Prof. Dr. Ayyıldız: İnternet kullanımı aile çocuk ilişkisinde çatışmaya yol açıyor
SonTurkHaber.com, Dha kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
BEUN Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülay Kuzlu Ayyıldız’ın, yüksek lisans öğrencisi Birgül Yaylacı ile ‘Çocuğun internet kullanımının ebeveyn çocuk ilişkisine etkisi’ adlı çalışmasını İngilizce yayın yapan bilimsel bir dergide yayınlandı. Çalışmada 142 ebeveyn ile görüşme yapılırken, 4-6 yaş grubu çocukların davranışları incelendi. Okul öncesi dönemdeki çocuklarda 5-6 saate kadar varan internet kullanımı tespit ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Ayyıldız, çocuklarda ortalama internet kullanımının 75 dakika olarak belirlediklerini söyledi. İnternet kullanımı ve ekran maruziyeti arttıkça aile içinde gergin ilişkinin daha fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Tülay Kuzlu Ayyıldız, “Özellikle çocukların yüzde 74 gibi yüksek bir oranda akıllı telefon kullandığını belirlemiştik. Ebeveynlerin yüzde 73’ü çocuklarının internet kullanımından endişe ettiklerini ifade etmişlerdi. Ancak sınır koymak istediklerinde ya da izin verilmediklerinde çocuklarının daha çok öfkelenerek, bağırarak, ağlayarak onlara tepki gösterdiğini ifade ettiler” diye konuştu.

‘ANNEYLE DAHA ÇOK SORUN YAŞIYORLAR’
Prof. Dr. Ayyıldız, “Çocuklar internet kullanımı konusunda anneleriyle daha çok sorun yaşıyorlar. Yine çocuğun yaşının arttıkça internet kullanımının arttığını tespit etmiştik. Ebeveynlerin yaklaşık yüzde 50’sinin güvenli internet kullanımını tercih ettiğini, yüzde 50 oranında da kullanmadığını belirlemiştik. Bu da aslında neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilemedikleri için çocukları internetin risklerine karşı savunmasız hale getiriyor” ifadelerini kullandı.

‘EBEVEYN NE KADAR İNTERNET KULLANIYORSA ÇOCUK DA O KADAR KULLANIYOR’
Ebeveynlerin, çocukları internet kullanırken sürekli yanında bulunamadığını belirttiklerini söyleyen Prof. Dr. Tülay Kuzlu Ayyıldız, “Çalışma grubumuz çocuk oldukları için risklerin, tehlikelerin çok farkında olmayan bir gruptu. Ebeveynleri sürekli telefonda, ekranda nereye baktığını kontrol edemediklerini söylemişti ya da sürekli aynı ortamda bulunmuyorlardı. Bazen çocuklar kendi odalarında da telefonla baş başa kalabiliyorlardı. Aynı zamanda ebeveynler ne kadar çok internet kullanıyorsa çocuklar da o kadar çok kullanıyordu aslında. Anne ve çocuğun ya da baba ve çocuğun internet kullanımı arasında pozitif bir ilişki vardı. Genç ebeveynlerin daha çok internet kullandıklarını belirlemiştik” dedi.

‘OLUMSUZ DURUM BİR KISIR DÖNGÜ ŞEKLİNDE DEVAM EDİYOR’
Prof. Dr. Ayyıldız, çocukların günlük ortalama internet kullanım süreleri uzadıkça çevresindeki kişilerle ve arkadaşlarıyla birlikte olmak yerine internette vakit geçirmeyi tercih ettiklerini söyledi. Ebeveynlerinin sınır koyma konusunda ise çocuklarla daha çok gerginlik yaşadıklarını anlatan Prof. Dr. Tülay Kuzlu Ayyıldız, şöyle konuştu:
“Bu da bir bağımlılık aslında; çocuk öfkelenerek, bağırıp çağırarak, ağlayarak tepki gösteriyordu ve ebeveyn çocuk ilişkisi daha çok gerginleşiyordu. Zaten biz ebeveyn çocuk ilişkisiyle de çocuğun problemli internet kullanımı arasında bir ilişki bulmuştuk. Yani ebeveyn çocuk ilişkisinde çatışma boyutu daha çok görünüyordu. İnterneti daha çok kullanan çocuklar 4-6 yaş grubu olmalarına rağmen ebeveynleriyle bu konuda daha çok çatışma yaşıyorlardı. Şöyle bir bulgumuz vardı; ebeveynler genellikle bir ödül karşılığı internet kullanımına izin veriyorlardı, bu da en çok yemek yedikten sonraydı. İnterneti bir yemek yedirme aracı gibi görüyorlardı. Bunun dışında çocuk ona bağırıyor, ebeveyn ona kızıyor gibi sorunlarımız vardı. Karşılıklı, birbirleriyle daha olumsuz iletişim şekli, bağırma, belki çocuk küsüp odasına gidiyor anne bir sonraki yapacağı şeye de izin vermiyor. Olumsuz durum bir kısır döngü şeklinde devam ediyor.”

‘OKUMA ALIŞKANLIKLARINI KAYBEDİYORLAR’
Sınır konulamaması ve güvenli internet uygulamalarının kullanılmaması çocuklardaki bağımlılık eğilimini artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Ayyıldız, “Bu çocuk büyüdüğünde ergen olduğunda ebeveynlerle ilgili daha büyük çatışmalar yaşayabilir. Çocuklar kısa videolar izleyerek dikkat süreleriyle ilgili problemler yaşıyorlar. Okuyamıyorlar, okuma alışkanlıklarını kaybediyorlar. Çünkü sürekli sıkıldıklarında ekranı kaydırıyorlar. Bu da çocukları daha sabırsız yapıyor, daha tahammülsüz yapıyor.

Ekranda kayan gibi bir dünya hayal ediyorlar ve her şeyin hızlı şekilde akmasını istiyorlar. Normal hayat bu şekilde devam etmediği için daha çok mutsuzluklar ve başarısızlıklar yaşayabiliyorlar. Daha dikkatli olmak için ebeveynler güvenli internet uygulamalarını kullanabilirler. Onun dışında özellikle okul öncesi çocuklar için kendi bulundukları ortamda çocukların internete girmelerine izin verebilirler. Aslında çocuğa bizim ebeveyn olarak örnek olmamız gerekiyor. Bulgularımızdan bir tanesi de çocuk anne ya da baba ne kadar çok internet kullanıyorsa çocuk da o kadar çok internet kullanıyordu. Aynı zamanda, ebeveynlerin de internet kullanım oranları arttıkça ebeveyn çocuk ilişkisinin olumsuz etkilendiğini de gördük” diye konuştu.


