QR kodlar menülerden ödeme yöntemlerine artık hayatımızın her yerindeler... Fakat geçmişleri 1990 lara Japon arabalarına dayanıyor!

Kafelerde menüden bakmak, toplu taşımada bilet almak ya da bir internet sitesine saniyeler içinde ulaşmak... QR kodlar, dijital çağın pratik ve temassız çözümleri arasında en yaygın kullanılanlardan biri haline geldi.

Artık sadece teknolojiyle ilgilenenlerin değil, her yaştan kullanıcının hayatına dahil olmuş durumda. Ancak bu kadar “yeni” görünen bu teknoloji aslında oldukça köklü bir geçmişe sahip.

JAPON OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNDE DOĞAN BİR TEKNOLOJİ

QR kodun temelleri, 1994 yılında Japonya merkezli Denso Wave adlı bir şirkette atıldı. Bu şirket, Toyota'nın yan kuruluşlarından biriydi ve lojistikteki parça takibi için barkodlardan daha hızlı ve daha fazla veri içerebilen bir sistem arıyordu.

QR, yani “Quick Response” (Hızlı Yanıt) adını da bu hızlı okuma kapasitesinden aldı. Geleneksel barkodlara kıyasla iki boyutlu yapısı sayesinde hem dikey hem yatay veri taşıyabiliyor, böylece çok daha fazla bilgi depolayabiliyordu.

DÜNYAYA YAYILMA SÜRECİ

İlk başta yalnızca Japon otomotiv sektöründe kullanılan QR kodlar, zamanla üretim takibi, perakende ve lojistik gibi pek çok alana yayıldı. 2000’li yılların başlarında akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte QR kodlar kamusal yaşamın bir parçası haline geldi. Üstelik Denso Wave, QR kodun patentini almış olmasına rağmen, bu teknolojiyi kamuya açık olarak paylaştı ve ücretsiz kullanım hakkı tanıdı. Bu sayede QR kodun küresel ölçekte benimsenmesi büyük ölçüde hızlandı.

PANDEMİYLE GELEN YENİ BİR KULLANIM ALANI

QR kodların yaygınlaşmasında 2020’de başlayan COVID-19 pandemisi dönüm noktası oldu. Temassız işlemlere duyulan ihtiyaç, restoran menülerinden hastane formlarına, sokak sanatından dijital biletlemeye kadar pek çok alanda QR kod kullanımını patlattı. Güvenli, hızlı ve erişilebilir olması onu bir “temassız teknoloji” yıldızı yaptı.