“Psikolojik şiddet bir tür ‘sevgi göstergesi’ gibi algılanabiliyor”
Hurriyet sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Her gün sosyal medyada genç kadınların yaşadıkları flört şiddeti nedeniyle yardım isteklerini görüyoruz. Kadınlar erkek arkadaşından gördüğü şiddet nedeniyle öylesine bir çaresizlik yaşıyor ki; son çare sosyal medyada dertlerini dile getiriyor, insanlardan, kamu kurumlarından yardım istiyorlar. Influencer Danla Bilic de
böyle yaptı, içine düştüğü şiddetten kurtulamayınca bir videoyla bir süre sevgili olduğu Berk Çetin’in ona yaşattıklarını anlatıp yardım istedi. Bilic, Çetin’in ilişki bittikten sonra kendisini ısrarlı takibe aldığını, evine izinsiz girmeye çalıştığını ve sık sık fiziksel ve sözlü tehdit ettiğini anlattı. Üstelik Çetin’e ilişkin uzaklaştırma kararı vardı. En son Berk Çetin’in, Danla Bilic’e bir spor tesisinde şiddet uyguladığı, hatta kafasından aşağı kahve döktüğü güvenlik kamerası görüntüleriyle ortaya çıktı.
Toplumsal farkındalık
Bilic’in şikâyeti üzerine nisanda tutuklanan Çetin serbest kalınca iddiaya göre ilk iş, Bilic’in dayısını arayıp “3-4 gün içinde kızınızın ölüm haberini alırsınız” dedi. Bilic tekrar bir video yayımladı. Ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş meseleyle bizzat ilgileneceğini söyledi. Tekrar gözaltına alınan Çetin, bu kez kontrollü ev hapsinde.
Danla Bilic cesur davrandı ama işi bu aşamaya getiremeyen, şiddet karşısında hiçbir şey yapamadan hayatı altüst olanların sayısı çok. Araştırmalar flört şiddetini her kesimden bireylerin yaşayabileceğini, herkesin bu şiddetin mağduru olabileceğini söylüyor. Birçok üniversitede toplumsal farkındalık oluşturulması için akademisyenler, öğrenciler çalışıyor. Flört şiddetini, yapılan araştırmaları ve üniversitelerde alınan önlemleri akademisyenlerle konuştuk.
‘Bireysel problem değil, sistematik bir sorun’
Tuğçe Ertekin, Bilgi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Birimi yöneticisi ve Cinsel Tacizi ve Saldırıyı Önleme Birimi’nde uzman klinik psikolog
◊ Psikolojik Danışmanlık Birimi (PDB) ile Cinsel Tacizi ve Saldırıyı Önleme Birimi (CTSÖB) öğrencilere güvenli bir ortam sunmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek amacıyla aktif çalışmalar yürütüyor. CTSÖB üniversite müfredatında flört şiddeti gibi konuların daha görünür olması için eğitim programları ve seminerler düzenliyor.
◊ Son yıllarda kadına yönelik şiddet vakalarındaki yükselişe paralel olarak, üniversite bünyesinde yapılan başvurularda da artış gözlemliyoruz. Bu artış toplumsal yapının ve kültürel normların, kadını hâlâ bir iktidar alanı olarak gören bakış açılarını güçlendirdiğini ve bu bakış açılarının eğitim ortamında yansıma bulduğunu gösteriyor. Kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel bir problem değil, sistematik bir sorun; bu yüzden sadece şiddeti yaşayanların değil, tüm toplumun bu sorunu çözme sorumluluğu var.
‘Dünyada da yaygın’
Doç. Dr. Zerrin Sungur Taşdemir Anadolu Üniversitesi
◊ Anadolu Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak bu konuda 2022’de tamamlanan ve Anadolu Üniversitesi’nce desteklenen kapsamlı bir araştırma projesi yürüttük: ‘Üniversite Öğrencilerinin Flört Şiddetine Yönelik Tutum, Algı, Deneyim ve Baş Etme Yolları, Önlemler ve Stratejiler: Eskişehir Örneği’.
◊ Eskişehir’de 430 üniversite öğrencisi katıldı çalışmaya. Sonuçlar çarpıcıydı. Örneğin erkek öğrenciler, özellikle psikolojik şiddeti kadınlara kıyasla daha kabul edilebilir bulduklarını belirtti.
◊ Toplumun büyük bir kesimi flört şiddetini sadece fiziksel şiddetle sınırlı görüyor. Dikkat çekici bulgulardan biri; bazı bireylerin kıskançlığı ya da partnerinin aşırı ilgisini olumlu bir durum olarak algılamasıydı. Yani psikolojik şiddet, bir tür ‘sevgi göstergesi’ gibi algılanabiliyor.
◊ Araştırmada öğrencilerin yaklaşık yüzde 53’ü bir biçimde flört şiddetine maruz kaldığını ifade etti ki; bu çok ciddi bir oran. Dünyada da benzer şekilde flört şiddetinin yaygın olduğunu görüyoruz.
‘Yüksek ekonomik, kültürel ve sosyal sermayeye sahip
sınıflardan gelen kadınlar da maruz kalıyor’
Prof. Dr. İpek Merçil, Galatasaray Üniversitesi
◊ Flört Şiddeti Araştırması’nı 2019-2022 arasında yüksek lisans öğrencim Elif Bilgin’le gerçekleştirdik. Yaşları 18-25 arasında değişen üniversite öğrencisi 40 genç kadınla derinlemesine mülakat yapıldı.
◊ Cinsel şiddet genç kadınların en çok maruz kaldığı flört şiddeti türü. 40 kadından 34’ü en az bir kez partneri tarafından cinsel ilişkiye zorlanarak şiddete uğradığını anlattı.
