Psikiyatr Havle’den ‘Terörizmin Anatomisi’ kitabı
Dha kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesinde, Adli Psikoloji, Bağımlılık ve Davranış Bozuklukları derslerinde yıl boyunca öğrencilerle buluşan Psikiyatr Nedim Havle İKÜ Yayınlarından elektronik kitap formatında erişime açılan ‘Terörizmin Anatomisi: Psikolojik, Sosyal ve İdeolojik Bir Sentez’ başlıklı kitabın bir buçuk yıllık hazırlık çalışmasına dayandığını belirtti. Kamu yararı ilkesiyle erişime açılan kitabın amacını Psikiyatr Havle şöyle özetledi:
“Bir psikiyatrist olarak, terörizmin genellikle siyasi veya askeri bir çerçeveye sıkıştırıldığını, ancak meselenin insani ve psikolojik boyutunun çoğu zaman göz ardı edildiğini görüyordum. Amacım, bu karmaşık olguyu sadece "ne" olduğuyla değil, "neden" ve "nasıl" ortaya çıktığıyla anlamaya çalışmaktı. Dayanak noktam psikoloji bilimi olmakla birlikte, olgunun bütüncül doğasını yansıtabilmek için sosyoloji, siyaset bilimi ve iletişim gibi alanlardan da yoğun bir şekilde faydalandım.”
Psikiyatr Havle, “Şiddet, çoğu zaman asıl hedefe – yani geniş kitlelerin zihnine korku salmak, devlete olan güveni sarsmak ve kendi ideolojisini yaymak– ulaşmak için kullanılan bir araçtır, bir propaganda biçimidir. Bu psikolojik boyutu anlamadığımız sürece, terörle mücadelemiz daima eksik kalacaktır” dedi.

Psikiyatr Havle, “Teröre sadece bir güvenlik sorunu olarak bakmak, hastalığın semptomlarını tedavi edip kökenindeki nedenleri görmezden gelmeye benzer. Psikolojik farkındalık ise bizi tam da bu noktada, şiddetin görünen yüzünün arkasına bakmaya zorlar; silahın arkasındaki 'insanı' anlamaya davet eder. Özetle psikolojik perspektif, sorunun kökenine inerek kalıcı çözümler üretmenin ve sadece bugünün teröristiyle değil, yarının potansiyel radikalleşme riskiyle de mücadele etmenin anahtarını sunar. Bizi kısır bir döngü olan "vur-karşılık ver" sarmalından çıkarır. Bunun yerine, radikalleşmeyi daha en başında önleyecek, toplumu bu tür ideolojilere karşı daha dirençli kılacak, kanıta dayalı ve insancıl politikalar üretmemiz için bir yol haritası sunar” diye konuştu.
Havle, “Psikoloji, terörü bir sözlüğe veya ceza kanununa hapsetmeye çalışmaz. Bizim sorduğumuz soru "bu eylemin adı nedir?" değil, "bu eylemi yaptıran psikoloji nedir?" sorusudur. Terörde amaç, sadece o an orada bulunan kurbanlara zarar vermek değildir; asıl hedef, o eylemi izleyen milyonların zihninde bir korku ve güvensizlik iklimi yaratmaktır. Şiddet, bu anlamda korkunç bir propaganda aracına, bir mesaj iletme yöntemine dönüşür” dedi.
Havle “Terörizmin Anatomisi: Psikolojik, Sosyal ve İdeolojik Bir Sentez” adlı çalışmasının disiplinlerarası yönünü şöyle özetledi: “Terörizm monolitik bir olgu değildir. Amaçları tamamen farklı olan sol-devrimci bir örgütle, belirli bir toprak parçası için mücadele eden milliyetçi-ayrılıkçı bir grubun veya demografik kaygılarla hareket eden aşırı sağcı bir yapının dinamikleri aynı olamaz. Her birinin hedefi, meşruiyet arayışı ve şiddeti kullanma mantığı kendine özgüdür. Bu çeşitliliği anlamadan, olgunun bütününü kavramak imkansızdır” diye konuştu.
Havle, “Teröristleri “deli” ya da psikopat olarak etiketlemek, anlamakta zorlandığımız bir kötülüğü kendimizden uzaklaştırmak için başvurduğumuz kolaycı bir savunma mekanizmasıdır. Aynı şekilde, terörü doğrudan yoksulluk veya eğitimsizliğe bağlamak da ampirik temeli olmayan bir genellemedir. Elbette sosyoekonomik zorluklar ve adaletsizlik algısı radikalleşme için bir zemin oluşturabilir ancak bu denklemin tek değişkeni değildir. Araştırmalar, birçok failin orta sınıf ailelerden geldiğini ve üniversite eğitimi aldığını gösteriyor. Dolayısıyla sorunu sadece maddi yoksunluğa indirgemek, olgunun kimlik, aidiyet arayışı ve ideolojik çekim gibi çok daha karmaşık psikososyal boyutlarını görmemizi engeller” dedi.


