dr. Süleyman Pampa, “150 kilometre mesafede, kıyıya yakın ve oldukça sığ bir depremden söz ediyoruz. Aslında böyle bir depremin daha derin olması beklenirdi. Ancak buna rağmen sarsıntının ciddi bir hasar yaratmaması bana oldukça ilginç geldi. Bu da gösteriyor ki, bölgede yapılar depreme karşı bilinçli şekilde, ciddiyetle inşa edilmiş” diye konuştu.
'BU DALGALAR KIYAYA DOĞRU YAKLAŞIRKEN SÖNÜMLENİR'
Tsunami riskini de değerlendiren Prof. Dr. Süleyman Pampal, şu bilgileri paylaştı:
“Depremler saniyeler içinde gelir, tsunami ise çok daha sonra oluşur. Kıyılarda tedbir almak mümkündür. Önemli olan, halkın doğru zamanda doğru şekilde bilgilendirilmesidir. Benim esas dikkat çekmek istediğim nokta şu: İnsanlar uyarı sistemleri devreye girdiğinde bunu sanki yeni bir uygulama gibi algılıyor. Oysa Kaliforniya’da, Japonya’da olduğu gibi bu uyarılar, deprem kaydedildiği anda otomatik olarak devreye girer. Ayrıca bu depremin olduğu yerin ortaya çıkardığı tsunami dalgaları diğer kıyılara doğru yaklaşırken sönümlenir. Uzaklaştıkça büyür gibi değerlendiriliyor, bu yanlış.”
‘TSUNAMİLERDE ESAS TEHLİKE DALGA YÜKSEKLİĞİDİR’
Prof. Dr. Süleyman Pampal, tsunamiye dair kamuoyunda sıkça karıştırılan teknik bir detaya da dikkat çekti. Pampal, tsunami dalgası hakkında yapılan yorumlarda çoğu zaman dalga boyu ile dalga yüksekliğinin birbirine karıştırıldığını belirtti.
Prof. Dr. Pampal, “Bahsedilen şey çoğu zaman dalga yüksekliğidir. Yani dalganın deniz seviyesinden ne kadar yukarı çıktığı. Bu, bizi doğrudan etkileyen kısımdır çünkü kıyıdaki yıkıcı etkiler bu yükseltiyle bağlantılıdır” dedi.
Ayrıca Prof. Dr. Pampal, dalga boyunun ise farklı bir kavram olduğuna dikkat çekerek, “Dalga boyu, bir dalganın diğerine olan uzaklığıdır. Tsunami tek bir dalga değil; genellikle birbirini izleyen birden fazla büyük dalga halinde gelir. Her bir dalganın arasında uzun mesafeler olabilir. Ancak bizi ilgilendiren, bu dalgaların yüksekliğidir” ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:
“Tsunami dalga yüksekliği, bazı durumlarda 3-5 metreden başlayıp 30-40 metreye kadar çıkabiliyor. Asıl yıkımı belirleyen de budur. Bu nedenle dalga yüksekliği, erken uyarı sistemlerinin ve kıyı güvenlik önlemlerinin temel parametrelerinden biridir."
OLUŞABİLECEK ARTÇILARIN BÜYÜKLÜĞÜ DE KORKUTTU!
Bölgede oluşabilecek artçı sarsıntılara da değinen Prof. Dr. Süleyman Pampal, şu önemli bilginin altını çizdi:
“Artçı sarsıntılar teorik olarak 7,8 büyüklüğüne kadar ulaşabilir. Elbette bu kesin olacak diye bir şey söyleyemeyiz, ama bu olasılığı göz ardı etmek de doğru değil. Bölgede, yeni depremler üretebilecek aktif levha sınırları bulunuyor. Süreci dikkatle izlemek gerekiyor.”
Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Rusya’nın en doğusunda yer alan Kamçatka Yarımadası’nda meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki depremin küresel ölçekteki etkilerine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. CNN TÜRK’e konuşan Moriwaki, bölgenin jeolojik yapısına ve tsunami riskine dikkat çekti.