◊ Genç öğrenciler sosyal medya hesaplarının partnerleri tarafından kontrol edildiğini ve paylaşımlarının çoğu kez kısıtlandığını belirtti. Dijital şiddetin en çarpıcı şekillerinden biri erkeklerin flört ilişkisi içerisinde oldukları kadınlardan cinsel içerikli fotoğraf isteme konusundaki baskı ve ısrarları. 30 kadın partnerlerinin ısrar ve baskıları nedeniyle istemeyerek cinsel içerikli fotoğraf göndermek zorunda kaldıklarını ifade etti.
◊ 18’i en az bir kez partnerlerinden fiziksel şiddet görmüş.
◊ Israrlı takip konusunda 24 kadın partnerlerinin kavga veya ayrılık sonrası konuşmak, barışmak veya kontrol etmek amacıyla birçok kez ev veya okul önüne habersizce gelerek takip ettikleri bilgisini verdi.
◊ Sosyal flört şiddetiyle kadının sosyal hayatı kontrol altına alınır ve kadın, partneri tarafından sosyal hayatında giderek yalnızlaştırılır. 28’i partnerlerinin giyim tarzlarına müdahale ettiğini belirtti.
◊ Psikolojik şiddet kadınların maruz kaldığı en sinsi ve en zararlı şiddet biçimlerindendir. 30 kadın partnerlerinin fiziksel görünüşle ilgili eleştirileri yüzünden özgüvensiz hissettiğini dile getirdi.
◊ Araştırma şiddetin bir toplum kesimiyle sınırlı olmadığını bir kez daha teyit etti. Yüksek ekonomik, kültürel ve sosyal sermayeye sahip sınıflardan gelen kadın öğrenciler de ilişkilerinde eril şiddete maruz kalıyor.
◊ Bugün flört şiddeti ve cinsiyet eşitliği konularında farkındalık yaratmak için çeşitli projeler yürüten pek çok sivil toplum kuruluşu var. Üniversitelerdeyse öğrenci kulüpleri, cinsel tacizi ve saldırıyı önleme birimleri çeşitli faaliyetler yürüterek ve yönergeler hazırlayarak kampüslerde taciz, tecavüz, şiddet konularıyla mücadele ediyor.
◊ 2024-2025 akademik yılında toplumsal cinsiyet eşitliği ve flört şiddeti konularında farkındalık yaratmak için Yanındayız Derneği’nin Almanya Federal Cumhuriyeti Başkonsolosluğu desteğiyle gerçekleştirdiği Kampüsümde Şiddete Sıfır Tolerans Projesi kapsamında Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Feyza Ak Akyol’la birlikte İstanbul’daki üniversitelerde 20 kadar eğitim verdik, 2 binden fazla öğrenciye ulaştık.
‘Özgüvende azalma, depresyon, intihar...’
Prof. Dr. Eda Karacan, psikolog
Doç. Dr. Rahşan Balamir Bektaş, sosyolog, Ufuk Üniversitesi
◊ Flört şiddeti kısa ve uzun vadede ciddi fiziksel ve psikolojik sonuçlara yol açabilir. Özgüvende azalma, öfke kontrolü problemleri, travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, intihar girişimleri, madde bağımlılığı, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları (örneğin anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza), cinsel yolla bulaşan hastalıklar, istenmeyen gebelikler, düşükler, kardiyovasküler hastalıklar, çeşitli yaralanmalar ve hatta ölüm...
◊ Flört şiddeti 1980’li yıllardan beri özellikle psikoloji ve sosyoloji disiplinlerinde bağımsız bir araştırma konusu.
◊ Üniversitemizin psikoloji bölümü, flört şiddeti konusunu lisans ve yüksek lisans düzeyinde toplumsal cinsiyet ve suç araştırmaları gibi derslerde ele alıyor. Ayrıca 24.12.2020’de Ufuk Üniversitesi Senatosu kararıyla kurulan Cinsel Tacize Karşı Önlem ve Destek Birimi, üniversite ortamında toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemeyi, farkındalık yaratmayı ve mağdurlara destek sunmayı amaçlıyor. Bu birim, yalnızca cinsel taciz ve saldırı durumlarında değil, flört şiddeti gibi daha dolaylı ve görünmez şiddet biçimlerinde başvuru ve destek noktası olarak çalışıyor.
‘Erkek öğrencilerin 4’te 1’i
‘hayır’ yanıtını kabul etmiyor’
Tuğçe Çetinkaya, TED Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi idari sorumlusu
◊ 2020’de Flört Şiddeti Farkındalığı Ölçüm Çalışması’nı yaptım. 351 öğrencinin flört şiddeti konusundaki düşünceleri analiz edildi.
◊ Araştırmaya dair bir bulgu, merkezin flört şiddeti konusundaki çalışmalarının odağının belirlenmesi için yol gösterici oldu. Bu bulgu, cinsellik konusunda ‘hayır’ cevabını kabul etmeme ve ikna etmeye çalışma davranışının flört şiddeti anlamına gelip gelmediğinin sorgulandığı sorudan edinildi. Bu konuda kararsız olan ve bu davranışın şiddet olduğuna katılmayan kadın öğrencilerin oranının yüzde 2.2, erkek öğrencilerin oranının yüzde 25.6 olduğu görüldü. Bu sonuç, erkek öğrencilerin yaklaşık dörtte birinin cinsellik konusunda ‘hayır’ cevabını kabul etmeme ve ikna etmeye çalışma davranışını doğrudan şiddet olarak tanımlamadığını gösterdi. Buradan hareketle merkezimiz, Eleştirel Erkeklik Çalışmaları Seminerleri Serisi’ni sürdürmekle birlikte Şiddetsiz Erkeklik Atölyeleri düzenlemeye başladı.


