Romatoloji Uzmanı uyarıyor: Sedef romatizmasında erken tanı eklem hasarını önlüyor
T24 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Romatoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Kevser Orhan, sedef hastalarının yaklaşık dörtte birinde sedef romatizmasının gelişebildiğini belirterek, erken tanı ve tedavinin eklem hasarını önlemede kritik rol oynadığını bildirdi.
Doç. Dr. Kevser Orhan, yaptığı açıklamada, sedefin toplumda en sık görülen cilt hastalıklarından biri olduğunu söyledi. Bu hastalıkta genellikle önce cilt bulgularının başladığını belirten Orhan, ortalama 7-8 yıl sonra eklem bulgularının gelişebildiğini ifade etti. Sedef hastalarının yaklaşık dörtte birinde sedef romatizmasının ortaya çıkabileceğini anlatan Orhan, bu romatizmanın el ve ayak eklemleri başta olmak üzere omurga, diz ve kalça eklemlerini de etkileyebildiğini vurguladı. Orhan, şöyle devam etti:
"Sedef romatizması birçok eklemi tutabiliyor. Eğer eklemleri tuttuysa, etkilenen eklemlerde hastalar ağrı, şişlik veya tutukluk hissedebiliyor. En çok etkilenen eklemler, el ve ayak eklemleri oluyor. Omurgayı da tutabiliyor. Hastalar sabahları bel ve kalça ağrısıyla, sabah tutukluğu ile uyanabiliyorlar. Uzun süre istirahatte ve hareketsiz kaldıklarında artıyor, fiziksel aktivite ve hareketle de genelde azalıyor."
Sedef romatizmasının en sık görülen belirtilerinden birinin de hastaların tırnaklarındaki çukurlaşma ve kalınlaşmalar olduğunu aktaran Orhan, şu değerlendirmede bulundu:
"Göz iltihabı durumu da bazı sedef romatizması hastalarında görülebilmekte. Sedef romatizması eklemlerde hasar bırakabilir. Kalıcı hasarlar olmasın ve şekil bozuklukları oluşmasın diye erken tanı ve tedavi hastalarda çok önemli. Diğer branşlarla işbirliğimiz ve hastanın öyküsü bizim için yol gösterici oluyor. Sedef hastalığı geçirmiş olması veya ailede sedef öyküsü tanısı da çok önemli."
Tanının bazen gecikebildiğini dile getiren Orhan, hastalığı diğer romatizmalardan ayıran özel bir laboratuvar testi bulunmadığını, muayene ile MR ve ultrason gibi görüntüleme yöntemlerinin tanıda yol gösterici olduğunu aktardı.
Hastalığın nedeninin kesin olarak bilinmediğini, genetik yatkınlığın yanı sıra çevresel faktörlerin de rol oynadığını belirten Orhan, tedavide en önemli basamağın, "hastanın eğitimi" olduğunu vurguladı. Orhan, şöyle konuştu:
"Sedef romatizması kardiyovasküler hastalık riskini artırıyor. Bu nedenle bu hastaların sigarayı bırakması, düzenli egzersiz yapması ve kilo vermesinin tedavide önemli bir yeri var. Hastalık her yaşta görülebiliyor. Uzun süredir geçmeyen dirençli bel ağrılarınız varsa ve bu ağrılar istirahatte artıyorsa topuk ağrılarınız, göz iltihabı veya yakın akrabalarınızda sedef öyküsü varsa bu durumda erken tanı önem taşıyor." (AA)


