PELİN KAYA Kırmızı halının yasakları ve yeni kuralları
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Sinemanın kalbinin attığı, yıldızların ışığını en çok hissettirdiği adres olan Cannes Film Festivali, yalnızca filmlerin değil, modanın, duruşun ve kültürel dönüşümün de nabzını tutan en önemli etkinliklerden biri.

ŞIKLIĞA KURALLAR GETİRİLDİ
Bu yıl festival yönetimi 'şıklık' kavramını kurallarla çerçeveleyerek, sınırları yeniden çizdi. Özellikle 2022'de yarı çıplak protesto eylemleri ve 2024 Grammy'lerinde Bianca Censori'nin transparan elbisesi gibi tartışmalı görünümlerden sonra, Cannes bu yıl resmi olarak çıplaklığa ve 'aşırı hacimli' kıyafetlere kırmızı halıda yer olmadığını ilan etti. Yeni yönetmelikte yer alan açıklamaya göre amaç, doğrudan kıyafetlere müdahale etmek değil; Fransız yasaları ve festivalin kurumsal çerçevesi doğrultusunda çıplaklığı tamamen yasaklamak.

Böylesi bir önlem günümüzün sınırsız ve köşesiz bakış açısına ters gelse de benim gibi kontrolsüz çıplaklığı onaylamayanlar için tam da yerinde bir karar olsa gerek. Festival ayrıca, dev kuyruklara ve geniş hacimli elbiselere de sınırlama getirdi. Zira bu gösterişli detaylar, hem merdivenlerde ilerlemeyi zorlaştırıyor hem de salondaki oturma düzenini sekteye uğratabiliyor. Gelelim ilk günden itibaren favorilere, kuralları yıkanlara ve hayal kırıklıklarına;

FESTİVAL FAVORİSİ BELLİ
İlk günün favorisi ve en çok konuşulanı da dekoltelerin kraliçesi Bella Hadid oldu. Saint Laurent elbisesinin yırtmacından görünen bacağa, sırt dekoltesine bile bunlar da yasaklanmalıydı yorumları görmedim değil. Mücevherleri de giydiği kadar konuşulmaya değer. 80 karatlık zümrüt Chopard küpeleri çok yakışmıştı. Armani Prive seçimiyle ünlü model Vittoria da Cannes'ın en şık isimlerinden biriydi. Vittoria'nın zarif güzelliğine bakmaktan sevgilisi Leonardo DiCaprio'yu gözlerim görmedi bile.

KURAL TANIMAYANLAR
İlk günün kuralları tınlamayanı, gösterişli, kuyruklu ve kabarık Elie Saab elbisesiyle Heidi Klum oldu. Kurallar olmasa dahi gereksiz abartılı bulduğum bir görüntü oldu. Bir diğer kural tanımayan isim ise en kabarık en gösterişli ben olacağım telaşındaki Wan QianHui oldu.

HAYAL KIRIKLIKLARI
İlk günün hayal kırıklığı arabesk pop sanatçısı stiliyle Irina Shayk oldu. Bir Armani Prive elbise ne kadar kötü giyilebilirse o kadar kötü giyilmişti. Ebru Gündeş'in 2000'li yıllarda popstar zamanlarında yaptığı topuzunu andıran topuzu başarısız görünümünü zirveye taşımış. Halle Berry son zamanlarda ne yapacağını şaşırdı. Celia Kritharioti marka elbisesiyle hem kural tanımadı hem de hayal kırıklığı yarattı.

TÜRKLERİN KARNESİ
Hande Erçel önemli organizasyonlarda olmazsa olmaz dediğimiz isimlerden biri haline geldi. Giambattista Valli imzalı elbisesi ve elçisi olduğu Pomelatto mücevherleriyle iyi bir görüntü içerisindeydi. Bir mücevher markasının yüzü olmaya uygun seçimler yapmıştı. Mücevherleri son derece göz alıcıydı ancak elbisesinin karın bölgesindeki tüylü bölge nazar boncuğu olmuş. Pembenin de pek Hande'nin rengi olduğunu düşünmüyorum. Ancak genel aurası oldukça iyiydi.

Cannes Film Festivali ile radarıma giren Özge Özacar bu yıl da festivali kaçırmadı. Yıllar geçtikçe moda hanesine artı yazdırmaya devam ediyor. Tayfun Kaba'dan giydiği siyah elbisesi ile beğendiğim bir görünüme imza attı. Damla Sönmez de Cannes için pembe tonlarında bir seçim yapmış. Kombinini beğendim ama çanta seçimini başarısız buldum.

MÜCEVHER HIRSIZLIĞI DAVASINDA MÜCEVHER ŞOV
Kim Kardashian, Paris'te yaşadığı o meşhur silahlı soygunla ilgili ifade vermek üzere Paris Adalet Sarayı'na geldi. Kardashian, 2016 yılında Paris'te kaldığı otel odasında, beş silahlı soyguncu tarafından bağlanıp banyoya kilitlenerek milyonlarca dolarlık mücevherinin çalındığı bir soygun yaşamıştı. Polis, soyguncuların ayrılırken düşürdükleri elmas işlemeli haçtan başka bir şey bulamamıştı. Çalınan mücevherlerin eritilerek tanınmayacak hale getirildiği yeniden satılmış olduğu iddia ediliyor.
Bu duruşma, yalnızca adaletin yerini bulması için değil, aynı zamanda Kardashian'ın travmayı geride bırakıp gücünü nasıl yeniden kazandığının da simgesi olarak görülüyor. Zira o sabah mahkeme salonuna gelen kişi yalnızca bir mağdur değil; geçmişinin karanlığını elmasların ışıltısıyla delen bir figürdü. Kim'in bu tutumdaki amacı çalınanların yerine çok daha güçlü geri döndüğünü göstermek.
Kim, vintage bir John Galliano blazer elbise ile davaya geldi. Ancak asıl konuşulan, görünümünü tamamlayan mücevherlerdi. Özellikle Samer Halimeh New York imzalı, 52.17 karat büyüklüğünde ve 1.5 milyon dolar fiyatındaki pırlanta kolye, mahkeme salonunun tüm ciddiyetine meydan okurcasına parlıyordu. 80 pırlantadan oluşan ve ortasında 10.13 karatlık armut kesim bir taş taşıyan bu kolye, yalnızca lüksün değil, sembolik bir direnişin de temsili gibiydi. Kardashian'ın tercih ettiği takılar arasında ayrıca 8 bin 100 dolar değerindeki Briony Raymond marka pırlanta kıkırdak küpesi ve Repossi imzalı parçalar da vardı. Bu görkemli mücevher seçimi, kimileri tarafından bir "gösteriş" olarak yorumlansa da, uzmanlara göre çok daha derin bir anlam taşıyor.
Kuyumculuk uzmanı Laura Taylor'a göre, Kardashian'ın bu seçimleri bilinçli ve sembolik: "Bu, yalnızca bir kamuoyu görünümü değil. Bu, o geceyle yüzleştiği, yeniden yaşadığı ilk an. Takılar onun kamusal imajının parçasıydı ama soygundan sonra her şey değişti. Bugün bu kadar ışıltıyla mahkemeye gelmesi; statüden çok, kapanış, kontrol ve korkularının artık onun kimliğini tanımlamadığını ilan etmesiyle ilgili." Bana göre ise tam bir pazarlama şovu. Zaten Kardashian'ların pazarlama konusundaki dehasını bilmeyen yok. Üzerinden yıllar geçen bu olayı, yeniden alevlendirip en konuşulan malzeme haline getirmeyi bir kez daha başardılar ve avantaja çevirdiler.