“Bu deprem Rusya’nın en doğusundaki Kamçatka’da oldu. Japonya’nın en kuzeyindeki Hokkaido’da ise şiddeti 5-6 aralığında hissedildi. Tsunami için 3 metrelik uyarı yapıldı” diyen Moriwaki, Pasifik Ateş Çemberi’nin tehlikeli doğasına vurgu yaptı.
Moriwaki, Kamçatka’nın da dahil olduğu bu sismik kuşağın tarih boyunca büyük depremler ürettiğini hatırlatarak, “1960 civarında Kamçatka’da 9 büyüklüğünde, Şili’de ise 9,5 büyüklüğünde depremler yaşandı. Aynı sistem Alaska, Filipinler ve Endonezya gibi ülkeleri de etkiliyor” ifadelerini kullandı.
Moriwaki, Kamçatka bölgesinde tsunami dalgalarının 4 ila 8 metreye ulaştığını, ancak zeminin tamamının kayalık olması ve nüfus yoğunluğunun düşük olması nedeniyle büyük bir yıkım yaşanmadığını belirtti.
Bu olay, dünya tarihinin en güçlü depremleri arasında yerini alırken, geçmişte yaşanmış benzer depremler bir kez daha gündeme geldi. İşte USGS verilerine göre kayıtlara geçmiş en büyük depremlerden bazıları:
1- EKVADOR: Esmeraldas Depremi (1906)
31 Ocak 1906’da Ekvador açıklarında meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem, yaklaşık 1500 kişinin ölümüne neden oldu. Depremin ardından oluşan tsunami dalgaları, Orta Amerika sahilleri boyunca etkili oldu ve hatta San Francisco ile Japonya kıyılarına kadar ulaştı.
2- ÇİN: Tibet Depremi / Assam (1950)
15 Ağustos 1950’de Tibet ve Hindistan sınırında meydana gelen 8,6 büyüklüğündeki deprem, 780’den fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Nehir yataklarını tıkayan büyük heyelanlar meydana geldi ve bu durum, daha sonra 7 metrelik ölümcül bir sel dalgasının oluşmasına neden oldu.
3- RUSYA: Kamçatka Depremi (1952)
4 Kasım 1952’de, Rusya’nın Kamçatka Yarımadası açıklarında 9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin ardından oluşan tsunami, Hawaii kıyılarına ulaştığında 9 metreden (yaklaşık 30 feet) yüksek dalgalar oluşturdu. Neyse ki, bu felaket ciddi can kaybına yol açmadı; ancak maddi hasar oldukça büyüktü.
Rusya'nın Kamçatka bölgesindeki Avrasya levhasında yer alan en büyük yanardağ Klyuchevskoy, 8.8 büyüklüğündeki depremin ardından faal duruma geçerek 3 kilometre yüksekliğe kadar kül püskürttü.
4- ŞİLİ: Biobío / Valdivia Depremi (1960)
Tarihte kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960’ta Şili’nin orta kesiminde meydana geldi. 9,5 büyüklüğündeki bu devasa sarsıntı, “Büyük Şili Depremi” ya da “Valdivia Depremi” olarak biliniyor. Depremin ardından oluşan dev tsunami dalgaları, Şili kıyılarını yıktı, binlerce kilometre uzaklıktaki Havai, Japonya ve Filipinler’e ulaştı. 1600’den fazla insan hayatını kaybetti, 10 binlerce kişi yaralandı ve ülkenin büyük bölümü harabeye döndü.
5- ALASKA: Prens William Boğazı Depremi (1964)
27 Mart 1964’te, Alaska’nın Prens William Boğazı’nda 9,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Yaklaşık 5 dakika süren sarsıntı, ABD tarihinde kaydedilen en büyük deprem olarak tarihe geçti. Tsunami, ABD ve Kanada’nın batı kıyılarında büyük yıkıma yol açtı. Deprem ve tsunamide toplam 130’dan fazla insan yaşamını yitirdi. Devasa heyelanlar, yer yer deniz seviyesinin üzerinde büyük yükselmelere neden oldu.
6- ALASKA: Rat Adaları Depremi (1965)
1965 yılında Alaska’nın Rat Adaları’nda yaşanan 8,7 büyüklüğündeki deprem, 11 metrelik tsunami dalgaları oluşturdu. Deprem bölgesinde binalarda ve altyapıda çatlaklar meydana geldi ancak can kaybı yaşanmadı. Bölge, düşük nüfus yoğunluğu sayesinde büyük bir felaketten kurtulmuş oldu.
7- ENDONEZYA: Sumatra - Hint Okyanusu Depremi (2004)
26 Aralık 2004’te meydana gelen 9,1 büyüklüğündeki Sumatra depremi ve ardından gelen tsunami, modern tarihin en ölümcül doğal afetlerinden biri olarak hafızalara kazındı. Güneydoğu Asya’dan Afrika kıyılarına kadar uzanan etki alanında yaklaşık 230 bin kişi hayatını kaybetti. Endonezya’da ise 167 binden fazla insan yaşamını yitirdi. Tsunami, kıyı yerleşimlerini haritadan sildi.
8- ŞİLİ: Biobío / Maule Depremi (2010)
27 Şubat 2010’da Şili’nin Maule bölgesinde meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem, başkent Santiago dahil birçok yerleşim bölgesini şiddetle sarstı. Yaklaşık bir buçuk dakika süren sarsıntının ardından gelen tsunami, kıyı şehirlerinde büyük yıkıma neden oldu. 500’den fazla kişi yaşamını yitirdi, altyapı ağır hasar aldı.
9- JAPONYA: Tohoku Depremi (2011)
11 Mart 2011’de Japonya’nın kuzeydoğusunda meydana gelen 9,1 büyüklüğündeki Tohoku depremi, sadece büyük bir tsunamiye neden olmakla kalmadı, aynı zamanda Fukuşima Nükleer Santrali’nde üç reaktörün erimesiyle büyük bir nükleer felakete yol açtı. 18 binden fazla kişi hayatını kaybetti, kaybolan kişilerin sayıları ise bilinmiyor. Bu olay, Japonya’nın tarihindeki en pahalı ve yıkıcı felaketlerden biri olarak kabul ediliyor.
10- ENDONEZYA: Sumatra Depremi – (2012)
2012 yılında Endonezya’nın kuzeyinde, Sumatra Adası açıklarında 8,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Büyük bir tsunamiye yol açmayan bu sarsıntı, 2004’teki yıkıcı felaketin yaşandığı aynı fay hattı üzerinde stresin arttığını gösterdi. Uzmanlar bu bölgenin hala büyük depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Rusya'nın doğusundaki Kamçatka Yarımadası'nda meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki sarsıntının ‘mega deprem’ olarak adlandırılabileceğini belirterek, “Böyle depremlerden saatler sonra Pasifik Okyanusu çevresinde tsunami gelişecektir. Ayrıca artçı şoklar 7,5-7,8 büyüklüğüne varabilir” dedi.
Sözbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin Pasifik Okyanusu ile Asya levhası sınırı boyunca, bindirme fayı niteliğindeki levha sınır fayı üzerinde yaşandığını söyledi. Mega depremlerin levha sınırları boyunca ve bindirme faylarında geliştiğini anlatan Sözbilir, şunları kaydetti:
“Bu bölge ‘ateş çemberi (ring of fire)’ olarak bilinir. Dünyanın sismik ve volkanik aktivite açısından en aktif bölgelerinin başında yer alıyor. Deprem büyüklüğü ve sığ oluşu dikkate alındığında önemli oranda can ve mal kaybının olabileceği değerlendirilmektedir. Böyle depremlerden saatler sonra Pasifik Okyanusu çevresinde tsunami gelişecektir. Ayrıca artçı şoklar 7,5-7,8 büyüklüğüne varabilir. Tabii ki bu kadar büyük depremler komşu fayları da tetikleyebilir.”


